Almanya'nın Ankara Büyükelçisi Jürgen Schulz, Dışişleri Bakanlığına çağrıldı. "Osman Kavala davasını siyasileştiren tutumu" gerekçesiye kınandı.
TIKLAYIN-Gezi'de karar: Kavala'ya ağırlaştırılmış müebbet, 7 kişiye 18 yıl hapis
Dışişleri Bakanlığından yapılan bilgilendirmeye göre, Almanya Dışişleri Bakanlığının Osman Kavala'nın da "ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edildiği" Gezi Davasıyla ilgili, Türkiye'nin Berlin Büyükelçi Ahmet Başar Şen'i çağırması üzerine, Ankara'daki Almanya Büyükelçisi Schulz, Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği Başkanı Faruk Kaymakcı tarafından çağrıldı.
TIKLAYIN-Almanya, Türkiye'nin Berlin Büyükelçisini Dışişleri'ne çağrıldı
Anadolu Ajansı'nın (AA) haberine göre, Büyükelçi Schulz'a, Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi'nin Gezi Davasıyla ilgili olarak Almanya Dışişleri Bakanlığına çağrılmasının "diplomatik teamüllere aykırı" olduğu ve "davanın ön plana çıkartılarak siyasileştirilmesi"nin kınandığı bildirilmiş.
Dışişleri Bakanlığı'nın AA tarafından duyurulan açıklamasına göre, "Büyükelçi Schulz'a, bağımsız Türk yargısının vermiş olduğu mahkumiyet kararının hiçbir kurum, makam ve ülke tarafından sorgulanamayacağı" bildirilmiş. "Türkiye'nin, anayasasının ve uluslararası yükümlülüklerinin bilincinde olan bir hukuk devleti olduğu, Türk yargısına ve siyasetine yönelik müdahale girişimlerinin reddedildiği"miş.
Ayrıca Schulz'a, "Viyana Sözleşmesi'nin içişlerine müdahale etmeme ilkesi hatırlatılmış."
Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ne diyor?
Dışişleri Bakanlığı'nın açıklaması Anayasa'nın 90. Maddesi'nde açıkça belirtildiği şekilde "Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır" ilkesiyle çelişkili ifadeleriyle dikkat çekiyor. "Türk yargısının vermiş olduğu mahkumiyet kararının hiçbir kurum, makam ve ülke tarafından sorgulanamayacağı" iddiası, bunların en göze çarpanı.
Türkiye Avrupa Konseyi üyesi olarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne (AİHS) taraf olduğu ve sözleşme usulüne göre yürürlüğe konmuş olduğu için "Türk yargısı kararları" Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) yargı alanında yer alıyor. Türkiye Cumhuriyetti yurttaşları Türk yargısı kararlarının sözleşmeye aykırılığı iddialarını AİHM önüne götürebilirler.
Sözleşmenin 46. Maddesi'nin 1. Fıkrasına göre "Yüksek Sözleşmeci Taraflar, taraf oldukları davalarda Mahkeme'nin verdiği kesinleşmiş kararlara uymayı taahhüt ederler."
Türkiye AİHM'de sözleşmeyi ihlal nedeniyle mahkumiyet sıralamasında Rusya'dan sonra ikinci sırada yer alıyor ve her yıl haklarını ihlal ettiği yurttaşlarına AİHM kararıyla yüksek miktarda tazminat ödemeye devam ediyor.
Türkiye AİHM'de aleyhine sonuçlanan son yargılamada verilen kararla dokunulmazlıkları usulsüzce kaldırılan HDP milletvekillerinin seçme ve seçilme haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle tazminat ödemeye mahkum edildi. Tazminatlar milletvekillerine ödenmeye başladı.
TIKLAYIN-AİHM'den Demirtaş ve HDP'li vekiller hakkında 'dokunulmazlık kararı'
Ne olmuştu?
Almanya, Osman Kavala'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının AİHM'in "derhal tahliye" kararı çiğnenerek verildiği gerekçesiyle Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Ahmet Başar Şen'i Dışişleri Bakanlığına çağırmıştı.
Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Christofer Burger, başkent Berlin'de yaptığı açıklamada, "Bugün Türk Büyükelçisi'ni Dışişleri Bakanlığına çağırarak hükümetin tutumunu bir kez daha net şekilde ortaya koyduk." ifadesini kullanmıştı.
Burger ayrıca, AB üyesi diğer ülkeleri de aynı şekilde hareket etmeye çağırdıklarını belirtmişti.
Sözcü ayrıca, Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock'un açıklamasına atıfta bulunup, kararın hukuk devleti standartlarına ve uluslararası taahhütlere aykırı olduğunu savunarak "Osman Kavala'nın bir an önce serbest bırakılmasını bekliyoruz." diye konuşmuştu. (AEK)