BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, Pazartesi günü, BM İnsan Hakları Konseyi'nin 52. Oturumu'nun ilk birleşiminde yaptığı konuşmada Rusya'nın "özel askeri harekat" olarak adlandırdığı Ukrayna işgalini "anlamsız" olarak niteledi ve kınadı.
İnsan Hakları Konseyi'nin 52. Oturumu'nun gündeminde Rusya'nın Ukrayna'da işlediği iddia edilen "savaş suçları"nın araştırılması ve Çin'in Müslüman Uygurlara yönelik tutumunun ele alınması önemli bir yer kaplıyor.
Toplantının açılışında, Gambiya'nın Birleşmiş Milletler Cenevre Ofisi Daimi Temsilcisi Muhammadou M.O. Kah'ın istemi üzerine, Türkiye ve Suriye'deki depremde can verenler onuruna bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.
Türk: "Ukrayna savaşı, hakları dizginliyor"
BM Yüksek Komiseri Türk, göreve geldikten sonra 47 üyeli konseyde yaptığı ilk konuşmasında, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalini bir baskı örneği olarak göstererek, bu savaşla birlikte insan hakları kazanımlarının dizginlendiği ve hatta tersine çevrildiği uyarısında bulundu.
Türk, son 75 yılda derin kazanımlar ve birçok başarı elde edildiğini söyledi. Bununla birlikte, geçmişteki baskıların, Rusya'nın Ukrayna'yı işgaliyle Avrupa'da tanık olunduğu şekilde, saldırı savaşlarını da içeren çeşitli kisvelerde geri dönebileceği konusunda uyardı. 75 yıl önce İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin kabulüne yol açan ruhu yeniden canlandırmanın önemini vurguladı. "Amaç, dönüştürücü olan 21. yüzyılın dönüştürücü insan hakları vizyonunu teşvik etmek ve uygulamak olmalı" dedi.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de konuşmasında, savaşın "kitlesel hak ihlallerini" tetiklediğini söyledi.
4 Nisan'a kadar sürecek oturum boyunca, üye devletlerin çoğunun, Ukrayna'daki gerçekleştiği iddia edilen vahşeti soruşturmak üzere kurulan BM soruşturma kurulunun görev süresini uzatılması ve derinleştirilmesi yönünde çaba göstereceği öngörülüyor.
Rusya üyeliğinin askıya
alınması sonrasında ilk kez katılıyor
Ukrayna, Rusya işgalinin siyasal ve askeri liderlerinin yargılanması için özel bir mahkeme kurulması çağrısında bulundu ve Moskova'nın sorumluluğunun ortaya çıkarılmasını sağlamak için bu organın gerekliliğini savundu.
Birçok ülke, Konsey'den özellikle Ukrayna dışişleri bakanının "soykırım suçu" olarak tanımladığı, binlerce çocuğun Ukrayna'dan Rusya'ya götürülmeleri iddiasını soruşturması çağrısında bulundu.
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, "Çocukları evlerinden alıp götürmekten daha tiksindirici ne olabilir?" dedi. "Her çocuk evine dönene kadar durup dinlenmek yok."
Ukrayna ve müttefiki ülkeler, Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Riyabkov'un Perşembe günü konseye katılarak konuşacak olmasından rahatsız. Geçtiğimiz yıl savaşın başlamasından bu yana Moskova'dan bir Rus yetkili, Konsey toplantısına ilk kez katılacak. Rusya savaş suçu işleme ve Ukrayna'da sivilleri hedef alma suçlamalarını reddetse de geçtiğimiz yıl Nisan'da Ukrayna işgali nedeniyle Konseydeki oy hakkından yoksun kılınmış olsa da oturumlara gözlemci olarak katılabiliyor.
TIKLAYIN-Rusya Federasyonu'nun BM İnsan Hakları Konseyi üyeliği askıya alındı
Geçtiğimiz yıl Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un Konsey'deki konuşması sırasında salonu terk eden Batılı diplomatlar, bu yıl Riyabkov'un toplantıda hazır bulunması konusunda yorumdan kaçınıyor.
Reuters'in haberine göre, Ukrayna'nın Cenevre'deki Birleşmiş Milletler Ofisi Daimi Temsilcisi Yevheniya Filipenko, Ukrayna'nın Rusya'nın varlığını hoş karşılamadığını ve "buna göre davranacağını" söyledi ancak ayrıntıya girmedi.
Volker Türk'ün Uygur sorununa
yaklaşımı merakla bekleniyor
Merkezi Cenevre'de bulunan BM İnsan Hakları Konseyi, hükümet temsilcilerinden oluşan ve görevi dünya ölçeğinde insan haklarını korumak olan tek uluslararası kuruluş. Bağlayıcı yasal yetkilere sahip olmasa da, ele aldığı konular tartışmaların derinleşmesine katkıda bulunabiliyor ve ulusal ve uluslararası mahkemeler önüne getirilecek kanıtları ortaya çıkartan soruşturmaları teşvik edebiliyor.
52. Oturum, öte yandan kimi hak kuruluşlarınca Beycin'e karşı çok yumuşak tutum almakla suçlanan selefi Michelle Bachelet'in yerini alan Türk'ün Çin'e yönelik yaklaşımının da anlaşılmasını sağlayacak.
İnsan hakları kuruluşları, Beycin'i, Çin'in Sincan'da yaşayan çoğunluğu Müslüman 10 milyon dolayındaki Uygur'a yönelik olarak, toplama kamplarında kitlesel zorla çalıştırma da dahil olmak üzere insan hakları ihlalleri işlemekle suçluyor. Amerika Birleşik Devletleri ve başka bazı ülkelerin milletvekilleri ve parlamentoları Çin'i soykırımla suçladılar.
Çin, bu iddiaları kuvvetle reddediyor.
(AEK)