“Önümüzdeki dönemde çalışan kesimler için üç risk var: Satın alma gücünde düşme, işsizlik ve örgütlenme özgürlüğünün kısılması.”
İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Türkel Minibaş, açıklanan ekonomik büyüme oranlarındaki düşüşün Türkiye’nin büyüme politikasındaki sorunların küresel krizle birleşmesinin sonucu olduğunu söyledi.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı yılın ikinci çeyreğindeki büyüme oranı, piyasaların yüzde 3,6 beklentisinin altında kalarak yüzde 1,9 oldu. Bu oran, son 25 çeyrekteki en düşük büyüme performansına işaret ediyor.
Büyüme düşüyor
Minibaş, önümüzdeki dönemde cari açık sorununun devam edeceğini belirterek, şunları söyledi:
“Türkiye düşük kur politikasına ve dışarıdan giren sıcak paraya bağlı harcama artışı nedeniyle bir ekonomik büyüme sürdürüyordu. Son çeyrek verilerinde özel sektör harcamalarında kıpırtı diyebileceğimiz binde 6 oranında bir artış var, kamu yatırım harcamalarında ise yüzde 16,8 oranında bir gerileme söz konusu. Bu iki göstergeye bakınca Türkiye’nin bu yılı yüzde 4’ün üzerinde bir büyümeyle kapatması mümkün gözükmüyor.”
Otomotiv önemli
Avrupa’da da büyüme beklentisinin yüzde 1,7’den 1,3’e gerilediğini belirten Minibaş, bunun Avrupa Birliği (AB) ürünlerine bağlı ihracatı olan Türkiye’nin ekonomisini daraltacağını vurguladı.
“Otomotiv sektöründe bir ayda yüzde 12,9 daralma çok önemli bir gösterge. Bu oran inşaat sektöründeki küçülmeyle birleşince bu veriler ortaya çıktı.
Bir yandan da ‘talep cayması’ diyebileceğimiz bir durum söz konusu. Merkez Bankasının faizleri yükseltmesi gelirlerin de artmamasıyla birleşince tüketim harcamaları azaldı. Ama önümüzde bir yerel seçim olması nedeniyle hükümetin daha temkinli davranacağını düşünüyorum.”
Minibaş, doğrudan yabancı sermayenin Brezilya’ya kaymakta olduğunun altını çizdi: “Brezilya’da sıcak parayı besleyen bir faiz artışı yerine doğrudan sermaye girişi var. Bizim gelmesini hedeflediğimiz sermaye yüksek faiz oranlarından dolayı Brezilya’yı yeni adres olarak seçti.”
"İstihdam azalabilir"
Minibaş büyüme oranlarındaki bu düşüşün doğrudan çalışan kesimleri etkileyeceğini, çalışanların işsizlik ve uzun çalışma saatlerine karşın düşük ücretlerle karşılaşabileceğini vurguladı:
“Otomotiv sektöründeki daralmanın diğer sektörlerle birlikte değerlendirdiğimizde istihdamı azaltıcı etki yapması beklenebilir. Maliyetlerin artması nedeniyle büyümenin azaldığını ileri sürecek olan işverenler ücret artışında pinti olacaktır.
Bu nedenle işverenler istihdam yerine verimliliği artırıcı, emek maliyetini aşağı çeken politikalara başvuracaktır. Sendikaların da zayıf olduğu bir süreçte emek kesimi üzerindeki ağırlığın artması beklenebilir.”(OA/EÜ)