Ayrıca Faziletli kitle son derece yaratıcıydı . Gerek hazırladıkları dövizlerde, gerekse görsel etkinliklerde sağcı parti standardının çok üzerine çıktılar.
Sol taraf uyuma
Fazilet Partisi miting yaptığı kentin büyük şehir belediyesini elinde bulundurmanın avantajlarını sahaya yansıtıyordu. Kürsü çok görkemliydi. Ses düzeni "şahane" ile "muhteşem" arasında bir düzlemin üzerindeydi.
Kürsüdeki ön konuşmacının anonsları da mitinge ayrı bir renk katıyordu:
"Şişli'den su ekibi kürsüde bekleniyorsunuz."
Sonra çocukların demokratik kitle gösterilerine katılımıyla ortaya çıkan sorunları dile getiriyordu:
"Kaybolan çocuklar kürsünün arkasındandır. Lütfen arkaya gelin."
Ortak slogan provaları yapılırken kürsüdeki ses "fırçamsı" bir tonlamayla değerlendirme yapıyordu:
"Sol taraftan ses gelmiyor!"
Kürsüye göre sol tarafta bulunanlara yöneltilen bu eleştiri, sanki politik yelpazenin sol kanadında olan bütün siyasi organizasyonları da kapsama alanına dahil ediyordu.
Renkli Fazilet manzaraları
Çağlayan Meydanı'nı dolduran hareketli kitle eski zamanların Refah ve Fazilet taraftarlarından farklı bir profil veriyorlardı. Bu "ılıman havanın" merkezden pompalandığı inkar edilemezdi. Ama kitlenin yaratıcılığına da şapka çıkartmak gerekiyordu.
Örneğin farklı kaligrafiyle yazılmış dövizler bu yaratıcılığın izlerini taşıyordu:
"Anlayana sivri sinek saz, anlamayana YAZAR KASA az!"
Ülke kaldı kurda kuşa, milleti getirdiler tuşa."
"Başbakandan Satılık; 78 Model Türkiye!"
"Kuşlara sordum 'zam' dediler/ Arılara sordum 'Vergi' dediler/ Kurtlara sordum 'Meee' dediler."
Bazı dövizler ise "şecaat" arz ediyordu:
"Hocam kurtar bizi bu fillerden.!"
Erbakan Hoca, Nasrettin Hoca ile ambalajlanıp, Timurlenk'in filleriyle şimdiki hortumcular arasına yerleştiriliyordu . Çare diye sunulan Erbakan, çaresiz Nasrettin Hoca ile özdeş hale getiriliyordu. Talihsizlik şuradaydı ki, bir filden bıkanlara Nasrettin Hoca iki fil armağan ediyordu.
Faziletin yeni yüzü
Fazilet Partisi bu mitingde yeni yüzünü de gösteriyordu. Eski Refah ve Fazilet mitinglerinde siyasi köke ilişkin belirgin sloganlar bu toplantıda atılmıyordu.
Çağlayan mitingine bakarak "Fazilet din ve Allah ile bağları gevşetmiş" diyenler olabilir. Miting boyunca "Ya Allah Bismillah Allahuekber" sloganı bir kez bile duyulmadı.
Toplantının ısındırma şarkıları seçilirken de yelpaze biraz geniş tutulmuştu. İbrahim Tatlıses'ten Barış Manço'ya kadar uzanılmıştı. Hatta sol duvara kadar dayanılmıştı. Özgürlük ve Dayanışma Partisi'nin (ÖDP) "Milli Marşı" haline gelmiş olan Mogollar'ın "Bi Şey Yapmalı" adlı parçası bile sık sık çalındı.
Parti yönetimi, bir daha "28 Şubat'a yan basmamak için" alabildiğine özen gösteriyordu. Mitingin konuşmaları başlamadan önce İstiklal Marşı okunacaktı. Her hangi bir terslik olmaması için kitle son derece dikkatli biçimde uyarıldı:
"IMF'nin dayatmaları altında bulunan ülkemizde... Bugünkü koşullarda İstiklal Marşımızı o kadar yürekten söylemeliyiz ki... Zaten Mehmet Akif Ersoy, bu marşı yazarken demişti ki... Allah bir daha istiklal marşı yazdırmasın..."
Bu kadar uyarıya karşın yine de bir "son dakika golüne" karşı tedbir alınmıştı. İstiklal Marşı miting kitlesine bırakılmadı. Kasetten senfoni korosu eşliğinde yüksek volümlü ses düzeniyle servis edildi.
Mitingde organizasyon açısından tek "falso" İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna'dan geldi. Recai Kutan'dan önce kürsüye gelen Gürtuna sözlerine şöyle başladı:
"Türkiye'nin dört bir yanından gelerek bu meydanı dolduran bu vatanın yiğit evlatları..."
Haydaaa... Bu miting sadece İstanbulluların katıldığı bir gösteri değil mi?
Yani bindirilmiş kıtalarla mı oluşturuldu?
Bu soru işaretleri hep Gürtuna'nın talihsiz giriş cümlesi sayesinde kafalara asıldı.
Gürtuna'dan önce konuşan İstanbul İl Başkanı Numan Kurtulmuş'un politik mesajı alanda ne kadar anlaşıldı bilinmez ama yukarılara doğru giden yerinde bir sesti:
"Bu hükümet gitsin diyoruz ama ara rejim de istemiyoruz. Kalkınmanın bedeli demokrasi olamaz. Hem demokrasi, hem kalkınma diyoruz."
Son olarak kürsüyü Fazilet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan, önceki konuşmacılar kadar heyecan uyandırmayan bir üslupla partisinin temel istemlerini dile getirdi. Hükümeti istifaya davet etti. (NA/NU)