Özar, bianet'e yaptığı değerlendirmede "Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin bir çoğunda uygulanmakta olan toplumsal cinsiyeti gözeten bütçeleme, Türkiye'ye kavram olarak bile girmiş değil" diyor.
Türkiye'de bu konuda çalışan çok az akademisyen olduğunu belirten Özar, "toplumsal cinsiyet üzerine çalıştığım için Eylül'deki iktisatçılar kongresinde, toplumsal cinsiyeti gözeten bütçelemeyi bir panelle Türkiye'nin gündemine taşımak istedik" diye konuştu.
Toplumsal cinsiyeti gözeten ağ kuruluyor
"Kavramın böylece Türkiye'ye taşınmasını hedefledikleri"ni belirten Özar, kongre için araştırma yaparken, yurtdışında konuyla ilgili çalışan akademisyenlere ilettiği kongre haberinin sevinçle karşılandığını söylüyor.
"Feminist İktisatçılar Birliği'nin yönetim kurulu üyesiyim. Türkiye'de böyle bir toplantının olacağını söylediğimde çok ilgilendiler, hoşlarına gitti. Avrupa da toplumsal cinsiyeti gözeten bütçeleme için bir iletişim ağı kurulmak üzere. Türkiye'de böyle bir girişimin olmasına destek verdiler."
Eylül 2006'da ilk kez konuşulacak
İlk olarak 1984'te Avustralya'da uygulamaya başlanan "Toplumsal cinsiyeti gözeten bütçeleme"nin, bu kongreyle Türkiye'de akademik camiaya duyurulacağını belirten Özar, konunun gündemden uzak kalmasını iktisat biliminin "biraz da erkek" olmasıyla ilişkilendiriyor.
"Ankara'daki toplantıda konunun teori ve uygulamasıyla ilgili uzmanlar gelecek. Yerel ve merkezi yönetim bütçeleme uzmanlarının katılımıyla atölye çalışmaları yapılacak ve böylece daha yaygın bir tartışma zemini doğacak"
Şemsa Özar, toplumsal cinsiyeti gözeten bütçelemenin, aileden sivil toplum kuruluşlarına (STK) kadar geniş bir alanı ilgilendirdiğine dikket çekiyor.
"Pratikte bu işi yürüten belediyeler kadar STK'ların da toplumsal cinsiyet gözetiliyor mu gözetilmiyor mu diye bütçelerine bakmaları gerek. Aile bütçesini yaparken de bütçeleme böyle düşünülebilir."
Aile içi güç ilişkisi ve bütçeleme
"Toplumsal cinsiyeti gözeten bütçeleme"nin güç ilişkisiyle doğrudan orantılı olduğunu söyleyen Özar aileden başlayarak bütün kurumlar için bu yaklaşımın geçerli olduğunu vurguluyor:"Küçük birimlerde örneğin ailede güç ilişkisi çok önemli.
"Bütçeye karar verirken kadınlar karar alma mekanizmasına ne kadar katılıyor çok önemli. Katılabiliyorsa, bütçenin nereye gideceğinde etkili mi? Orada iş bitiyor. Erkek 'araba alacağım' dediğinde, 'bilgisayar kursuna gideceğim' ya da 'çocuğun şu ihtiyacı' var dediğinde nasıl bir tepki alıyor.
Kurumlarda ve finansta erkek ağırlığı
"Kadın kuruluşları hariç bütün kurumların yönetimlerinde ve karar alma mekanizmalarında hep erkekler var" diyor Özar.
"Zaten finans konusunda hep erkekler vardır. Bankalarda çok kadın çalışır ama, yönetim düzeyinde- bir yabancı bankanın kadın yöneticisi dışında- hep erkekler var. Genel müdür yardımcılığında kadınlar görülüyor. Onlar da, halkla ilişkiler ya da personel ilişkilerinden sorumlu genel müdür yardımcılıklarıdır."
"Finansı ellerinde tutan erkekler güç ilişkisini de kendilerinden yana değiştiriyorlar. Kadınlar buralara nüfuz etmeli."
Spor bakanlığının bütçesinde kadın sporu düşünülüyor mu?
Özar bütçelemede toplumsal cinsiyetin gözetilmesinin eğitim ve sağlık bakanlıklarıyla, belediye bütçelerinde büyük önem kazandığına işaret ediyor ve ekliyor:
"Benim çok merak ettiğim bir konuda sporla ilgili bakanlığın bütçesidir. Erkek sporlarına mı kadın sporlarına mı gidiyor? Bakanlık ne tür sporlara harcama yapılıyor? Bu sporlara ayrılan bütçedeki oran nedir?"
Bütçelemede pozitif ayrımcılık
İlköğrenim de sürdürülen "Haydi Kızlar Okula" kampanyalarının daha çok STK'larca yürütüldüğünü hatırlatan Özar, yerel yönetimlerin ve üniversitelerin bütçelerinde kız öğrencilerin ne kadar ve nasıl yer tutuğunun bilinmesinin önemine değiniyor.
Özar bütçeleme sırasında kimi fonların nereye gittiğinin anlaşılmayacağını belirterek, dolaylı yöntemlere dikkat çekiyor:
"Toplumsal cinsiyeti gözeten bütçeleme konuşulmaya başlandığında, 'kadın erkek ayrımı yapmıyoruz' denilecektir. Bu dolaylı yöntemlere görünür kılınabilir ve oranlanabilir. "
"Artık ille de eşitlikten bahsetmiyoruz. Eşitsizliği ortadan kaldırmak için pozitif ayrımcılık istememiz lazım. Geçmiş yıllardan biriken ve eşitsizliği doğuran şeyleri tersine çevirebilmek için kadınlar lehine ayrımcılık yapılmalı" diyor Özar
"Sağlık Bakanlığının bütçesinin artması yetmez bu bütçede, kadınlara özgü hastalıklara, kadın hastalıklarının araştırılmasına ayrılan bütçelerin de artası çok önemli." (AD/EK)