Barış Akademisyeni Avukat Cenk Yiğiter, 20 Mayıs’ta evinin önünde silahla saldırıya uğradı. Olaya yönelik başlatılan soruşturma kapsamında Yiğiter’i yaralayan İkbal Önal tutuklandı. Ancak Önal’a yardım ettiği öne sürülen kardeşi E.Ö. ile ulaşılabilmesi zor bir marka silahı temin ettiği anlaşılan A.K. ve kardeşi M. K. serbest bırakıldı.
Saldırı ardından polis fezlekesinde yer alan bazı tespitlerin iddianamede yer almadığı da gündeme geldi. Saldırıyı düzenleyen Önal’ın “kendisini tehdit ederek suça azmettirdiğini” anlattığı “Boran Abi” isimli kişiye yönelik bilgiler iddianamede yer almadı. Saldırıda kullanılan silahla aynı model başka bir silahı istediği ifade edilen E. T. ve saldırının olduğu gün M. K.’ya para gönderdiği belirlenen Z. O.’ya yönelik ayrıntılar da iddianame dosyasına konulmadı.

HUKUKÇU YİĞİTER BACAĞINDAN VURULDU
"Barış Akademisyeni" Cenk Yiğiter'e evinin önünde silahlı saldırı
Akademisyen Cenk Yiğiter’e saldırı ardından ilk duruşma 13 Ekim’de Ankara 47. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkemede Yiğiter’in avukatı, şüpheli A. K. ve kardeşi M. K.’nın tutuklanmasını talep etti. Ancak mahkeme bu talebi, “mevcut delil durumu” ve “kaçma şüphesinin olmaması” nedeniyle reddetti.
Öte yandan Önal’a yardım ettiği öne sürülen 18 yaşından küçük E.Ö.’nün Çocuk Mahkemesi’nde görülen dosyası Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki dosya ile birleştirildi.
Yiğiter’in avukatının olayın “örgütlü silahlı saldırı" niteliğinde olduğunu savunarak dava hakkında görevsizlik kararı verilmesi ve dosyasının Ağır Ceza Mahkemesi’ne taşınmasını ve ek soruşturma yapılmasını da talep etti. Ancak mahkeme bu talebe yönelik henüz karar vermedi.
“Dosya araştırma yönünden eksik”
Yiğiter, kendisine saldıran İkbal Önal’ın “kendisini tehdit ederek suça azmettirdiği” yönünde anlattığı “Boran abi” isimli kişinin araştırılmadığını dile getirdi. Önal’ın bu kişiyi tanığını ifade etmesine rağmen Savcılığın, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden soruşturma talep etmediğini iddia ederek, bu durumun dosyanın önemli eksiklerinin biri olduğunu savundu. Saldırı ardından adı geçen E.T.’nin ve Z. O’nun da benzer durumda olduğunu öne sürdü.
Yiğiter ve avukatları mahkemede şüpheli A.K. ve M.K’nın telefonlarında çok sayıda silahlı fotoğraf bulunduğunu ve ilgili kişilere gönderildiğini iddia ederek, şüphelilerin fotoğraflar için “silahlara merak” yönünde savunma yapmasının ardından yapılan araştırmanın yetersiz olduğunu söyledi. Ayrıca şüphelilere yönelik telefon trafiği, MASAK araştırması ve olayla ilgili bazı istasyonu kayıtlarının (HTS) istenmesine yönelik kararın henüz sonuçlanmadığını ifade ederek sürece tepki gösterdi.
“Taleplerimiz dikkate alınsın”
Saldırıya uğrayan akademisyen avukat aracılığı ile Savcılıktan ve Kaymakamlıktan koruma talep edilmesine rağmen henüz olumlu bir karar verilmediğini dile getirdi. Şüphelilere yönelik “uzaklaştırma talebi” de karşılıksız kaldı.
Duruşma ardından sürece yönelik konuşan Yiğiter şunları söyledi:
“Saldırı ardından ilk yakalama işlemleri dışında bir somut, elle tutulur bir adım atılmadı. Can güvenliğim konusunda ülkedeki herkes kadar endişe duyuyorum. Saldırının arkasında devlet tarafından korunun kişilerin olduğunu ve yeterince araştırma yapılmadığını düşünüyorum. E. T. ve Z. O. dahil tüm şüphelilerin sorgulanması gerekir. Saldırıda pahalı ve teknik açıdan belirgin özellikleri olan bir silahın kullanılması ile bana mesaj verilmeye çalışıldı. Soruşturmanın, araştırmanın, taleplerimiz dikkate alınmasını talep ediyorum. Silahı sipariş eden kişi silahı saldırı günü sipariş ediyor. Atillanın Z.O.’nun ”konumdayız” demesine rağmen bunun üzerine gidilmedi, araştırmadı. Ben kendim araştırdım ve birçok bilgi burarak dosyay bunları sundum.” (GÖ)







