Prof. Dr. Canan Dağdeviren ve ekibi, kadınlarda meme kanserinin önceden tespit edilebilmesini sağlayacak yeni bir cihaz geliştirdi: Elektronik sutyen.
Gönüllü kişiden destek alındı
Kadınlarda kansere bağlı ölümlerin ikinci en büyük sorumlusu olan meme kanseri, ardında Türk bir bilim insanının olduğu yeni cihaz sayesinde çok daha erken tespit edilebilecek, daha kolay takip edilecek.
Massaschusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) Prof. Dr. Canan Dağveren ve ekibi, 6 yıldır geliştirdiği elektronik sutyen projesini tamamladı, ilk pilot çalışmada büyük başarı yakaladı.
Sutyen, memenin ultrason görüntüsünü hiçbir ultrasona ihtiyaç duyulmadan çekmeye imkân tanıyor.
WebTekno'nun aktardığı habere göre; elektronik sutyen, ilk klinik çalışmasında 71 yaşındaki bir kadında meme kistlerini tespit etmeyi başardı. Gönüllü kişi halihazırda geçmişte meme sorunlarıyla karşılaşmış bir kişiydi. Çalışmada sütyenden önce standart ultrason taraması yapıldı.
Çalışmanın ikinci aşamasındaysa kadından “cUSBr-Patch” olarak adlandırılan sutyeni giymesi istendi. Kadının sol memesi altı farklı lokasyondan tarandı. Yalnızca 0,3 santimetre kadar küçük kistlerin bile tespit edilebildiği görüldü.
Kistin görüntülenebilmesinin yanı sıra bu görüntülemenin ‘nasıl’ı da büyük bir başarıya işaret etti. Ekip, cihazdan alınan görüntülerin geleneksel ultrasonla karşılaştırılabilir kalitede olduğunu, meme dokusunun da sekiz santimetre derinliğe kadar görüntülenebildiği açıklandı.
Canan Dağdeviren hakkında
Fizik mühendisi. Giyilebilir kalp pilinin mucidi.
Forbes dergisinin '30 yaşından küçük 30 bilim insanı' listesine girdi.
5 yaşındayken babasının hediye ettiği Marie Curie ile ilgili bir kitap okumayla fiziğe karşı ilgisi oluştu. Büyüdüğünde de Marie Curie'nin eşi Pierre Curie'nin keşfi piezoelektrikten ilhamla aletler üretti.
İlkokulu ve ortaokulu okuduktan sonra liseyi Kocaeli'e okurken 1999 depreminde okulu hasar gördüğü için, Adana Seyhan ÇEAŞ Anadolu Lisesi'ne misafir öğrenci olarak gönderildi. Ardından Ankara'da Hacettepe Üniversitesi Fizik Mühendisliği'nden 2007 yılında mezun oldu. İstanbul'da Sabancı Üniversitesinde tam burslu olarak Malzeme Bilimi ve Mühendisliği programındaki yüksek lisans eğitimini 2009'da bitirdi.
2009'da Fulbright bursu kazanarak (UIUC)'da ABD'de Illinois'te bir devlet üniversitesi olan University of Illinois at Urbana-Champaign'de Malzeme Bilimi ve Mühendisliği bölümünde doktora eğitimine başladı. Doktora süresince fizik, elektronik, kimya alanlarının kapsamına giren esnek ve katlanabilir, vücut içine ve deri üstüne yapıştırılabilir/giyilebilir elektronik aletler üzerinde çalışmalar yaptı.
Türkiye'nin bilim dünyasındaki genç yeteneklerinden biridir. Dünyanın en iyi üniversitelerinden ikisinde birden aynı anda proje yürütme ayrıcalığına sahip. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) Koch Laboratuvarı'nda çalışmalarını sürdürüyor. Harvard Üniversitesi'nde ise genç akademi üyeliği var.
Farklı disiplinleri buluşturan icatlarıyla daha 30 yaşına gelmeden medikal teknoloji alanında dünyada önemli bir isim olarak gösterilmeye başlandı.
Aile fertlerinin geçirdiği hastalıklardan esinlenerek kanser ve kalp hastalarının hayatını kolaylaştıracak buluşlar yaptı. 28 yaşında kalp yetmezliği sonucu hayata veda eden dedesinin ölümünü öğrendiğinde kendisi 28 yaşına gelene kadar kalp hastaları için bir şey yapmaya kendine söz verdi.
Ve Piezoelektrik aletleri kullanarak kalbin üzerine yapıştırılabilen ve kalbin atış enerjisini elektrik enerjisine dönüştürebilen giyilebilir bir kalp pili icat etti.
Tasarladığı aletlerin temelinde fizikçi Pierre Curie'nin keşfi piezoelektrikten yararlanmıştır. Önce giyilebilir kalp pili, ardından da cilt kanserini teşhis eden cihaz üretti.
12 makalesi, 2 patenti ve 25'in üstünde ulusal ve uluslararası ödülü bulunmaktadır
4 mayıs 1985 tarihinde İstanbul, Üsküdar'da Adanalı bir anne ve Sivaslı bir babanın ilk çocuğu olarak doğmuştur. Caner ve Emre adında iki erkek kardeşi var. (EMK)