Yurtsever ve Yurdalan; kadınlara ilişkin haberlerin "magazin haberciliği" anlayışı içinde verilmesini "kabul edilemez" bulduklarını söylediler; kadınların yaşadıklarını meta haline getiren gazetecilik anlayışının terk edilmesi gerektiğini belirttiler.
Basın etiğine aykırı
Kadın hakları eylemcisi Yurtsever, haberlerin basın etiğini ve hukuk ilkelerine aykırı olduğunu hatırlattı; "Bu olay da gösterdi ki, bütün gazeteler aynı zihniyetin ürünüdür" dedi.
Yurdalan ise, "Hangi yayın organında yayımlanırsa yayımlansın, içeriği ne olursa olsun, 13-14 yaşında bir çocukla yapılmış bir röportajın ne ona ne de erkek egemen hayatı değiştirmeye faydası olur" diye konuştu.
N.Ç. ile yaptığı röportaj bugün (Cuma) Özgür Gündem, Evrensel ve Hürriyet gazetelerinde yayımlanan muhabir Birgül Özbarış ise, daha önce Vatan ve Hürriyet gazetelerinde yayımlanan haberlerden rahatsızlık duyan N.Ç.'nin talebiyle röportajı gerçekleştirdiklerini söyledi.
Özgür Gündem Gazetesi Yayın Danışma Kurulunda bulunan Pınar Selek ise, N.Ç.nin kendisiyle ilgili sürece aktif olarak katılamadığını ve kendisini ifade edemediğini hatırlatarak, N.Çnin sesini duyurabilmenin aracı olarak gördüğü medya da, onu reyting aracı olarak gördü. N.Ç. bu ortamda kendi sözünü söyleyebilmek için eskiden dağıtımcısı olduğu Gündeme başvurdu dedi.
Selek, Gündem ve Evrenseli ayrı tutarak söylüyorum, diğer medyaya karşı kadınların tepkisinin devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. Ama sadece protesto ile değil, N.Ç.nin kendisini ifade edeceği ortamlar yaratarak, bu anlamda N.Çyi güçlendirerek bu süreç durdurulabilir Diye konuştu.
Selek, Yurtsever, Yurdalan ve Özbarış'ın görüşleri şöyle:
Yurtsever: Bütün gazeteler aynı zihniyetin ürünü
Leman Yurtsever: Son dönemlerde NÇ ile ilgili çıkan haberlerin hepsi basın etiğine aykırı olduğu gibi Çocuk Hakları Sözleşmesi, Birleşmiş Milleler Çocuğun Korunasına Dair Sözleşme, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi başta olmak üzere tüm ilgili uluslararası ve yerel düzenlemelere de aykırıdır.
Cinsel şiddete maruz kalan bir çocuğun, mağdurenin anlatımlarının ayrıntılı bir şekilde gazete sayfalarında yer alması gerçekten kabul edilemez.
Bu olay da gösterdi ki bütün gazeteler aynı zihniyetin ürünüdür.
Yurdalan: Satışa yönelik habercilik anlayışı mahkum edilmelidir
Hem mahkeme tutanaklarının açıklanması hem de N.Ç. ile her ne sebeple olursa olsun röportaj yapılıp yayımlanması, son derece sorunlu bir tutum.
N.Ç.'nin yaşadıklarının magazin haberciliği anlayışı içerisinde verilmesinin, hem N.Ç. hem de benzer olaylara maruz kalmış kadınlar üzerinde olumsuz etkileri olacaktır.
N.Ç. ile yapılmış tüm röportajlarda, onun ağzından verilmiş "Ben sadece konuşmak istedim..." diye başlayan cümleler var. Oysa, N.Ç. sadece 13 yaşında bir çocuk. Hangi yayın organında yayımlanırsa yayımlansın, içeriği ne olursa olsun, 13-14 yaşında bir çocukla yapılmış bir röportajın ne ona ne de erkek egemen hayatı değiştirmeye faydası olur.
Kadınların ve ilgili kurumların yapması gereken şey; Türk Ceza Kanunu'ndaki, Medeni Kanun'daki kadınlara karşı uygulanan ayrımcı maddelerin kaldırılması için mücadele etmektir. Ancak, yasaların düzeltilmesi tek başına kadınlara yönelik şiddete engel olmayacaktır. Yoksulluk ve yoksulluğa sebep olan diğer nedenlere karşı da mücadele edilmesi gerekir.
Erkek egemen ve kadınların yaşadıklarını meta haline getiren ve hiçbir etik tanımayan, satışa yönelik habercilik anlayışları da mahkum edilmelidir.
Selek: N.Ç. Gündemi sesini duyurabilmenin aracı olarak gördü
Medyada çok uzun süredir bir kadın mağduriyeti yaşanıyor ve aslında N.Ç.nin kendi sözü açığa çıkmıyor. N.Ç. çok genç, kendisini yalnız hisseden bir kadın. Ve kendisi dışında herkesin onun hakkında konuştuğu, hukuki sürecin kendisi dışında işlediği, kendisine söz hakkı verilmeyen bir ortamda bu mağduriyeti yaşadı.
Demokratik örgütler, sivil toplum örgütleri ve kadın örgütleri de onun yaşadıkları hakkında aktif bir pozisyon almasına aracılık edemediler. Dolayısıyla pasif kaldı. Aslında, medyayı aktif olarak sürece katılabileceği bir araç olarak gördü bence.
Ama tabii, karşısındaki medya onun mağduriyetini bir reyting aracı olarak kullandığı, onu metalaştırdığı için bunu da gerçekleştiremedi. Süreçten olumsuz etkilendi.
Bunun üzerine, eskiden dağıtımcısı olduğu gazetesine gitti. Kendisini ifade etmek istediğini, bu konuda da Gündeme güvenmek istediğini söyledi.
N.Ç. ile röportaj yapan arkadaşlar, haberi yayınlamak istememişler. Ancak N.Ç. ısrarcı davranmış. Röportajı yayınlamadan önce beş gün bekletmişler ama, diğer gazetelerde çıkan haberler üzerine N.Ç.nin geçmiş döneme dair anlattıklarının önemli bir bölümünü çıkartarak haberi yayınlamışlar.
Haberde daha çok N.Ç.nin şu anda içinde bulunduğu ruh halini, kendisini ifade edememesini, demokratik kitle örgütlerinin yetersizliğini ifade eden bölümlere yer vermişler.
Haberde, gazetecilik etiğine aykırı bir şey göremiyorum. Ortalıkta bir dezenformasyon ve bir kadının kullanımı var. Bizler O çok küçük, mağdur, o zaman sussun dersek, N.Ç.ye resmi, egemen hukuk sisteminin yaklaştığı gibi yaklaşmış oluruz.
Ayrıca, Gündemin bölgede çok ciddi bir etkisi var. Şemse Allak olayı da N.Ç.nin yakın çevresinde gerçekleşmişti. O süreçte tavırsız kalan ya da şiddet uygulayan bütün o ikiyüzlü kesim, en fazla Gündem gazetesini okuyan kesim. Dolayısıyla, bu olayı sorgulamak, tartışmaya açmak Gündemin sorumluluğu.
Özbarış: Röportajı N.Ç. istedi
N.Ç. kendisi bizimle diyaloga geçti. Küçük yaşına rağmen, yaşadıklarından ve kendisiyle ilgili basında yer alan haberlerden rahatsız olduğunu söyledi. Diğer basın organlarının haberlerine yanıt olması için bize bu haberi yaptırdı.
Vatan gazetesi muhabirlerinin kendisini sokakta yakalayıp konuşturduğunu; kendisiyle bir röportaj yapıldığını bile sonradan fark ettiğini belirtti. O röportajı düzeltmek istiyordu. Özellikle ailesiyle ilgili haberlerin kendisini üzdüğünü vurguladı ve "Ben gerçekleri kendi ağzımdan aktarmak istiyorum" diyerek bizi aradı. N.Ç.nin amacı, ailesiyle ilgili baskıları açıklamaktı.
Şimdi de kadın örgütlerinin N.Ç. ile ilgili tepkileri, söylemek istedikleri konusunda bir haber hazırlıyoruz. (BB/NK)