Prof. Dr. Erol Manisalı ise, Büyükanıt'ın sözlerini, "Türkiye'nin ulus devlet olarak küreselleşmenin etkilerinden nasıl korunacağı açıklandı" şeklinde yorumladı.
Bayramoğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Kemalizm odaklı ve "çekincelerinden vazgeçmeden" Avrupa Birliği'ne (AB) girişi savunduğunu söyledi.
Manisalı ise, "Büyükanıt'ın konuşması, AB yandaşlığını ifade etmekten çok, ordunun AB karşıtı olmadığını açıklama amacı taşıyor. İthal ekonomik formüller yerine ulusal gelişmenin sürdürülmesine dikkat çekildi" dedi.
Manisalı ve Bayramoğlu'nun bianet'e değerlendirmeleri şöyle:
"Ordu, her değişikliği güvenlikle ilişkilendiriliyor
Ali Bayramoğlu: Büyükanıt'ın açıklamaları Türkiye'nin küreselleşme içindeki konumunu açıklamaktan çok, Türkiye Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK), AB'ye çekinceleri doğrultusunda koşullu üyelik talebini yansıtıyor.
TSK, Kemalizm odaklı bir AB üyeliği süreci planlıyor. Ordu AB'yi artık bir tür toplumsal proje olarak görmekten çok, pazarlık sürecinde içine girilebilecek ama değişmeyen bir yapı olarak görüyor. Türkiye'de geniş bir kesimin AB üyeliğini istediğini düşünürsek, ordu AB'ye karşıt gibi görünmek istemiyor. Ayrıca açıklamanın, asker sivil gerginliği olarak yansıtılan olaylarla bağlantılı olarak, ordu içindeki AB karşıtı görüşlere karşı yapıldığını düşünüyorum.
Açıklamadan, TSK'nın yeni dönemde kendini nasıl tanımlayacağı çıkarılamaz. Ancak ordu, ABD ile bağları koparacak ve kendini yeniden tanımlayacak yapı ve ideolojide değil. Türkiye ABD ve AB gibi iki eksen arasında daha dengeli bir politika izleme durumunda.
TSK, Türkiye'yi stratejik ve askeri unsuruyla pazarlamaya devam ediyor. Demokrasinin gelişmişlik düzeyi nedeniyle bu tür stratejik ilişkilere de uzun dönemde mahkum görünüyor.
TSK, sadece askeri konularla ilgilenip, bunlarla ilgili siyasi iktidara danışmanlık yapmak durumunda. Dolayısıyla ordunun Türkiye'deki her türlü ekonomik, sosyal, politik adımı, değişikliği güvenlikle ilişkilendirilerek, yani devlet alanına çekip steril hale getirmesini, teorik anlamda ve demokrasi açısından meşru bulmuyorum.
Ulusal çıkarları korumak için
Erol Manisalı: Büyükanıt konuşmasında, Türkiye'nin küreselleşme süreci içinde hangi tarafta olduğunu ve bu süreçten zarar gören ve görmeyen kesimlerin olduğunu söyledi. Bu süreci karşılama açısından Türkiye'nin nasıl korunacağını ve ulusal politikaları nasıl konumlandıracağını açıkladı.
Açıklamada AB'ye karşı olunmadığı, ancak AB'nin Gümrük Birliği'nin devamı olduğu ve ekonomik açıdan da ele alınması gerektiği vurguladı. İthal formüllerle ulusal çıkarların korunamayacağı ve küreselleşme bağlamında bunun nasıl yapılacağını anlattı.
Küreselleşmenin, iktisadi ve siyasi olarak getirdiği değişimler ulusal güvenliğe birebir etki yapıyor ve Büyükanıt'ın bu konudaki görüşlerine katılıyorum. (ÖG/BB/NK)