Haberin İngilizcesi için tıklayın
Halkın yerel yönetimlerle ilgili sorunlarına, yerel yönetimlerden beklentilerine dair pek çok şey söyleniyor ancak çocuklar bu noktada hep yok sayılıyor.
Bu nedenle İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu 7-12 yaş arası çocuklarla atölye çalışmaları düzenledi ve onların sesine ve beklentilerini ifade etmeleri için aracı oldu. Atölye sonuçlarına göre ne bekliyor çocuklar?
"Bütün mahallelerde spor salonları olmasını , futbol , basketbol, jimnastik ,bale , buz pateni ve yüzme havuzlarının olmasını istiyorum."
"Trafikte arabalar azalsın."
"Okula gitmemiz için servisler ücretsiz olsun."
"Okulda bir değil iki kantin olsun ."
"Bisiklet sürebilmek için boş alanlarımız olsun."
"Voleybol oynamak istiyorum ilkokulda yok ortaokulda var."
"Her yerde parklar olsun istiyorum arkadaşlarımızla oynamak için."
"Mahallemizde ücretsiz film izleyeceğimiz yerler olsun."
"Ücretsiz ve sınırsız internetimiz olsun."
"Çok oyuncağın olduğu büyük bir yer olsun."
"Çocuklar mazaret değil, projeleri duymak istiyor"
Bu kapsamda İHD Çocuk Hakları Komisyonu seçime dört gün kala İstanbul'daki ofisinde bir basın toplantısı düzenleyerek bir kez daha seçilecek yerel yöneticilere çocukları hatırlattı ve adaylara "Seçildikten sonra çocuklar için ne yapacaksınız?" diye sordu. Çocukların beklentilerinin muhtar adayından belediye meclis üyesine ve belediye başkanı adaylarına kadar tüm adaylara ulaşması için çağrı yaptı.
Özgür Barış Demir, Gülseren Yoleri, Cihan Aydoğdu'nun katıldığı toplantıda açıklamayı Aryen Aslan okudu. Atölyeye katılan çocukların bu talepleri ve sağlıklı gelişimlerinin sağlanması için gereken ihtiyaçlarının tamamı hakkında belediyeler ve yerel yönetimler tarafından etkili pek çok şey yapılabileceğinin ifade edildiği açıklamada şöyle denildi:
"Sağlıklı bir çevre ya da eğitimin planlanması gibi konularda belediyeler yetki ya da olanaksızlıktan söz ederek sorumluluktan kurtulmayı seçti bu güne kadar. Oysa her konuda en azından tamamlayıcı önlemler alabilir ve imkanlar yaratabilirler. Bu yüzden, çocuklar mazeret değil, ihtiyaçlarının karşılanacağına dair projeleri duymak istiyor.
"Çocuklar sokağını tanımadan büyüyor"
"Çarpık kentleşme, ekonomik çıkar amaçlı yapılaşma, betonlaşmanın toprağı tamamen örtmesi nedeniyle; hareket alanı daraltılmış, kentini dolaşamayan, sokağını tanımadan büyüyen, oyun alanları olmayan, toprağa, doğaya ve kendi dışındaki canlılara yabancı, trafiği yoğun, havası kirli, gürültülü ortamlara mecbur çocukların sayısı her geçen gün artmakta.
"İstanbul'da yaşayıp, yetişkin olana kadar hiç sinemaya, tiyatroya, konsere, sergiye gitmemiş çocukların sanatla, kültürel çeşitlilikle sağlıklı bağ kurmasının zorlukları ve bunun toplumsal hayata yansıması ile ortaya çıkan sorunlar ortada.
"Çocukların içine doğdukları kültürü, ana dilleri de dahil asimilasyona uğramadan öğrenmeleri, ayrımcılığa maruz kalmadan kültürel gelişimlerini gerçekleştirmelerinin sağlanması da sağlıklı birey ve sağlıklı toplum için vazgeçilmez bir gereklilik olmasına rağmen, tüm bu alanlarda yönetenlerin direnci asimilasyon politikalarını çocuklara dayatmaya devam ediyor.
"Sağlıklı gelişim imkânsız kılınıyor"
"Yoksulluk çocukların en büyük sorunları arasında. Çocukları koruyan yeterli tedbirler alınmadığı için; çocukların çalıştırılması, suça sürüklenmeleri, sokakta yaşamaları ve istismara uğramaları da engellenemiyor.
"Sorunlar bunlarla sınırlı kalmamakla beraber, sadece bu saydıklarımız bile çocukların sağlıklı gelişimlerini imkânsız kılmaktadır."
Türkiye'nin de taraf olduğu Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 6. Maddesi ve 31. Maddesinin de hatırlatıldığı açıklamada, "Çocuklar oy vermiyor, büyükler oy veriyor ama sonuçlarına da çocuklar katlanıyor. Kentler üzerinde yetişkinlerin olduğu kadar çocukların da hakları vardır." denildi. (AÖ)