Sansürden Geçenler sergisi, Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı cephesinin her iki tarafında da yaşanan acıları esir kamplarındaki askerlerin ve sivillerin yolladıkları mektuplar, kartpostallar ve fotoğraflar üzerinden ortaya koyuyor.
Yunus Emre Enstitüsü'nün hazırladığı serginin kürasyonunu Kemal Giray’ın koleksiyonunu kullanan Fahri Aral yaptı.
Sergi Çanakkale Savaşları'nı 100. Yıldönümünde anmak için 13-21 Temmuz tarihlerinde İngiltere-Türkiye Sağlık Elemanları Birliği'yle işbirliğiyle Londra’da düzenlendi. Dünyanın farklı şehirlerinde de sergilenmesi planlanıyor.
Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlılar İngiltere, Fransa, Rusya, İtalya ve Romanya’ya karşı Gelibolu, Filistin, Mezopotamya ve Rusya gibi pek çok cephede savaştı. Binlerce Osmanlı askeri bu savaş sırasında esir alındı ve sonrasında aylarca belli ülkelerdeki kamplarda yaşadılar.
Aynı zamanda İngiliz ordusu için savaşan çok sayıda İngiliz, Avustralyalı, Yeni Zelandalı ve Hintli asker Anadolu’da bazı şehirlerdeki kamplarda esir tutuldu.
Sergi, Osmanlı cephesindeki her iki tarafın esirlerinin hem fiziksel hem de duygusal hayatlarına ışık tutmayı amaçlıyor. Yıllar boyunca Kemal Giray tarafından toplanan mektuplar, kartpostallar, orijinal fotoğraflar ve diğer materyellerden oluşan sergi bize 20. yüzyılın başında patlak veren savaşın korku ve acısını yaşayan insanların nasıl yaşadıklarını ve hayata tutunduklarını anlama şansı veriyor.
Esirlerin “sansürden geçen” yazılarının parçaları kendilerini hayata bağlı tutmak için ailelerine, çocuklarına ve ülkelerine duydukları özlemi ifade ediyor. Hokey oynuyor, tiyatro oyunları sergiliyor, futbol takımları ve müzik grupları oluşturuyorlardı. Hepsi savaşta kaybettikleri gerçekliklerini geri kazanmaya çalışıyordu.
Esir sayıları
Osmanlı ordusundaki 500 bin kişinin 200 bininden fazlası İngiltere, Rusya, Fransa, Romanya ve İtalya’da esir alındı. Osmanlı savaş esirlerinin yarısından fazlası İngiliz askerleri tarafından imparatorluğun dört bir yanındaki kamplara dağıtıldı. Diğer askerlerin çoğu da Ruslar tarafından esir alınmış, 1917 Bolşevik Devrimi sonrası serbest bırakılmışlardı.
1918 yılının İngiliz Parlamenter Raporu'na göre Türkiye'de tutulan 9 bin 565 İngiliz ve Hintli savaş esiri vardı. Toplam esir sayısının 16 bin 583 olduğu ve askerlerin çoğunun 29 Nisan 1916'da Kut'ül Ammare Kuşatması sırasında esir alındığı tahmin ediliyordu. Geri kalan 3 bin 274 esir Avustralyalı ve Yeni Zelandalı askerlerdi ve Gelibolu, Mısır ve Filistin'de esir kamplarında tutuluyorlardı.
Sansürden Geçenler sergisinden seçtiğimiz kartpostallar ve fotoğraflar...
“… Geçici olarak Moskova Hastanesi’ndeyim. Hastalığım geçti ama kolumda on on beş günde iyileşecek bir yara var.”
16 Ekim 1916 Rus esirin kart postalı, bir Osmanlı askeri tarafından Moskova Askeri Hastanesi’nden yollanmış. Moskova, İstanbul sansür kaşeleri görünüyor.
Mehmet Rauf’un “Diken – Kızı kendi haline bırakırsan ya Davulcu’ya varır ya Zurnacı’ya” oyunu için İzmir’deki yaralı ve esirler için hazırlanmış bir tiyatro posteri.
Sidi Bishr tarafından çekilen Osmanlı esir kampı fotoğrafları, 1919 ve 1920.
Sidi Bishr tarafından çekilen Osmanlı esir kampı fotoğrafları, 1919 ve 1920.
Türk savaş esiri berberlik yapıyor.
Malta’da Türk esirler (ön soldan) Celal Nuri (yazar), Velid Ebuzziya (gazeteci), Süleyman Nazif (şair/yazar), Ahmet Emin (gazeteci)
Ankara’da İngiliz esirler.
Cenevre Kızıl Haç Uluslararası Komitesi tarafından yayınlanan fotoğraf, Hintli ve Müslüman Rusların tutulduğu kamp, Bursa.
Cenevre Kızıl Haç Uluslararası Komitesi'nin fotoğrafı, Kızıl Haç’ın düzenlediği Noel kutlamasında Fransız esirler, Çankırı.
Kut’ül Ammare esirleri ve savaş gemisi, İstanbul, 15 Kasım 1918.