Fotoğraf: csgorselarsiv.org
“CEDAW toplantısında Komitenin soruları çok büyük oranda Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden niçin çıktığı, bunun nedenleri üzerindeydi.
“ İstanbul Sözleşmesi kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi ve bu tür şiddetle etkili mücadele için yapılmış olan bir Avrupa Konseyi Sözleşmesidir.
"Ancak, bu sözleşmenin CEDAW ile çok yakından bağlı olduğu da bir gerçektir. Bu durum Cenevre’deki toplantıda da CEDAW üyelerince ısrarla vurgulandı ve Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmasının ülkede CEDAW’ın uygulanmasına yönelik olarak de soru işaretleri doğuracağı açıkça dile getirildi.”
“CEDAW üyelerince toplantı boyunca dile getirilen bu endişeyi Başkanı Gladys Acosta Vargas da kapanış cümlesinde tekrar vurguladı.”
CEDAW Komitesi eski Başkanı Prof. Dr. Feride Acar, CEDAW'ın 82'nci oturumu kapsamında (14-15 Haziran 2022) gözden geçirilen Türkiye raporuna ilişkin toplantıda olan biteni bu sözlerle özetliyor
Geçen hafta, Cenevre’de gerçekleşen toplantılarda Türkiye, BM Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi (CEDAW) Komitesine, 8. Dönemsel Raporunu sundu.
BM Genel Kurulu tarafından 1979′da kabul edilip, 1981′de yürürlüğe giren Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW)’ni Türkiye 1986'da onayladı.
Sözleşme’yi onaylayan devletler kadın-erkek eşitliği açısından ülkedeki genel durum ve devlet tarafından atılan adımlar ve uygulanan politikaların değerlendirilmesi için, dört yılda bir, BM CEDAW Komitesi’ne ülke raporu veriyorlar.
Sözleşmenin uluslararası alanda denetlenmesi bu raporların CEDAW Komitesi tarafından gözden geçirilmesi yolu ile yapılıyor.
Bu amaçla, devlet yetkilileri ile CEDAW Komitesi arasında Cenevre’de "yapıcı diayalog" oturumları geçekleştiriliyor.
Bu izleme sürecinde ülkedeki sivil toplum örgütleri tarafından verilen "Gölge Rapor"lar da kabul ediliyor.
Cenevre’de yapılan Türkiye oturumlarında da CEDAW Komitesi sordu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık başkanlığında çeşitli devlet kurumlarının temsilcilerinden oluşan heyet soruları yanıtladı.
Gölge raporlar da sunuldu
Türkiye’nin 8. Ülke Raporu daha önce Komiteye yazılı olarak sunulmuştu; bu toplantıda CEDAW Komitesi’nin rapora ilişkin sözlü soruları yanıtlandı. Türkiye’deki sivil toplum örgütleri de toplantı öncesinde Gölge Rapor’lar hazırlamış ve CEDAW’a sunmuştu.
CEDAW Komitesi, bu sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ile de Cenevre’de görüştü ve Türkiye’deki eşitlik mücadelesine ilişkin onlardan da bilgi aldı.
Türkiye’nin 8. Dönemsel Ülke Raporu'nu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, CEDAW 82'nci oturumu kapsamında sundu ve Komite üyelerinin sorularının büyük bölümünü bizzat yanıtladı.
Prof. Dr. Acar, CEDAW Komitesi’nde daha önce görev yapmış, 16 yıl bu Komitede yer almış, kadın hakları açısından Türkiye’deki durumu en iyi takip eden isimlerden.
"Komite, Sözleşme'den çıkılmasını vahim olarak değerlendirdi"
CEDAW’ın işleyişine hakim ve CEDAW’ın yaklaşımının ne anlama geleceğini en iyi analiz edebilecek isimlerden olan Prof. Dr. Acar, CEDAW Komitesi’nin Türkiye’yi değerlendirdiği toplantıyı bianet’e yorumladı.
İki gün boyunca süren toplantıları online olarak takip eden Acar’ı dinliyoruz:
“Kadın - erkek eşitliğine ilişkin olarak bütün ülkelerde eksiklikler var. Hiçbir devlette yüzde yüz tatmin edici biçimde, CEDAW Sözleşmesi’nin bütün maddeleri tam anlamı ile uygulanıyor denilemez.
"Keza kadınlara yönelik ayrımcılık veya şiddete ilişkin sorunların hemen çözülmesi mümkün değil. Nitekim CEDAW Komitesi’nin incelemelerinde bu gerçek her zaman göz önünde tutulur.
“Komite’nin toplantı sırasında devlet yetkililerine yönlendirdiği sorulara aldığı yanıtlar ışığında hazırlayıp toplantı sonrasında yazılı olarak açıklayacağı “Sonuç Görüşleri”, rapor dönemindeki uygulamaları değerlendiren ve bir sonraki dönemde uygulanması tavsiye edilen politika ve önlemleri açıklayıp, devlete yol gösterecek olan belgedir.
“Kanımca CEDAW Toplantısında Komite üyelerince sorulan sorular ve belirtilen görüşler, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin ülkede kadınların insan hakların korunması açısından çok ciddi bir olumsuzluk olduğunun altını çizdi. İstanbul Sözleşmesinden çekilmenin CEDAW uygulamasını da olumsuz etkileyeceğini açıkça vurgulandı.
“Türkiye'yi temsilen Sayın Derya Yanık oradaydı. Bakan olarak bütün soruları o yanıtladı, açılış ve kapanış konuşmalarını o yaptı. Soruların da çok büyük bir kısmına kendisi cevap verdi. Bu genel olarak Komite’de olumlu değerlendirilen bir husustur. Sayın Bakan’ın sorulması muhtemel sorulara yönelik olarak da hazırlıklı olduğu görülüyordu.
“Toplantıya ilişkin olarak söyleyebileceğim en çarpıcı ve belirgin olan gözlem bence, şuydu. Toplantıda, Komitenin sorularının çok önemli bir bölümü Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden niçin çıktığı üzerindeydi ve Komite bunu çok vahim bir durum olarak değerlendirdiğini açıkça belirtti.”
'İstanbul Sözleşmesi soruları iki gün boyunca hep tekrarlandı'
“CEDAW Başkanı Gladys Acosta Vargas’nın kapanış cümlesi de kanımca bu bağlamda önemliydi. Başkan, İstanbul Sözleşmesi’nden niçin ayrılındığı konusunda verilen yanıtlarla Komite’nin pek ikna olmadığını ifade eden bir cümle ile toplantıyı bitirdi.
“Kanımca burada ilginç olan şu. CEDAW bir Birleşmiş Milletler Sözleşmesi, yani 198 devletin onayladığı küresel bir sözleşme. İstanbul Sözleşmesi ise bir Avrupa Konseyi Sözleşmesi, yani bölgesel bir sözleşme.
"Fakat İstanbul Sözleşmesi'nin şiddete ilişkin hükümleri ve de öngördüğü düzenlemeler o kadar daha ileri ve güncel ki son yıllarda giderek CEDAW da bunları benimsedi. Nitekim, CEDAW Komitesi tarafından 2017’de kabul edilen Genel Tavsiye 35 (ki kadınlara karşı toplumsal cinsiyete dayalı şiddete ilişkindir) doğrudan İstanbul Sözleşmesine dayalıdır.
"Bunu şunun için söylüyorum. Bugün artık İstanbul Sözleşmesi'ni gündemden kaldırdığınız zaman kadınlara karşı şiddet konusunda CEDAW’ın dayandığı temeli de büyük ölçüde tahrip etmiş oluyorsunuz. Nitekim, Komite de Türkiye heyeti ile yaptığı diyalogda bu endişesini aynen bu şekilde belirtmiştir.
“Sonuç olarak, CEDAW Komitesi’nin Türkiye oturumunun İstanbul Sözleşmesi konusunun gölgesi altında gerçekleştiğini söyleyebilirim.
“Ancak, kadın hakları ve eşitlik alanında CEDAW’ın denetim alanına giren bir çok diğer diğer konuya ilişkin soru ve eleştiriler de dile getirildi.
“CEDAW Sözleşmesi’nin 16 içerik maddesi vardır. Bunların her biri farklı bir alanda kadın- erkek eşitliği ve kadınların insan hakları ile ilgilidir.
"Örneğin, eğitim, çalışma yaşamı, siyaset , sağlık, aile ve evlilik ilişkileri… CEDAW üyeleri, Türkiye heyetine bütün bu alanlardaki durum ve uygulamalara ilişkin de tek tek, ayrıntılı ve derinlemesine sorular da sordular.
Bakan Yanık’ın yanıtları
“Sayın Bakan sorulan sorulara genelde İstanbul Sözleşmesi’nin bir çerçeve sözleşme olduğu ve onun içindeki araçları kendilerinin ülkede başka kanunlara, kurumlara zaten entegre ettikleri ve kadınlara yönelik şiddetle mücadelede bunları uyguladıkları yönündeydi. Komite üyeleri tarafından ısrarla yinelenen “peki o zaman niye İstanbul Sözleşmesinden çıkma yoluna gittiniz?” sorusuna da, son tahlilde, kanımca CEDAW Komiteyi ikna edici bir yanıt vermedi.
“İstanbul Sözleşmesi konusu olsun, kadın-erkek eşitliğine ilişkin diğer sorular olsun, Sn. Bakan ve heyet üyelerinin yanıtları hep yasal eşitlik anlayışı bağlamındaydı.
"Sayın Bakan sık sık Anayasa’nın 10. Maddesi’ni vurguladı. ‘Ve yasalarımızda kadın erkek eşittir. Her türlü ayrımcılık yasaktır. Hiç kimseye ayrımcılık’ yapılamaz’, ‘ yapılırsa da yasalar nezdinde suç muamelesi görür’ anlayışını ısrarla dile getirdi.
"Ancak biliyoruz ki, bu yaklaşım CEDAW sözleşmesinin eşitlik talebini karşılayacak bir duruş değildir. CEDAW Sözleşmesi iki tür eşitliği vurgular ve talep eder. Yani hem yasal eşitlik olacak, hem gerçek yaşamda eşitlik olacak der CEDAW.
"Unutmayalım ki, Türkiye Cumhuriyeti artık 8. CEDAW raporunu veren bir devlettir. Otuz küsur yıldır bu Sözleşme’ye taraf olmuş bir devletin kadın-erkek eşitliğini sadece, ya da ağırlıklı olarak, yasalar üzerinden tanımlaması CEDAW açısından savunulacak bir duruş değildir.
"Gerçek yaşamda eşitlik CEDAW’ın çok önemli bir talebidir ve bu sözleşmenin uygulanmasında artık o noktalara çoktan gelinmiş, geçilmiş olması gerekmektedir.
"Kanımca CEDAW Komitesi’nin Türkiye hayeti ile olan diyaloğunda bu noktadaki eksiklik de belirgin olarak ortaya çıktı.
“CEDAW Toplantısında bugün Türkiye'de tartışılmakta olan, özellikle de kadın hareketinin devamlı vurguladığı ve gündemde tuttuğu, bütün toplumsal cinsiyet eşitliği ve ayrımcılık konuları CEDAW üyelerince heyete soruldu.
"Bu bağlamda nafaka meselesi, erken ve çocuk yaşta evlilikler, evli kadının soyadı, kürtaj gibi konular tek tek gündeme getirildi. Bunlara Bakan Yanık tarafından verilen cevaplar mevcut durumun gerçek eşitlik esası üzerinden değerlendirilmesinden ziyade, yasal duruma atıf yapan yanıtlardı.
"Bu bağlamda, her ne kadar Sn Bakan tarafından, bazı alanlarda, uygulamaya yönelik olarak alınmış yeni tedbirler ya da alınması planlanan önlemlerden de söz edildi ise de kanımca, devletin yanıtları genelde ‘yasal eşitlik’ boyutunu vurgulayan bir söylem olarak kaldı.”
“CEDAW Komitesi’nin Türkiye ‘nin 8. Raporu üzerinden yapılan değerlendirme sonunda vardığı sonuçlar yakın gelecekte Komite’nin ‘Sonuç Görüşleri’ olarak resmen açıklanacaktır.
"Devlete de yazılı olarak bildirilecek olan bu 'Sonuç Görüşleri' belgesinin ülkede yetkililere ve kamu oyuna yaygın olarak duyurulması ve önümüzdeki dört yıllık dönemde uygulanması beklenecektir."
TIKLAYIN - İstanbul Sözleşmesi'nin tüm maddeleri...
TIKLAYIN - 7 Soru, 7 Yanıt: İstanbul Sözleşmesi Nedir, Ne Getiriyor?
TIKLAYIN - İstanbul Sözleşmesi nedir, ne değildir?
TIKLAYIN - “İstanbul Sözleşmesi 4 partinin de ortak fikriydi”
Prof. Dr. Feride Acar hakkında
Öğretim Üyesi ve Siyaset Bilimci. Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Başkanı.
2005'den bu yana Avrupa Konseyi Kadınlara Karsı Şiddetle Mücadele Görev Gücü'nde uluslararası uzman olarak görev yapıyor.
TED Ankara Koleji ve ABD'de (Darien High School)da tamamladı ve ODTÜ'den sosyoloji dalında lisans derecesini aldı.
Lisansüstü öğrenimine ise ABD'de devam etti ve Pennsylvania Eyaletinde Bryn Mawr College'dan siyaset sosyolojisi dalında yüksek lisans ve doktora dereceleri aldı.
1976'da ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü'nde öğretim üyesi olarak görev yapmaya başladı. 1988'de doçent, 1994'de profesör oldu.
1980'li yıllardan bu yana çalışmalarını kadın hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği alanlarında yoğunlaştırdı. 1994'de ODTÜ Kadın Çalışmaları Anabilim Dalı ve Yüksek Lisans Programının kurulmasına öncülük etti.
1994-2003 yılları arasında ODTÜ Kadın Çalışmaları Anabilim Dalı ve Yüksek Lisans Programının Kurucu Başkanı olarak görev yapan Feride Acar, Türkiye'de kadın çalışmaları alanının üniversitelerde kurumsallaşmasına katkı yaptı.
Kadın-erkek eşitliği ve kadınların insan hakları konularında Dünya Bankası, BM Kalkınma Programı, AB gibi kurumlar için uluslarası danışman olarak görev yapmış; Türkiye Cumhuriyetini birçok uluslararası toplantıda temsil etmiş, ulusal ve uluslararası nitelikli proje ve sivil toplum etkinlikleri içinde de yer aldı.
Uluslararası düzlemde kadın haklarının denetiminden sorumlu Birleşmiş Milletler organı olan CEDAW Komitesine (Kadınlara Karsı Ayırımcılığın Önlenmesi Komitesi) 1997 yılında üye seçilen Feride Acar, raportör ve Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulunduktan sonra, 2003 de BM CEDAW Komitesi Başkanı oldu.
Kadınların uluslararası insan hakları, akademik yasamda kadın, Türkiye'de kadın hakları, İslamcı hareketlerde kadın gibi konular yanında, Türkiye'de siyasal yaşam, siyasal kurumlar ve partiler, toplumsal değişim alanlarında yurtiçinde ve dışında yayınlanmış eserleri bulunuyor.
(EMK)