İstanbul Sultanahmet meydanında yürürken etrafa ateş açan ve iki kişiyi yaralayan saldırgan, polisin yaptığı operasyonla öldürüldü.
Sabah 10:00 civarında meydana gelen olayla ilgili bianet'e konuşan İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Başkanı Abdülbaki Boğa, "Eylemcinin yaptığını onaylamadığımızı vurgulamak istiyorum ancak bu olayda yaşam hakkının ihlal edildiğini söyleyebiliriz. İki kişinin hayatını tehlikeye atan eylemci, öldürüldüğü için bu eylemi neden yaptığını da öğrenemeyeceğiz. Bu da eylemin tekrarlanma tehlikesini doğurabilir" dedi.
Sarayın bahçesinde öldürüldü
Sultanahmet meydanında elinde iki silahla yürüyen sırt çantalı saldırgan, etrafa ateş açtıktan sonra Topkapı Sarayı'na yöneldi. Sarayın kapısında nöbet tutan askerin G3 piyade tüfeğini de alarak içeri girdi. Yaklaşık 1,5 saat süren çatışmanın ardından Topkapı Sarayı bahçesinde öldürülen saldırgan, bu sırada iki kişiyi de yaraladı.
İstanbul Tıp Fakültesi'nde tedavisi süren 23 yaşındaki asker Şerafettin Eray Topçu'nun sol bacağından yaralandığı ve sağlık durumunun iyi olduğu açıklandı. Olayda yaralanarak, Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan 34 yaşındaki güvenlik görevlisi Mehmet Ballıcı ameliyata alındı.
Saldırganın öldürülmesinin ardından sırt çantasında patlayıcı olma ihtimaline karşı bomba imha uzmanları çantayı inceledi. Talimhane'deki Recep Paşa Caddesi'ndeki bir arkadaşıyla birlikte kaldığı otel odası tespit edilerek, burada da inceleme yapıldı.
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, saldırganın 1975 doğumlu ve Libya uyruklu Samir Selam Ali olduğunu açıkladı. Şahin, "Saldırgan 27 Kasım'da Türkiye'ye giriş yapmış. Olay yerine geldiği araç Suriye plakalı. Bağlantılar araştırılıyor" dedi. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Rasim Işıkaltın olayla ilgili soruşturma başlattı.
"Yaralı durdurulabilirdi"
Boğa, Samir Selam Ali'nin öldürülmesiyle sonuçlanan olayla ilgili şu yorumu yaptı:
"Saldırgan hedef gözetmeksizin iki kişiyi yaraladı. Ancak sarayın içerisinde operasyonun nasıl yürütüldüğünü, bir şey talep edip etmediğini, eylemin siyasi olup olmadığını bilmiyoruz. Böylesi bir infazı onaylamak mümkün değil."
"Ali'nin kendi meramını anlatmak için başkalarının yaşam hakkını ihlal etmeye teşebbüs etmesi de onaylanamaz. Saldırganın yaralı halde durdurulabileceğini düşünüyoruz. Amaçladığı şey ne ise en azından anlaşılıp belki sonraki süreçte müdahale yapılabilirdi. Saldırganın ölmemesi için ne gibi önlemler alındığını bilmiyoruz. Olayın saray içerisindeki kısımla ilgili görüntü varsa, bunların basınla paylaşılmasını talep ediyoruz."
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Dokümantasyon Merkezi'nin verilerine göre, 2010'da polis ve jandarmanın "Dur" ihtarına uymadığı gerekçesiyle veya rastgele açtığı ateş sonucu ve yargısız infazlar nedeniyle 31 kişi yaşamını yitirdi; 29 kişi de yaralandı. 2011'de de yargısız infazlar nedeniyle 20 kişi yaşamını yitirdi. (AS)