Fotoğraf: Özgürüz
Düşünce Suçu(!?)na Karşı Girişim, MİT TIR’larının durdurulmasına ilişkin bilgi ve fotoğrafları yayınladığı için 27 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan gazeteci Can Dündar için “Can Dündar casus değil, gazetecidir” başlıklı imza kampanyası başlattı.
Change.org üzerinden başlatılan imza kampanyasının Cengiz Çandar tarafından kaleme alınan metninde şu ifadelere yer verildi:
“‘Gazetecilik Suç Değildir’ başlıklı kampanyanın daha mürekkebi kurumadan, bir ağır mahkumiyet kararı daha geldi.
“Türkiye'de bağımsızlığından ve yansızlığından söz edilemeyecek yargının Can Dündar hakkında casusluk iddiasıyla verdiği karar bizim için yok hükmündedir.
“Can Dündar'ın, demokratik bir ülkede kendisine başarı ve meslek ödülü kazandıracak bir haber nedeniyle 27 yıl hapis cezasına çarptırılması utanç vericidir.
“Hukuk, adalet ve vicdandan nasip almamış bu kararı reddediyor, Can Dündar ile dayanışma duygularımızı iç ve dış kamuoyuna ilân ediyoruz.”
Altun, “Dündar’ın faaliyetlerine gazetecilik demek, gazetecilere hakaret” demişti
Gazeteci Can Dündar’a "devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek" ve "Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçlamalarıyla verilen 27 yıl 6 ay hapis cezasının ardından Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Almanya’dan gazeteci Can Dündar’ın Türkiye’ye iade edilmesini istemişti.
Altun, Can Dündar’ın faaliyetlerinin gazetecilik olarak değerlendirilemeyeceğini, bunun “gerçek” gazetecilere hakaret olacağını söylemişti:
“Casusluk ve silahlı terör örgütüne yardım suçlarından hüküm giyen Can Dündar’ın faaliyetleri gazetecilik bağlamında değerlendirilemez. Bu, gerçek gazetecilere hakarettir. Muhataplarımızdan bağımsız Türk yargısına saygı duyarak, şahsı ülkemize iade etmelerini bekliyoruz.”
Can Dündar da karşılık olarak “Size ‘basın danışmanı’ diyenler, bize ‘gazeteci’ dese hakaret sayarız zaten...” demişti.
Ne olmuştu?29 Mayıs 2015’te “İşte Erdoğan’ın yok dediği silahlar” manşetiyle yayınlanan MİT TIR’ları haberi hakkında “devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme”, “siyasi ve askeri casusluk”, “gizli kalması gereken bilgileri açıklama”, “terör örgütünün propagandasını yapma” suçlamalarıyla soruşturma başlatıldı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan MİT TIR'ları haberinin ardından TRT'de katıldığı canlı yayında isim vermeden Can Dündar'ı tehdit etti. Erdoğan, "Öyle zannediyorum bu özel haberi yapan kişi bunun bedelini çok ağır ödeyecek. Öyle bırakmam onu" dedi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında eski Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve eski Ankara Temsilcisi Erdem Gül, "devletin gizli kalması gereken bilgilerini, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek ve açıklamak" ile ''silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçlarından 26 Kasım 2015’te tutuklandı. 25 Şubat 2016’da Anayasa Mahkemesi’nin “hak ihlali” kararı vermesininardından, Dündar ve Gül 26 Şubat 2016’da cezaevinden tahliye oldular. Kararın ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan "Saygı duymuyorum, karara uymuyorum" dedi. Başsavcılıkça hazırlanan iddianameyi kabul eden İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 6 Mayıs 2016’da "devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklamak" suçlamasıyla Dündar'a 5 yıl 10 ay, Gül'e ise 5 yıl hapis cezası verdi. Dündar ve Gül’e "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçlamalarından ise beraat veren Mahkeme, "silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan dosyayı ayırdı. Duruşmanın görüldüğü gün, İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde Can Dündar’a yönelik silahlı saldırı gerçekleştirildi. Saldırıda Dündar yara almazken, NTV muhabiri Yağız Şenkal bacağından yaralandı. Saldırıyı gerçekleştiren Murat Şahin, 10 ay hapis ve 4 bin 500 TL para cezasına çarptırıldı. Mahkeme sanığa iyi hal indirimi uygularken, "teşebbüs aşamasında kalan eylem nedeniyle cezalandırılamayacağına" karar verdi. Dündar ve Gül'ün, "devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklama" suçlarından verilen hapis cezası kararlarının Yargıtay tarafından 9 Mart 2018’de bozulmasının ardından yargılama İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2 Nisan 2018’de yeniden başladı ve mahkeme Dündar hakkında kırmızı bülten çıkartılmasını istedi. 17 Eylül'de görülen son duruşmada mahkeme, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebi üzerine, yurtdışında bulunan Can Dündar’ın 15 gün içinde mahkemeye gitmemesi durumunda "kaçak" sayılarak tüm mallarına el konulmasına karar verdi. 7 Ekim'de görülen ara duruşmada mahkeme Can Dündar'ın tanınan sürede teslim olmaması nedeniyle mal varlıklarına el koydu. 14 Ekim'de görülen duruşmada mütalaasını veren savcı Dündar'ın "siyasal veya askeri casusluk" ile "terör örgütüne yardım etmek" suçlamasıyla 22 yıl 6 aydan 35 yıla kadar hapsini istedi. |
(EKN)