Çocuklar, artan bir şekilde ülke içinde ve ülkelerarasında alınıp satılıyor. Onların bir meta gibi alınıp satılması yoksulluk, sosyal çöküntü ve ucuz emeğe olan artan talebin bir sonucu.
Çocuklar fuhuşa zorlanabildiği gibi tarım, madencilik, üretim, dilencilik ya da eğlence sektöründe çalıştırılabiliyor. Bu yazı özel olarak tarımda sömürülen çocuklar üzerinde duruyor. Türkiye'de genel olarak çocuk işçiliği özelde de tarımda çalışan çocuklar üzerine çok fazla veri olmasa da Devlet İstatistik Enstitüsü en az 1 milyon çocuktan bahsediyor.
Her sene evlerini boşatıp Batı'ya göç eden mevsimlik işçiler bile "görünmez" olmaya devam ediyor.
Çocuk ticaretiyle işçiliği bağlantılı
Uluslararası hukuk altında çocuk ticareti çocukların bir yerden diğerine naklinin ve sömürüsünü kapsayan bir suç. 1999'da oluşturulan Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Çocuk İşçiliğinin En Kötü Şekilleri üzerine 182 no'lu sözleşme çocuk ticaretini bir çeşit kölelik uygulaması olarak tanımlıyor. Sözleşme, tüm ülkelere çocuk işçiliğinin en kötü şekillerine karşı mücadele çağrısı yapıyor.
Çocuk ticareti ile çocuk işçiliği arasında sıkı bir bağ var. Çocuk ticareti ucuz emeğe olan talep doğrultusunda gelişiyor. Tarım sektöründe çocuk emeğine yönelik büyük bir talep var ve yoksul ailelerin çocukları bu talep için kırılgan bir arz anlamına geliyor.
2002'de ILO, yaşları 5 ile 17 arasında değişen 352 milyon çocuğun bir çeşit ekonomik aktivitede bulunduğunu açıkladı. Bu çocukların yüzde 70'i tarım, balıkçılık, avcılık ve orman işlerinde çalıştırılıyor.
Ekvator'daki muz çiftliklerinde, Arjantin ve Bangladeş'teki çay tarlalarında, Mısır ve Benin'deki pamuk tarlalarında, ABD'deki meyve bahçelerinde ve Fildişi Sahilleri'ndeki kakao toplayıcıları arasında çocuklar büyük bir oranı oluşturuyor.
Tarım işçiliği çocuklar için ölümcül
Tarımda çalışan çocuklar genellikle çok küçük yaşlarda işe başlıyor ve günde 12 saatten fazla çalışıyor. Hindistan'da köleliğe zorlanan 11 yaşındaki çocuklar günde 16 saate varan çalışma sürelerine katlanıyor. Bazıları bütün yıl her gün çalıştırılıyor.
Tarımda çalıştırılan çocukların sağlığı açısından en büyük tehlikeyi tarım ilaçları oluşturuyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) tarafından 2002'de yayınlanan bir rapor Ekvator, ABD ve Mısır'da çocukların yeni ilaçlanmış tarlalarda çalıştırıldığı ya da ilaçlama sırasında çalışmaya devam etmeye zorlandığı yer alıyor. Bu çocuklar ölüme varan sağlık sorunlarıyla karşılaşıyor.
Ekvator'daki muz çiftliklerinde çalışan bir çocuk anlatıyor: "İlaçlama uçağı yaklaşınca bir toplama kutusunun altına saklandım ve bir saat çıkmadım. Zehirlendim. Gözlerim kıpkırmızı oldu. Başım dönmeye başladı. Başım ağrıyordu. Kusmaya başladım".
Zirai ilaçlar çocuklar için özel bir risk taşıyor. Daha gelişimlerini tamamlamamış olan çocuklar zehri vücutlarından daha zor atıyor. Vücut yüzeyi- ağırlık oranları daha büyük ve yetişkinlerden daha fazla nefes alıp veriyorlar. Bütün bunlar daha yoğun bir biçimde zehirli kimyasallara maruz kalmalarına yol açıyor.
Tarımda çalışan çocuklar aynı zamanda yüksek sakatlanma riskiyle karşı karşıya. Ağırlık taşımaktan eklem zedelenmelerine, sivri ve büyük aletlerle çalışmak yüzünden sakatlanmalara açıklar.
Tarım alanlarında hijyen koşullarının kötü olması ve temiz içme suyu bulunmaması da çocukların sağlığını tehdit ediyor. İşverenler harcamaları kısmak için temel yaşam gereklerini karşılayacak sistemleri çoğu zaman kurmuyor. ABD'de bu koşulların sağlanması yasayla güvence altında ama HRW'nin yaptığı araştırmalar yasanın hemen hemen hiç hayata geçirilmediğini gösteriyor.
Şiddet, cinsel taciz
Pamuk tarlalarında çalıştırılan çocuklar mola vermek istediklerinde, günlük kotalarını dolduramadıklarında ya da başkaldırdıklarında fiziksel şiddete maruz kalıyor. Çiftliklerde cinsel taciz oldukça yaygın. Çiftlik sahipleri ve yöneticileri kendilerini çocukların "sahibi" olarak görüyor ve istedikleri gibi davranabileceklerini düşünüyorlar.
Cinsel taciz, ailelerinden uzakta bulunan ve her türlü sosyal korumadan yoksun çocuklar üzerinde kalıcı psikolojik zarara yol açıyor. Kızlar kimi zaman çalıştırılan erkek çocuklar tarafından da tacize uğruyor. Tepki göstermek işten atılmaktan tecavüze kadar bir dizi yaptırıma yol açıyor. Kazanacaklarını çok az da olsa paraya ihtiyacı olan çocuklar taciz karşısında seslerini çıkartamıyor.
Tarım işçisi çocukların eğitimi tamamen aksıyor. Çocuklar çok az paralar karşılığında çalıştırılıyor fakat araştırmalar çocuk işçileri tercih etme sebebinin ekonomik olmadığını; çoğu zaman bir çocuğu çalıştırmanın yetişkin işçiye göre daha fazla masraf anlamına geldiğini gösteriyor.
Çocuk işçilerin tercih edilmesinin sebebi onları istismar etmenin çok daha kolay olması: Haklarını aramıyorlar ve itiraz edemiyorlar. Yemek olmadan, kötü barınma koşulları altında uzun saatler boyunca çalıştırılabiliyorlar.
Yeraltında çalışan örgütler tarafından getirilen ve regüle edilmemiş bir sektöre sokulan çocuklar sendikaların ve işçi haklarının kapsama alanının dışında kalıyorlar.
Tarım işçisi çocukların durumu, ABD ve Somali dışında tüm devletlerin imzaladığı Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin de ihlali anlamına geliyor. ÇHS'nin 32. maddesi "çocukların ekonomik sömürüden, eğitimlerini engelleyecek ya da sağlığına, sosyal, zihinsel, ruhsal gelişimini zedeleyecek işlerde çalıştırılmaktan korunmasını" güvence altına alıyor.
Bütün yasal önlemlere rağmen bağlamına oturtulmaya bir türlü cesaret edilemeyen çocuk ticareti ve çocuk işçiliği 2005'te de insanlık için vicdan yarası olarak kalmaya devam ediyor.(EÜ)