Haberin İngilizcesi için tıklayın
“Gürcüler de ilk başta çay toplamayı bilmiyordu. Yıllarca geldiler öğrendiler. Benim çayımı her yıl toplayan işçilerimiz sınır kapısı kapalı diye gelemedi. Senagal’den, Türkmenistan’dan gelen var Gürcü sınırı kapalı, Gürcüler gelemiyor. Biz bunu anlamıyoruz. Çay üreticisinin derdi çok anlatmakla bitmez..”
Rize Fındıklı’da yaşayan çay üreticisi Mehmet Gürkan, pandeminin çay bahçelerine yansımasını böyle özetliyor. Gürkan, 2007’den beri bölgede organik çay üretiyor ve tarımda zehirli maddelerin kullanılmaması için mücadele ediyor. Köy köy dolaşıp pestisitlerin toprağa ve doğaya verdiği zararları anlatıyor.
Dünya çay üretiminde Çin 2.2 milyon ton ile birinci, Hindistan 1.2 milyon ton ile ikinci, Kenya 475 bin ton ile üçüncü, Sri Lanka 329 bin ton ile dördüncü, Türkiye ise 260 bin ton ile beşinci sırada yer alıyor.
Türkiye'de Doğu Karadeniz Bölgesi'ndeki Rize, Trabzon, Giresun ve Artvin illerinde çay üretimi yapılıyor. Rize, çay üretiminin yüzde 65'lik kısmının yapıldığı yer olduğu için çayla özdeşleşmiş durumda.
Çay "Susurluk"unun ardından çay harmanı göründü
ÇAYKUR’un verilerine göre, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Rize, Trabzon, Artvin ve Giresun illerinde 830 bin dekar alanda 1 milyon üretici aile tarafından yapılan çay tarımında yılda 1 milyon ile 1 milyon 200 bin ton arasında değişen miktarlarda yaş çay ürünü elde ediliyor. Üretilen çay, 151’i özel sektör, 46’sı ÇAYKUR’a ait fabrikalarda işlenerek yılda ortalama 220 ila 250 bin ton arasında kuru çaya dönüşüyor.
Geçen günlerde Rize'de devrilen kamyon çayın “Susurluk”u olarak ifade edildi. Çünkü devrilen kamyondan İran’dan kaçak yollarla getirilen çaylar saçılırken çay üreticisinin sorunları da bir kez daha gündeme geldi.
Kamuoyu “çayın başkenti” olarak anılan Rize’de “kaçak çay” meselesi ile şimdilerde tanışıyor olsa da çay üreticileri uzun yıllardır “kaçak çay”la mücadele ediyor. Çay İhtisas Gümrüğü verilerine göre, geçen yıl 17 bin 260 ton kuru çay ithalatı yapıldı. Bu ithalatın en yüksek olduğu il, Rize.
“Harmanlayıp piyasaya tekrar sürüyorlar”
Çay üreticisi Gürkan, ithal veya kaçak yollarla yurda gelen çayların hemen hepsinin özel fabrikalarda Rize çayı ile harmanlanarak piyasaya sürüldüğünü belirtiyor. Gürkan tepkili:
“Önce ithal-kaçak çaylarla başladılar sonra, kontenjan uygulaması ile devam ettiler. Şu an çay üreticisi çaydan bir gelir elde edemiyor. Yaş çayımız değersizleşirken kuru çayı alamayacak duruma gelmiş yurttaşlar var. İthal çayla yıllardır mücadele ediyoruz, anlatıyoruz fakat devlet bu işin sorumluluğunu tamamen özel sektöre bırakmış gibi. ÇAYKUR var ancak üretici açısından bir bina olarak duruyor ÇAYKUR’un bir işlevi yok. Çay üretimi bitirilmek isteniyor. Bunu da halka rağmen göz göre göre yapamıyorlar ithal çaylar bunun bir ayağı.”
“Gürcüler gelemedi, Afgan’lar bahçelerde”
Rize ve çevresinde Gürcistan’dan gelen işçiler de artık yok. Yerel haber sitelerine yansıyan bilgilere göre bu yıl pandemi nedeniyle en az 40 bin Gürcistanlı işçi Doğu Karadeniz’e gelemedi. Onların yerini, Afganlı, Senagalli, Türkmenistanlı işçiler aldı. Geçmiş yıllarda Türkiyeli işçiler biraz daha fazla kazanırken Gürcistan’dan gelen işçiler 30-40 TL oranında düşük ücret alıyordu. Ancak bu yıl tüm işçilerin aldığı günlük ücret eşitlenmiş durumda. İşçiler 200-250 TL arasındaki günlük ödemeler sonucu bahçeye iniyor.
Çay bahçelerinin çayı tarımını bilmeyen kişiler nedeniyle zarar gördüğünü anlatan Gürkan bu durumun da çay verimi açısından çok olumsuz sonuçları olduğunu söylüyor:
“Gürcistan’dan gelen işçiler de bilmiyordu ilk geldiklerinde. Biz onlara çay toplamayı öğrettik. Toplumsal olarak da yakın olduğumuz için anlaşıyorduk. Bir şekilde iletişim kurabilmiştik. Sınırı kapattılar. Bölgeye bu kez Afgan, Senagal işçiler geldi.
“Çay toplamayı bilmiyorlar. Onlara da öğretiyoruz ama bu süreçte çaylar hırpalanıyor. Olan çay bahçelerine oldu. Bize gelen şu ana kadar ırkçılık veya ayrımcılık bilgisi yok. Şimdi herkes bahçede ortak iş yaptığından böyle şeyler olacağını düşünmüyorum.”
Devlet organik çayda da kota uygulamasına başladı
Gürkan, bölgede organik çay tarımını başlatan ilk isimlerden. “Biz halkı organik çaya çağırırken şimdi bir sorunla karşı karşıyayız. Devlet organik çaya verdiği desteği kesti. Organik çayda da kota uygulaması başladı” diyor.
Çay üreticisinin tamamıyla özel sektörün insafına itildiğini anlatan Gürkan, çay üreticisinin sorunlarını şöyle özetliyor:
“Çayımızı bir şekilde toplatsak da bu kez açım yerine götürüp satamıyoruz. Çayda kota uygulaması var. Bahçedeki çaylar kartlaştı. Çayı ya çok ucuza özel sektöre satıyoruz ya da kuru çay karşılığı veriyoruz.
“Bölgede çay parası ile çocuklar okudu, aileler geçindi ancak bugün çay tamamen üreticinin sırtında bir yük konumuna getirildi.”
"Çayın "Susurluk"u hakkında suç duyurusuCHP Rize Milletvekili Adayı Avukat Remzi Kazmaz, 21 ton çay taşıdığı belirtilen tırla ilgili Rize Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Kazmaz, suç duyurusunda, tır olayıyla ilgisi bulunanların neden cezalandırılmaları gerektiğini şöyle sıraladı: "1. Şüphelilerden H... şirketinin İran'dan yurda getirdiği çaylar bu firma ve başka birçok firma; zaman zaman doğrudan, zaman zaman da yerli çaylarla karıştırılarak piyasada "Rize'nin yüksek kesimlerinden toplanan organik ve yüksek kaliteli Rize çayı" olarak satmak suretiyle 5996 sayılı kanunun 3/63 maddesinde düzenlenen Tağşiş ve yine aynı kanunun 3/64 maddesinde belirtilen Taklit suçlarını işlemişlerdir. Bu konuda devam eden birçok yargılama bulunmaktadır. 2. 5996 sayılı kanunun 3/63, "Tağşiş: Bu Kanun kapsamındaki ürünlere temel özelliğini veren öğelerin ve besin değerlerinin tamamının veya bir bölümünün mevzuata aykırı olarak çıkarılmasını veya miktarının değiştirilmesini veya aynı değeri taşımayan başka bir maddenin, o madde yerine aynı maddeymiş gibi katılmasını, 3/64, Taklit: Bu Kanun kapsamındaki ürünlerin, şekil, bileşim ve nitelikleri itibarıyla yapısında bulunmayan özelliklere sahip gibi veya başka bir ürünün aynısıymış gibi göstermeyi" olarak tanımlanmıştır. 3. Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliği 5996 sayılı kanunun göndermesiyle düzenlenmiş, 1.maddesinde "Bu Yönetmeliğin amacı, algı farklılıkları ve bilgi gereksinimleri dâhil gıda hakkında bilgilendirme açısından tüketicilerin üst düzeyde korunmasına ilişkin kuralları belirlemektir." denilmek suretiyle yönetmeliğin amacı gösterilmiştir. 4. Yine bu yönetmeliğin 4/p maddesinde: Menşe ülke: Gıdanın, 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanununun 18 ila 21 inci madde hükümleri çerçevesinde belirlenen menşe ülkesini," belirtir denilmiş, yine aynı yönetmeliğin 31.maddesinde satışa sunulacak ürünlerin etiketinde bulunması gereken unsurlar arasında sayılan Menşe ülke şöyle tanımlanmıştır: 5. Şüphelilerden H... şirketi ve bu işi yapan birçok benzer firma yurtdışından getirdikleri yabancı menşeli çayları, zaman zaman doğrudan, zaman zaman da yerli çaylarla karıştırarak piyasaya "Rize'nin yüksek kesimlerinden toplanan organik ve yüksek kaliteli Rize çayı" olarak satmaları satılan çayların menşe ülkesi ve üretim bölgesi hakkında tüketicileri yanıltmaya yönelik olup, 5996 sayılı Kanuna ve Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliğine, ayrıca TCK. 186.maddeye aykırı fiillerdir. 6. Çaykur Genel Müdürlüğü'nün ve bilimsel otoritelerin yaptığı araştırmalarda; yurtdışından getirilen kalitesiz ve sağlığa zararlı yabancı menşeli çaylar kanser, doğum kusurları, kalıtsal hastalıklar, alerji dahil birçok ciddi hastalığa neden olmaktadır. Tüketicinin sağlığına hiçe sayan şüpheliler toplum sağlığına da zararlı faaliyetleriyle TCK. 186.madde anlamında suç işlemiştir. İşlenen bu suçlardan da vatandaşlar ve çay üreticisi müvekkillerim zarar görmüştür. Bu konuda aşağıda belirttiğimiz yazıda Prof.Dr. İlkay Erdoğan Orhan yabancı ve kaçak çayların zararlarına değinmiştir. Şikayet dilekçemizde tüm detayları ile belirttiğimiz gerekçelerimiz doğrultusunda; yukarıda belirttiğimiz yasalara ve ilgili yönetmeliğe aykırı davranışlarıyla belirttiğimiz suçları işleyen ve bu suçlar sonucunda şikayetçi müvekkillerimin ve genel anlamda da çay üreticisi tüm vatandaşlarımızın ve tüm tüketicilerin zarar görmesine neden olan sanıkların yapılacak soruşturma sonucunda, yargılanarak gerekli cezaları almaları için Savcılığınızca kamu davası açılmasını vekaleten saygılarımızla talep ediyoruz." |
(EMK)
*Fotoğraflar: Semra Mamuk- Çağlayan Vadisi