Çarlık Rusyası'nın "ya itaat ya ölüm" hedefiyle sürdürdüğü, 21 Mayıs 1864 tarihiyle simgeleşen Çerkes sürgün ve soykırımının 158. yılı.
Kuzey Kafkasya halklarının maruz kaldığı soykırım, yıldönümünde bugüne taşınıyor. Adige Cumhuriyeti'nde bulunan Penehes ve Afıpsıp köylerinden 1864 yılında Anadolu'ya gönderilen ve üç ayrı köye dağıtılan (Karaçalılık, Muratlar, Balıklıdere) köylüler, 158 yıl sonra "Aramızdaki Deniz" sergisiyle bir araya geliyor.
Çerkesler, 21 Mayıs 1864'te ana yurtlarından koparılarak kara ve deniz üzerinden, insanlık dışı koşullarda sürgüne tabi tutuldu. 1,5 milyon Çerkes'in büyük bir kısmı sürgün yollarında ve vardıkları limanlarda hayatını kaybetti. Hayatta kalanlar ise Osmanlı'nın iskân politikaları sonucu Anadolu, Balkanlar ve Ortadoğu'ya dağınık bir şekilde yerleştirildiler.
İki kıyıya ayrılan fotoğraflar
Sanatçı Denef Huvaj'ın sürgünü soyut ama hakiki bir dille anlattığı sergi; yersiz yurtsuzluğa, ayrılığa, belirsizliğe, ölüm korkusuna ve kayıplara odaklanıyor. Denef Huvaj, fotoğraflarıyla sürgünden kalanlara bakarken, coğrafyasından, kültüründen, ikliminden, geçmişinden koparılan bir halkın dinmeyecek acısını gözler önüne seriyor.
Sergide iki kıyıya ayrılan fotoğraflar, iki karşı yakada birbirlerinin hikâyeleriyle, özlemleriyle büyümüş köy sakinlerini gösteriyor.
Küratörlüğünü Eda Yiğit'in üstlendiği sergi, 29 Mayıs'a kadar Karaköy Schneidertempel Sanat Merkezi sergi salonunda görülebilir.
* Sergi, pazartesi günleri kapalı, diğer günler ise 11.00-18.00 saatleri arasında açık. Sergiye giriş ise ücretsiz.
Schneidertempel hakkında
19. yüzyılda kurulan bir Aşkenaz Sinagogu olarak bilinen Schneidertempel, İstanbul'un tarihsel açıdan kozmopolit bir merkezi olan Galata'da, kültürel mirasıyla bu coğrafyada var olan farklı kültürleri temsil eden ve aynı zamanda korunabilmiş mimarlık örneklerinden biri.
Sinagog, 21. yüzyılda sanat merkezi olarak yeniden yaşama kazandırıldı.
(TY)