Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Sözcüsü Hüseyin Çelik gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Çelik, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun “Ben profesyonel hiçbir siyasetçiye güvenmem” sözlerini eleştirdi:
“Güvenmiyorum diyorsunuz. Sayın Feyzioğlu’nun siyaset kurumuna sıcak bakmaması, merhum babası Turan Feyzioğlu'nun* siyaseten hüsrana uğramasının katkısı olabilir. Kibir profiliyle karşı karşıyayız. Kusura bakmasın, ben Sayın Feyzioğlu’na bir abisi olarak sesleniyorum. Bu usulle siz hiç kimseye fayda sağlayamazsınız.”
“Kamuoyunda beklenti oluştu”
Çelik’in açıklamalarından satır başları şöyle:
“Sayın Başbakan Barolar Birliği Başkanı’na yeniden yargılamaya sıcak baktığınım ifade etmiştir. Yeniden yargılama, Ergenekon terör örgütünü yok sayma anlamına gelmiyor. Balyoz eylem planını yok sayma anlamına asla gelmiyor. Bunları görmemezlikten gelmek, milli iradeye kast eden bu hususları göz ardı edelim anlamına gelmiyor.”
“Sayın Başbakanımız yeniden yargılamaya sıcak bakıyorum derken, bu konuda hala bir eksiklik varsa, bir engel varsa, adalet bakanımıza bir talimat vermiştir, bu konuda bir çalışma yapın demiştir.”
“Bununla ilgili nihai hüküm verilmeden, barolar birliği başkanı kendini yürütmenin yerine koyarak, kamuoyunda, tutuklu olan insanlar nezdinde büyük bir beklenti oluşturmuştur. Şov yapmaya devam ediyor.”
“Ergenekoncular, Balyozcular”
“Ne Ergenekoncular ne Balyozcular ne de onların savunucuları bizim için cici değildir. Dün değildi, bugün değil, yarın da olmayacaktır. Bir kez daha bir şeyin altını çizmek istiyorum, eğer bir insana bile bile haksızlık yapılmışsa, aleyhinde delil üretilmişse, yeni belgeler ortaya çıkmışsa, bitmiş davalar için söylüyorum, iade-i muhakeme yapılmalıdır.”
“Yeniden yargılamaya evet, ama milli iradeye kast eden bir şey varsa kesinlikle biz orada yokuz. Askerin, yargının vesayetine hayır diyoruz. Bütün vesayetlere kapalıyız. Bunun böyle bilinmesi gerekiyor.”
“Uludere operasyon kazası”
“Malumunuz Uludere’de 34 vatandaşımızın hayatını kaybettiği olaydır. Hatırlamaya çalışalım, AK Parti MKYK toplantısı vardı. Bu olayı da değerlendirdim.”
“O olayda hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımıza, başsağlığı dileyerek başladım. O gün eldeki bilgi belgelere göre, sonucunda bu bir operasyon kazasıdır dedim. Ama burada bir hata, bir eksik, aksak varsa bir ihmal kusur varsa kasıt varsa, bunun gereği yapılacaktır, yapılmalıdır dedim. Ben kasıt meselesini düşünmek bile istemiyorum dedim.”
“Hadisenin ardından biz meseleye legal veya illegal yollardan rızkını kazanmaya çalışan insanların, bu bombalamaya hedef olduğunu, ailelerin insanca hayatlarını sürdürmelerini gerektiğini ifade ettik. Onların evlatlarını geri getirmek mümkün değildi.”
“Tazminatı 20 binden 120 bine çıkardık”
“Ancak devlet olarak, bir miktarda maddi yardım yapılması için, normalde 20 küsur bin lira tazminat söz konusuyken, 120 bin küsur gibi bir tazminat tanzim edildi.”
“Fakat devreye örgüt girdi, BDP girdi. Bu insanların bu parayı alması engellendi. Adına da kan parası dediler. Biz de dedik ki, şehit yakınlarına da tazminat ödeniyor. Bu kan parası değildir, bütün ısrarlara rağmen yapmadılar.”
“Vicdanım tatmin olmadı”
“Bugün çıkan karar benim vicdanımı tatmin etmemiştir. Hrant Dink davasında hatırlarsanız aynı şeyi söylemiştim. Temenni ederim ki, eğer bir hata varsa, hatalı var demektir. Bir trafik kazasında bile, bir insanın ölümüne sebebiyet verirseniz, buna taksirli suç denir.”
“Ceza kanununda bir karşılık gerektirir. Dolayısıyla bu meseleyi böyle değerlendirmemiz gerekiyor. Türkiye’de ister sivil ister askeri mahkemelerin her kararda yüzde yüz isabet vardır iddiasında olan kimse yoktur.”
“Hatanın bedelini öderiz”
“Birinin rüşvet aldığı tespit edilirse hep birlikte ona hırsız diyeceğiz. Ortada bazı dedikodular varken, 8 küsur milyon üyesi olan, 21,5 milyon oy almış bir teşkilatı olan partinin bütün mensuplarını siz hangi hakla bu şekilde itham edersiniz?”
“Ben size çok açık bir şey söyleyeyim. Ben başta olmak üzere, biz bir siyasi hata yaparsak biz bunun bedelini öderiz. Bir AK Partili suç işlerse, er ya da geç, hukuka bunun hesabını verecek.”
“Başbakan çıkıp da mal varlığını açıklayabiliyor mu diyor. Hemen başbakanlığın sitesine girin, başbakan bölümünü tıklayın, özgeçmişinin altına koymuş, sürekli güncelleniyor.”
“Cemaat mensubuyla kavgamız olmaz”
“Cemaatin herhangi bir mensubuyla kavgamız olamaz. Cemaat dediğin, esnafından memuruna, öğrencisinden öğretmenine, ev hanımına kadar geniş bir kitleden söz ediyoruz. Bu insanların önemli bir kısmı bizim teşkilatlarımızda görev almış durumdadır.”
“Kendi tabanımızla birbirimize girmemizden birileri hoşnut olabilir, ama bizi etmez. Babanın hatasından dolayı oğlunu, oğlunun hatasından dolayı kardeşinizi itham edemezsiniz.”
“Fişlemek alçaklıktır”
“(Fişlemelere) Bugün de alçaklık diyorum. Bir insanı zor duruma düşürmek için, özel hayatını, inançlarını bir yerde tutup da bir gün kullanıyorsanız bu doğru değildir.” (AS)
* Hukuk Profesörü Turan Feyzioğlu 1957 yılında CHP’den Sivas milletvekili, 1961’de CHP’den Kayseri milletvekili seçildi. 70’li yıllarda bakanlık ve Başbakan Yardımcılığı yapan Feyzioğlu 1980’e kadar Cumhuriyetçi Güven Partisi Genel başkanlığı görevini yürüttü. 12 Eylül darbesinin ardından Kenan Evren, Feyzioğlu’nun Başbakan olmasına karar verdi ancak generallerin itirazlarına üzerine beş saat sonra görevden alındı.