Şimdi ise, San Francisco'daki bir tasarım okulundan mezun, iki erkek çocuk sahibi bu kadın, işini bırakma ve ev kadını olma kararıyla ilgili karışık duygular içinde olduğunu söylüyor.
"İstifa etmem için şirkette gizli bir baskı hissediyordum," diyor Tokoro. "Bir bakıma bunu anlayabiliyorum, çünkü günde 10 saatten fazla çalışıyorduk ve bir anne olarak bunu yapmam zor olacaktı. Ama çocuklar büyüdükçe gelecek hakkında endişeleniyorum."
Tokoro gibi zeki, kalifiye, çalışkan ve aileleri için kariyerlerinden vazgeçmiş olan kadınlar, şimdi Japon hükümetinin odağında. Hükümet, hem doğum oranlarını artırmaya, hem de yaklaşmakta olan ve ekonomik büyümeyi tehdit eden iş gücü krizini engellemeye çalışıyor.
Kadınlar doğumdan sonra da iş yaşamına katılsın ama...
Japonya'nın ilk nüfus ve cinsiyet eşitliğinden sorumlu bakanı Kuniko Inoguchi, Norveç hükümeti ile bağlantılı olarak gerçekleştirilen bir seminerde şöyle konuştu: "Çalışan kadınlar, doğum yaptıktan sonra da işlerinde kalabilmeli. Japon hükümeti, bunun sağlanması için gerekli adımları atıyor."
Şu anda, Japon hükümeti, doğum izninde olanlara bir yıl boyunca daha düşük bir maaş ödüyor. Çalışma Bakanlığı'na göre, 2005 yılında özel sektörde çalışan erkeklerin sadece yüzde 0.5'i doğum iznine ayrıldı. 2004 yılında bu oran yüzde 0.56'ydı. Bakanlığın belirlediği hedef ise yüzde 10.
Bu yılın Haziran ayında Japon hükümeti, cinsiyet eşitliği üzerine hazırladığı raporda, doğum yaptıktan veya çocuk büyüttükten sonra iş gücü piyasasına geri dönen kadınların desteklenmesi gerekliliğini öne çıkardı.
Raporda, örneğin, "Annenin İşe Merhaba'sı" sloganı altında, yeni birtakım tedbirlerden de bahsedildi. Bu tedbirler, annelerin iş bulmalarına yardımcı olmak, geçici bir süreliğine işten ayrılmış olan kadınlar için meslek yetenek seminerleri organize etmek, ve küçük ve orta ölçekli şirketlere, babaları çocuk bakımı iznine çıkmayı teşvik gibi, çalışan anne-babalara yardımcı olacak eylem planları hazırlamak için yol göstermeyi amaçlıyor.
Yeni tedbirlerin alınmasından kısa süre önce sağlık, Çalışma ve Refah Bakanlığı'nın yayınladığı bir rapora göre, Japonya'nın iş gücü, 2020 yılında 7.29 milyon işçi azalarak, 60.37 milyona düşecek.
İş gücüne katılmada cinsler arasında uçurum var
Cinsiyet eşitliğinden sorumlu bakanlar kurulu dairesine göre ise, kadın ve erkeğin iş gücüne katılım oranları arasındaki uçurum yarılanabilirse, bu azalma 1.58 milyon işçiyle sınırlı kalabilir. Şu anda kadınlar, erkeklerin yüzde 27'si oranında iş gücüne katılıyor.
Analistlere göre, şirketlerin erkek egemenliği altında olduğu ve kadınların yan oyuncu olmaya itildiği Japonya'da hükümetin bu yeni girişimi memnuniyetle karşılanıyor.
Japonya'nın en büyük işçi sendikası Rengo'dan Ken Yoshida, "Hükümetin daha kısa çalışma saatlerini geçerli kılacak bir düzenleme yapmasını uzun zamandır istiyorduk," diyor. "Bu, çalışanların çocuk sahibi olabilmesi için hayati öneme sahip."
Yoshida'ya göre, şu anda geçerli olan haftada 60 saatlik çalışma düzeni, kadın ve erkekleri aile kurmaktan vazgeçiriyor çünkü hem kariyer hem çocuk bakımını bir arada yürütmekte zorlanıyorlar. "Yeni çocuk bakım kreşleri oluşturmak çözümün sade bir kısmını oluşturuyor," diyor Yoshida. "Asıl ihtiyacımız olan, aile hayatına saygılı bir işyeri."
Yamaguchi: Aile ile iş arasında seçim zorlaması adil değil
İçişleri Bakanlığı'nın 2005 yılında yaptığı bir araştırmaya göre, iş gücüne dahil olmayan 24-30 yaş arası kadınların yüzde 13.2'si çalışmak istiyor, ancak çoğu şirketin çalışma saatlerine ayak uyduramayacağı için iş bulamıyor.
Ulusal Kadın Eğitim Merkezi'nin yaptığı bir başka iç karartıcı araştırmaya göre ise, haftada 49 saat çalışan Japon babalar, her iş gününe karşılık çocuklarıyla ortalama 3.1 saat geçiriyorlar.
Japonya'nın en eski feminist gruplarından Ishikawa Memorial Derneği 'ndan Mariko Yamaguchi, "Japonya'da kadınlar aile kurmak veya kariyerlerine devam etmek arasında seçim yapmak durumunda. Bu adil değil," diyor.
Satış temsilcisi Kyoko Nakanishi, hayat sigortası şirketleri gibi çok sayıda kadın çalışan alan şirketlerde bile anne olma kararının korkutucu olabileceğini söylüyor.
44 yaşındaki Nakanishi, sabah 5'te kalkıp, işe gitmeden önce ailesi için yemek hazırlıyor. Büyük kızı şimdi, gece saat 10'dan sonra yıkanan çamaşır konusunda ona yardım ediyor. Kocası ise haftanın çoğu iş günü eve neredeyse geceyarısı dönüyor.
Part time işçilik artınca "doğum izni" zorlaşıyor
Uzmanlara göre, part time çalışan sayısındaki artış -25-34 yaş arası kadın çalışanların yüzde 40'ı part time çalışıyor- doğum izni almayı zorlaştırıyor.
"Hiçbir garantisi olmayan bir part time çalışan olarak, geçen yıl oğlumu doğurmak için baş garsonluk işimi bıraktım," diyor 32 yaşındaki Kaori Ikeda. Eşinin maaşı yeterli olmadığından Ikeda bu ay yeni bir iş bulmak zorunda. Ikeda, ikinci çocuğunu doğurma planından da vazgeçti.
Hükümetin engellemeyi umduğu durum da tam olarak bu.
Bu Haziran ayında, Japonya Parlamentosu, diğer şeyler yanında, hamile kalan veya doğum yapan çalışanların dezavantajlı muamele görmesini yasaklayan yeniden gözden geçirilmiş bir Eşit Çalışma Fırsatı Yasası geçirdi. Yasa, Nisan 2007'den itibaren yürürlüğe girecek.
"Yasa, en azından, işten ayrılmaları istenen kadınlara, dava açma şansı vererek, işlerini korumalarını sağlayacak," diyor Yamaguchi. (SK/EÖ)
(*) Haber, Uluslararası İPS Haber Ajansı'nca 19 Eylül 2006'da yayımlandı.