İş dünyasını biçimlendirecek 3 zorlu yasa
3 Kasım seçimleri ile iktidara gelen Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümetini, çalışma yaşamını yeniden biçimlendirecek üç yasa bekliyor.
Türkiye'nin çalışma yaşamı mevzuatının Avrupa Birliği (AB) normları ile Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) standartlarında yeniden düzenlenmesi amacıyla iş güvencesi, işsizlik sigortası ve İş Yasası'nda başlatılan değişiklik çalışmaları, taraflar arasında uzun tartışmalara neden oldu.
"İş Güvencesi", "İş", "Kıdem Tazminatı Fon" yasaları
Geçtiğimiz Ağustos ayında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilen yeni İş Güvencesi Yasası, bugünkü hali ile 15 Mart 2003'te yürürlüğe girecek. İş güvencesi yasası, işverenler ve çalışanlar arasında büyük gerilim yaratmış, dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan'ın istifasına neden olmuştu.
İş Güvencesi Yasası'ndaki hükümlerin uyumunu sağlayacak İş Yasası da tartışmalara neden oluyor. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) başta olmak üzere işveren cephesi yasanın bir an önce Meclis'e getirilmesini isterken, çalışan kesimin yasayla ilgili talepleri de sürüyor.
Çalışma yaşamına düzenleme getiren üçüncü yasa da "Kıdem Tazminatı Fon Yasası". Bu yasa ile, 10 yıl süre ile prim ödemiş işçiler, istifa ederlerse kıdem tazminatına hak kazanacak. Fonun amaç dışı kullanılmaması için yeminli mali müşavirler denetim raporları hazırlayacak.
Tartışmalar sürüyor
İş Yasası taslak çalışmasında işçilerle işverenler arasında tartışmalara yol açan "alt-işveren" kavramı, kıdem tazminatı ve esnek çalışma konularının yasada nasıl yer alacağı henüz netlik kazanmadı.
TİSK Genel Başkanı Refik Baydur, yasanın genel çerçevesi hakkında Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Hak-İş) ve Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ile aralarında bir protokol bulunduğunu anımsattı.
Baydur, "Protokole göre, bilim heyetinin ittifakla kabul ettiği maddelerin tasarıda yer alması gerekiyor. Bu konuda tartışma yok. Ancak, hocaların getirdiği metinde ittifakla konmamış maddeler için ise Meclis'teki komisyonlarda gerekli düzenlemeler yapılacaktır" dedi.
Bilim heyetinin hazırladığı metinde kendilerini zora sokan unsurlar bulunduğunu savunan Baydur, "Ancak, biz protokole sadık kalacağız" diye konuştu.
İş Yasası'nın getirdiği yenilikler neler?
* Ücret alacaklarındaki 5 yıllık zaman aşımı süresi 10 yıla çıkarılacak.
* Yüzde 3 oranındaki özürlü ve eski hükümlü çalıştırma zorunluluğu yüzde 2'ye indirilecek.
* Ücretleri 10 gün içinde ödenmeyen işçilere, "haklı nedenle" tazminatını alarak sözleşmeyi fesih hakkı tanındığı gibi, bu işçilerin topluca iş bırakmaları hali "yasadışı grev" tanımı sayılmayacak.
* Asgari ücretten tarım işçileri dahil tüm işçilerin yararlanması sağlanacak
Haftalık mesai 55 saate çıkabilir
* Haftalık 45 saatlik çalışma süresi işverence istenildiği gibi hafta içi günlere dağıtılabilecek. Ancak günlük çalışma net 11 saatten fazla olamayacak
* Haftalık 48 saatlik işgününü aşan sürelerdeki çalışmalar "fazla çalışma" sayılacak
* Günlük çalışma süresini aşan süreler, haftalık 48 saatin içinde kaldığı sürece fazla çalışma sayılmayacak
Fazla mesai yok, fazla dinlenme var...
* Fazla çalışma yerine işçi yüzde 50 artırımlı ücret almak yerine yüzde 50 artırımlı dinlenme süresi alabilecek. Ancak bu süreyi 6 ay içinde kullanması gerekecek
* Fazla çalışma yaptırabilmek için Bölge Çalışma Müdürlüğü'nden izin alma şartı kaldırılacak
* Yıllık izinler ikişer gün artırılacak. İşverene yıllık izinleri kullandırma zorunluluğu getiriliyor. Aksi halde hizmet sözleşmesinin yürürlük süresi içinde kullandırılmayan izinler zamanaşımına uğramayacak. Sözleşmenin feshi halinde yıllık izin ücretlerinin tamamı (20 yıl da olsa) en son ödenen ücret üzerinden ödenecek
Mesai saati de ücretler de işverenin kontrolünde
* Yasanın getirdiği en önemli yeniliklerden biri de "yoğunlaştırılmış iş haftaları"nı öngörmesi. Buna göne haftada 6 gün çalışılan işyerlerinde 6x11=66 saat; 5 gün çalışılan işyerlerinde 5x11=55 saatlik haftalık çalışma süreleri uygulanabilecek. Bu haftalar, iki aylık süre içinde denkleştirilebilecek. (Sözgelimi 35 saatlik iş haftaları uygulanmak sureti ile daha önceki haftalarda yapılan yoğunlaştırılmış iş süreleri denkleştirilebilecek. Böylelikle yoğunlaştırılmış iş haftalarında 48 saati aşan çalışma süreleri için ayrıca fazla ücret ödenmeyecek.)
* Ekonomik kriz dönemlerinde işverenler "kısa çalışmalar" yaptırabilecek. İşveren, hafta çalışmasını 30 saate indirebilecek. Ve ücretleri 30 saat üzerinden ödeyecek
İşverene ücretsiz izin hakkı
* İşverenlere kriz döneminde en az 4 hafta en çok 3 ay süre ile ücretsiz izne çıkarma tanınacak. Ancak yasaya göre, kısa sürelerle sınırlı olacak, bu dönemde işçilere işsizlik sigortasınca "kısa çalışma ödeneği" verilecek
* Kadınlar için gece çalışma yasağı kaldırılacak ve doğum öncesi kullanılmayan izinlerin doğum sonrasına aktarılabilmesi olanağı tanınacak
Okuyan'ın istifasına neden oldu
Türkiye'nin çalışma yaşamı mevzuatının AB normları ile ILO standartlarında yeniden düzenlenmesi amacıyla iş güvencesi, işsizlik sigortası ve İş Yasası'nda başlatılan değişiklik çalışmaları, taraflar arasında uzun tartışmalara neden oldu. Daha önce emeklilik koşullarını düzenleyen yasa ile birlikte işsizlik sigortası fonunun kurulması ve işsizlik sigortası uygulamasına geçilmesinin ardından İş Güvencesi Yasası en tartışmalı yasa olarak tarihe geçti.
Tasarı Meclis'te kabul edilmiş, ancak yürürlük tarihi 2003 yılının Mart ayına bırakılmıştı. İş Yasası'nın da 15 Mart'tan önce çıkmaması halinde işçi çıkarmak zorunda kalacaklarını belirten işveren kesiminin bu tutumu, işsizliğin çözümü konusunda iddialı hedefler koyan hükümeti de tedirgin ediyor.
"Kayıt dışına yine dokunulmuyor"
Yeni İş Yasası ile ilgili görüşlerine başvurduğumuz Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Anayasa ve İş Hukuku Bölüm Başkanı Prof. Dr. Fevzi Demir, İş Yasası ile İş Güvencesi Yasası'nın birlikte ele alınması gerektiğini belirtti.
Kriz dönemlerinde işçilerin de rızası ile işletmelerin yaşamasını sağlayacak önlemlerin birlikte alınması gerektiğini söyledi, yasanın kayıtdışı ekonomiyi teşvik ettiğini savundu.
Demir, "Kanımca yasanın en büyük eksiği, hâlâ kayıt dışı işçi çalıştırmaya herhangi bir müeyyide öngörmemiş olmasıdır. Bugün yasamızda bir özürlü ya da eski hükümlü çalıştırmamanın cezası her aya tekabülen her bir özürlü ve eski hükümlü için yılbaşından itibaren 666 milyon lira olarak belirlenmişken, kaçak ya da sigortasız işçi çalıştıran işverenler için hiçbir cezai hüküm getirilmemiştir. Bu durum açık açık kayıt dışı işçi çalıştırmayı teşvik etmektedir" dedi. (BB)