Çocuk alanında Çalışan Avukatlar Ağı (ÇAÇAv), dokuz yaşındaki bir çocuğun öğretmeni tarafından 1,5 yıl boyunca sistematik bir şekilde fiziksel cezalandırmaya maruz bırakılması ve eğitim hakkının ayrımcılık nedeniyle doğrudan ihlal edilmesi nedeniyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
Deniz’in yaşadıkları
ÇAÇAv konuyla ilgili olarak verdiği bilgide, çocuğun gerçek adını haklarının ve kimliğinin korunması amacıyla saklı tuttu ve “Deniz” ismiyle andı.
“Deniz’in yüzde 25 engelli birlikte “Tam Zamanlı Kaynaştırmalı Eğitim” modeliyle öğrenim görmesi gerekmekte, gelişimini ve eğitimini en iyi ve sağlıklı bir şekilde yürütebilmesi için asla “Özel Eğitim Sınıfı”na gitmesi gerekmemektedir.
“Ancak ilk günden itibaren sınıf öğretmeni Deniz’i kendi sınıfında istemediğini belirterek okul idaresinin de desteğiyle, Deniz’i ağır ve orta düzeyde zihinsel engelliler sınıfına yerleştirmek için çabalamış, aile karşı çıkınca sınıf öğretmeni ve rehberlik öğretmeninin ‘sınıfta engelli çocuk istemiyoruz’ direnirseniz ‘delilerin’ arasında yaşamaya mahkum ederiz dayatması ile karşı karşıya kalmışlardır.”
Sistematik ceza
ÇAÇAv’ın aktardığı bilgilere göre, okul kayıt için başvurduğu zamandan beri Deniz’i istemediğini belirtti.
Sınıf öğretmeni okulda “Deniz” konulu toplantılar yaparak velileri kışkırttı ve öğrencinin atılması için imza toplamaya çalıştı.
Ayrıca Deniz’i “yüzü duvara dönük oturtarak, izole edip ayrı bir köşeye oturtarak, sınıfa almayarak, sınıf arkadaşlarının onunla konuşmamaları için telkinde bulunarak, düşerse kaldırmamaları ve hiçbir şekilde muhatap olmamaları için uyarıda bulunarak” 1,5 yıl boyunca sistematik olarak fiziksel cezaya maruz bıraktı.
TIKLAYIN - ENGELLİ ÇOCUKLARA ŞİDDET NASIL ÖNLENİR?
İşkence ve kötü muamele
Avukat Şahin Antakyalıoğlu konuyla ilgili olarak Anayasa’nın 17’inci maddesinde yer alan işkence ve kötü muamele yasağının ihlaline hükmedilmesi için başvuruda bulundu.
Çocuklara yönelik şiddetin yasal düzenlemeler veya yargı tarafından korunmamasının uluslararası ilke ve normlara aykırı olduğunu vurgulayan Antakyalıoğlu “Deniz’in akranlarıyla beraber ayırım gözetilmeksizin eğitim hakkından yararlanması sağlanmamış, tam tersine sanki okulun kapısından girmekle sahip olduğu haklarını kaybetmiş gibi davranılmıştır” dedi.
Mevzuattan Uygulamaya Engelli Hakları İzleme Raporu’na göre, 2014 yılı medya taramasında 106 haberde engelli çocukların eğitim ortamında şiddete maruz kaldığı tespit edildi. (YY)
TIKLAYIN - ÇOCUĞA ŞİDDET DOĞAL KABUL EDİLİNCE GÖRÜNMEZ OLUYOR
Fiziksel Cezalandırma Türkiye’de Hala Serbest |
Fiziksel güç kullanılarak, ne kadar hafif olursa olsun belirli bir ölçüde acı veya rahatsızlık yaratma amacını taşıyan her cezanın çocuğa karşı şiddetin en yaygın biçimi. Fiziksel cezalandırma ilk olarak 1783’te Polonya’da, ardından 1900 yılında Avusturya, Belçika ve Finlandiya’da yasaklandı. Türkiye’de halen TCK madde 232’de belirtilen “disiplin yetkisi” tanınmakta. Fiziksel cezalandırmanın Türkiye’de de yasaklanması için birçok sivil toplum örgütü ortak çaba gösteriyor. ÇAÇAv’ın yansıra YÖRET Vakfı ve Uluslararası Çocuk Merkezi’nin desteğiyle Çocuğa Karşı Şiddeti Önlemek için Ortaklık Ağı, Türkiye’de çocukların fiziksel/bedensel olarak cezalandırılmasını önlemek için “Çocuklara Fiziksel Cezanın Sonlandırılması için Birlikte Harekete Geçiyoruz” kampanyası başlatıyor. |