Çay Araştırma Enstitüsünü hayata geçirdiklerini belirten Yüce, 46 yaş çay işleme fabrikası, ülke genelinde 9 bölge müdürlüğü, 3 paketleme fabrikası, 1 ana tamir fabrikasında toplam 20 binin üstünde istihdam sağladıklarını belirtti.
Çaykur, Hazine desteğiyle ayakta duramaz
Çaykurun kimyasal ilaç ve katkı maddeleriyle üretimden organik tarıma geçişi için çalıştıklarını söyleyen Yüce, Gözlem Gazetesinin sorularını yanıtladı:
Göreve başladıktan sonra, yaptığınız ilk iş neydi?
İlk günlerde kurumun fotoğrafını çektik, onu büyütüp dev ekrana taşıdık. Sonra o dev ekranı küçük karelere böldük. Bu kareler nasıl duruyor, zenginlik mi katmış, güzellik mi katmış? Topluma ve dolayısıyla ülkemize hoş görünüyor mu? Bunları adeta bir mikroskop altına alarak inceledik.
Kurumun negatiflerini ve pozitiflerini yan yana koyduğumuzda negatifleri ağırlıklı çıktı. Bugüne kadar kurum Hazine desteği ile ayakta durmaya çalışmış. Ancak bizim çektiğimiz fotoğrafta ortaya çıktı ki, böyle devam etmesi mümkün değil. Bir denge içinde işletme, yatırım ve finans maliyetlerini azaltmalıyız.
Kuruma büyük darbeler vuruldu
İstihdamla ilgili ilk tespitleriniz nelerdi?
Bu işletme içinde en büyük maliyet, personel giderleridir. Bu konuda kuruma vurulan en büyük darbe ise, 1998-1999 yılları içinde 5 bin işçinin kuruma alınması olmuştur. İkinci darbe ise, yine 1999 yılında kurumun ortalama 500 bin ton yaş çay alması gerekirken, 843 bin 150 ton çay alınmasıymış.
İlk olarak İstanbul ve Ankara'daki paketleme fabrikalarını Rize'ye taşımaya başladık. Yani üç fabrikayı tek fabrika haline getirmeye çalışıyoruz. İşçi almamız mümkün değil. Ayrıca zamanı dolanları emekliye ayırıp personel ve işçi azaltmasına gidiyoruz. İşletme maliyetlerini her yıl yüzde 5-10 azaltarak 3 yılda yüzde 25-30 tasarruf sağlamayı amaçladık.
Ayrıca, satışta ayda 10 bin ton satış hedefimizi tutturarak kurumun kendi gelirleriyle giderlerini karşılama çabasındayız.
Türk çayının rekabet şansı düşük
Çaykur, organik çay üretimiyle ilgili deneme üretimlerine başladı. İlk sonuçlar nasıl?
Türk çayının dünyadaki varlığını sürdürebilmesi için organik çay üretimine yavaş yavaş geçmesi gerekiyor. Bu amaçla, Muratlı Çay Fabrikasında deneme üretimine başladık ve Artvin bölgesi pilot bölge seçildi.
Projenin tam anlamıyla hayata geçirilmesi, 20 yılı bulacak. Yanı sıra, bütün çaylıkların iklim şartlarına uyum sağlayan çeliklerle yenilenmesi ve bu yönde aşılama yöntemiyle, kulonlarla üstün kaliteli ve yüksek verimli çay elde etme girişimlerine başladık.
Çaykur, özel sektörle ve dünya piyasalarındaki firmalarla nasıl rekabet edecek?
Türk çayının üretiminde maliyetler yüksek, rekabet şansı yok. Ama asıl tehlike 2004 yılından itibaren gümrüklerin sıfırlanmasıyla ortaya çıkacak. Bu nedenle Türk çayının kimyasal ilaç ve katkı maddesi kullanılmadan üretilmesi gerekiyor.
Rakamlarla çay sektörü
İlk çay tarımı: 1918 Batum
Sektördeki en büyük kuruluş: Çaykur
Çaykurun pazar payı: yüzde 60
Türkiyenin yıllık kuru çay üretimi: 150 bin ton
Türkiyenin dünya çay tüketimindeki yeri: 5.
Türkiyenin dünya çay üretimindeki yeri: 4.
Türkiyede kişi başına düşen yıllık çay tüketimi: 2.36 kilogram
Türkiyenin yaş çay üretimi (ton)
Çaykur-2001: 547.000 2002 552.000
Özel Sektör-2001: 186.480 2002 205.200
Toplam-2001: 733.480 757.200 (BB)