Karakolda ve tutuklu olduğu cezaevinde işkence yapıldıktan sonra Şişli Etfal Hastanesi'ne kaldırılan 29 yaşındaki Engin Çeber, avukatı Oya Aslan'ın bianet'e verdiği bilgiye göre, makineler sayesinde hayatta tutulurken hayatını kaybetti. Aslan doktorların daha önce "her an kaybedebiliriz" dediklerini aktardı.
Aslan, Çeber'e yapılan işkencenin ayrıntılı otopside saptanacağını söyledi. Ölümden sonra işkencenin bulgulanması için Minnesota Protokolü'nün uygulanması gerekiyor.
Çeber için Baro, Tabip Odası ve Meclis müdahil olacak
Aslan'ın verdiği bilgiye göre Çeber'in otopsisinde işkencenin belirlenebilmesi için İstanbul Tabip Odası bir hekim ve İstanbul Barosu bir avukat görevlendiriyor. Meclis İnsan Hakları Komisyonu'nun da konuyla ilgilendiğini, Milletvekili Çetin Soysal'ın kendilerini arayıp bilgi aldığını söyleyen Aslan, etkili ve kapsamlı bir soruşturma istediklerini de ifade etti.
Baykal, Karakaya, Gün hâlâ tutuklu
Bakırköy Savcılığı, Çeber hakkında tahliye kararı vermişti. Aslan'a göre bu kararın olumlu yanı, ailesinin Çeber'i hastanede görebilmesi. Ayrıca Çeber'in tutukluluğuna zaten gerek olmadığını söylüyor.
Ancak, Çeber'le birlikte 28 Eylül'deki basın açıklamasının ardından İstinye Karakolu'nda gözaltına alınan, Sarıyer savcılığının haklarında tutuklama kararı vermesinin ardından Metris cezaevine konan Özgür Karakaya ve Cihan Gün ve Bakırköy Kapalı Kadın Cezaevi'ne konan Aysu Baykal, hâlâ cezaevinde tutuluyor.
Aslan: Baykal'ın durumu da kritik
Aslan, böbrek yetmezliği olduğunu, bir ay içinde diyalize girmeyi ve bbrek nakli için kadavra beklediğini söylediği Baykal'ın karakolda e cezaevinde gördüğü işkence nedeniyle ayağa kalkamaz hale geldiğini, durumunun kritik olduğunu aktarıyor.
Dört müvekkili için de iki kez tahliye istediğini söyleyen Aslan, 6 Ekim'de verdiği dilekçenin reddedildiğini, 9 Ekim'de verdiği dilekçenin ardından Çeber'in sağlık durumu nedeniyle tahliye edildiğini, diğer üç kişininse "delillerin henüz toplanmamış olması, suçlamanın vasıf ve mahiyeti nedeniyle" reddedildiği bilgisini veriyor.
Aslan'a göre gerekçelerin geçerliliği yok. Dört kişi "polise mukavemet"le suçlanıyor. Bu süreç cezayla sonuçlansa bile en fazla iki yıl hapis cezası çıkabileceğini, bu tür cezaların da ya ertelendiğini ya da para cezasına dönüştürüldüğünü vurguluyor.
Dört kişi, 28 Eylül'de Sarıyer'de, Ferhat Gerçek'in polis tarafından vurulmasıyla ilgili cezasızlığı gündeme getiren basın açıklamasının ardından polis tarafından gözaltına alınmış, Halkın Hukuk Bürosu, İstinye Karakolu'nda ve cezaevinde işkence yapıldığını duyurmuştu.
İşkence için suç duyuruları
Aslan Bakırköy savcılığının işkencelerle ilgili soruşturma başlattığı bilgisini de verdi. Karakaya ve Gün dün (9 Ekim) Bakırköy savcısı Cevdet Doğan'a cezaevinde ifade verdi ve şikayetçi oldu. Aslan da cezaevi müdürü, doktoru, eza infaz memurları ve dış güvenlikten sorumlu jandarma görevlilileri hakkında suç duyurusunda bulunduklarını söyledi.
"İşkencenin izleri kaybolabilir"
Aslan, bütün bu süre boyunca Çeber'le ilgili verilen tek doktor raporunun gözaltından sonra götürüldüğü İstinye Devlet Hastanesi'nden alınan rapor olduğunu, bunda sırta darp, sırt ve baş ağrıları tespitlerinin yer aldığı, diğer üç kişinin de dün Haseki Hastanesi'ne sevk edildiklerini öğrendiği bilgisini verdi.
Savcıdan işkencenin izlerinin kaybolması ihtimaline karşı Çapa Tıp Fakültesi'ndeki Adli Tıp Kurumu'na gönderilmelerini istediğini söyleyen Aslan, bunun gerçekleştiğine dair bilgi olmadığını ekledi. (TK)