Beşiktaş Bursaspor maçında stat dışında çıkan olaylar nedeniyle, Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu, iptal edilen maçta Bursaspor'u 3-0 hükmen yenik sayarken, ev sahibi takıma beş maç tarafsız sahada seyircisiz oynama cezası verdi. Bursaspor ayrıca üç deplasmana da seyirci götüremeyecek.
İki takım arasında yıllardır yaşanan gerilim ve son olaylar ertesinde Bursaspor'a verilen cezayı, bu yıl İletşim Yayınları'ndan çıkan "Beşinci Şampiyon Bursaspor" kitabı yazarı, Uludağ Üniversitesi'nde öğretim üyesi Memet Zencirkıran'la konuştuk.
Bursaspor- Beşiktaş maçı öncesinde Bursa'da yaşanan olaylar neden kaynaklandı?
Bursaspor ve Beşiktaş taraftarları arasındaki gerilimin temelini, 2003-2004 sezonunda Beşiktaş'ın oynadığı ve kaybettiği Akçaabat Sebatspor ve Rizespor maçlarında, Bursaspor futbol kamuoyunda oluşan Beşiktaş'ın şike yaptığı düşüncesi oluşturuyor. Sedat Peker'e yönelik yapılan "Kelebek Operasyonu"nda Peker'e yakın isimlerin Beşiktaşlı bazı futbolcularla maça yönelik yaptığı konuşmalarda medyaya yansıdı.
Bursaspor yönetimi iddialarının araştırılmasına yönelik Futbol Federasyonu'na yaptığı başvurudan sonuç alamadı. Bu durum Bursaspor futbol kamuoyunda büyük öfke yarattı. Uzun süre iki takımın aralarında oynadığı maçlara rakip takım taraftarının alınmaması ve 2009-2010 sezonunun son maçında Bursaspor'un Beşiktaş'ı yenerek şampiyon olması iki taraftar grubu arasındaki gerilimin şiddetini ortadan kaldırmasa da epeyce azaltmıştı.
Bursa'daki olayların nedenini sezonun ilk yarısında İstanbul'da oynanan Beşiktaş maçı öncesi, Beşiktaşlı taraftarların Bursasporlu taraftarlara saldırması ve üç Bursaspor'un bıçaklanarak yaralanması oluşturdu. Eğer emniyet güçleri yeterli tedbirleri alıp iki taraftar grubunu karşılaştırmadan ilk maçı tamamlatabilseydi, gerilimin iyice azalacağını söylemek mümkündü.
Yaşanan yaralanmalar Bursaspor taraftarları arasında büyük tepkiye neden oldu. Ve taraftar sitelerinde iki takım taraftarları arasında karşılıklı ölüm tehditleri de içeren çok sayıda mesajlaşma yaşandı. Bursa'da oynanacak maç Bursaspor taraftarlarının en azından bir bölümü için İstanbul'da yaşananların rövanşının alınacağı bir durum olarak görüldü.
Bu konjonktürde futbol kamuoyundaki genel beklenti Bursa'da oynanacak maça Beşiktaş taraftarlarının alınmaması yönündeydi. Özetle Beşiktaş maçı öncesinde yaşanan olayların temelinde, ligin ilk yarısında oynana maç öncesi yaşanan olayların bulunduğunu ve rövanş maçının her anlamda bir rövanş olarak görüldüğünü belirtmek gerekiyor.
Olayların bu boyutlara ulaşmasının nedeni neydi? Güvenlik önlemlerinin yetersiz olmasının bu durumun yaşanmasında etkisi var mıydı?
Öncelikle Bursa'da oynanan maç öncesi Bursaspor kulüp yönetimi, taraftar grupları, Beşiktaş yönetimi ve taraftar grupları da maça Beşiktaş taraftarlarının alınmasının büyük olaylara yol açabileceği düşüncesiyle Beşiktaşlı taraftarlara deplasman yasağı konulmasına yönelik tavır sergilediğini belirtmek gerekiyor.
Çarşı tribün lideri Alen Makaryan bile maçtan iki gün önce Bursa Valiliği'nin maça Beşiktaş taraftarlarının alınması kararının aceleyle alınmış bir karar olduğunu ve yetkililerin kararı bir kez daha düşünmesi gerektiği açıklamasını yaptı. Maça Beşiktaş taraftarlarının alınması kararı Bursa Valisi Şahabettin Harput'un iyi niyeti ve tamamen kişisel tercihiyle re'sen aldığı bir karardı.
Bu noktada sayın Vali'nin Bursaspor'a önceki süreçlerde büyük desteğinin olduğunu da belirtmek gerekiyor. Karar alındığında sosyolojik gerçekleri dikkate alan herkesin bu kararın büyük olaylara neden olabileceği endişesini taşıdığını ifade edelim. Sayın Valinin ve medyadaki bazı isimlerin bunun sadece bir sportif olay olduğu düşüncesi Bursasporlu ve Beşiktaşlı taraftarların büyük bölümü tarafından paylaşılmıyordu.
Bursa tribünlerinin kalbi olan Texas'ın internet sitesinin açılış cümlesi taraftarlarda yaşanan duyguyu bütün çıplaklığıyla yansıtıyordu: "Şehrini savun arkadaş". Bursaspor taraftarının hiç de azımsanmayacak bir bölümü Vali'nin aldığı kararın yanlış olduğunu düşünüyor, bir bölümü de İstanbul'da yaşanan olaylardan sonra Beşiktaş taraftarlarının Bursa Atatürk stadına girmemesini bir onur meselesi olarak görüyordu.
Beşiktaş taraftarlarının Bursa deplasmanına gelmesine onay verildikten sonra, olayların çıkmaması için çok geniş güvenlik önlemleri alınması gerekiyordu.
Bu noktada emniyet güçlerinin olayların bu kadar şiddetli olacağını beklemedikleri ve yeterli tedbirleri alamadıklarını söylemek gerekiyor. Ayrıca bu tür olaylarda toplum psikolojisi konusunda eğitim almış emniyet güçlerinin kullanılması da, olayların önlenebilmesi ya da tepkinin azaltılabilmesi açısından büyük önem taşıyor.
Yaşanan olayların ardından Bursaspor'a verilen cezanın orantılı olduğunu düşünüyor musunuz?
Futbol Federasyonunun olaylar sonrasında verdiği kararda birçok faktörü, özellikle de Bursaspor kulübünün tavrını göz ardı ettiğini söylemek mümkün. Öncelikle karar devletin valisinin iyi niyetle de olsa, re'sen aldığı bir karardır. Ve bu bağlamda devlet ben bu işe el koyuyorum ve iki taraftar grubu arasındaki husumeti sona erdireceğim ve Beşiktaş taraftarını stada getireceğim kararını almıştır.
Böyle bir karar alındıktan sonra vali ve emniyet güçlerinin gerekirse saatler öncesinden bütün yolları boşaltarak, gerekirse her taraftar başına iki polis bulundurarak Beşiktaş taraftarını stada getirebilmesi gerekiyordu. Bu noktada gün içerisindeki yaşananlar değerlendirildiğinde kulübün olayları önleme konusunda yapabileceği bir şeyin olmadığını belirtelim.
Ortada bir emniyet zafiyetinin olduğunun altını tekrar çizelim. Karar alındıktan sonra gerek Bursaspor yönetimi, gerek Ertuğrul Sağlam, gerekse futbolcular ortamı yumuşatmaya, fair play çerçevesinde Beşiktaşlı taraftarların maça gelmesine yönelik kamuoyuna çok sayıda açıklamada bulundular.
Kulüp, valinin re'sen aldığı bir karar sonrasında olayları engellemek için elinden geleni yaptı. Olaylar stat dışında ve kulübün müdahale alanı dışında gerçekleşti. Bu noktanın özellikle göz önüne alınması gerekiyordu. Buna dikkat edilmedi.
Verilen cezada taraftarların direk polisle karşı karşıya gelmesi bir etken olabilir mi ?
Olayların büyümesinin temel nedeni Bursaspor taraftarlarının bir bölümünün Beşiktaşlı taraftarları stada sokmamak için, stadın önündeki geçiş yolu güzergahını kapatmasıdır.
Bu noktada Beşiktaşlı taraftarların güvenlik nedeniyle Bursa'ya yaklaşık yarım saat mesafedeki Orhangazi'de bekletilirlerken ve güvenlik nedeniyle Bursa'ya giremeyeceği düşünüldüğünde, bu durum bir anonsla duyurulması halinde olayların daha başlamadan biteceğini söylemek mümkündü.
Taraftarın doğrudan emniyetle karşı karşıya gelmesinin nedeni, emniyetin Beşiktaşlı taraftarların geleceği yolu açma çabası ve güç kullanımıyla, taraftarın Beşiktaş taraftarlarını stada sokmama konusundaki gayreti ve şiddet kullanımıdır. Eğer olayların başlangıcında Beşiktaşlı taraftarların Orhangazi'de durdurulduğu ve alınmayacağı duyurulsa, kısa bir sürede durumun normalleşeceği söylenebilir.
Kulübün yaklaşımı göz önüne alındığında Bursaspor kulübüne verilen cezalar oldukça ağır oldu. Yeni şiddet yasası kamuoyuna suçların kişiselleştirileceği ve özellikle saha dışında taraftarın işlediği suçların kulüplere mal edilmeyeceği şeklinde yansıtıldı. Alınan kararla saha dışında müdahale imkanı olmayan bir alanda yaşanan olaylarda Bursaspor kulübü özellikle de son derece ağır bir şekilde cezalandırıldı.
Bu noktada cezaların caydırıcı etkisi ve faydası olacağı söylenebilir mi? Buna net olarak hayır cevabı verebiliriz. Bundan sonraki süreçte en ufak olay çıkma ihtimali olan durumlarda il güvenlik kurulları ve kulüpler ceza almamak için rakip takım taraftarının maça alınmaması yönünde tavır sergileyeceklerdir ki, bunun örneğini kümede kalıp kalmayacağının belli olduğu hayati maça Altay taraftarının alınmaması kararı örnek gösterilebilir.
Stat dışında gerçekleşen ve kulüplerin müdahale imkanı bulunmadığı olaylarda kulüplerin cezalandırılması yerine olaylara karışan taraftarların cezalandırılması seçeneğinin öne çıkarılması gerekiyor.
Konuya Bursa - Beşiktaş taraftarları açısından baktığımızda ise verilen cezaların caydırıcı olduğu söylenebilir mi?
Bu soruya da net olarak hayır cevabını verebiliriz. Yaşanan olaylar sonrasında yapılan göz altılara, tutuklamalara ve verilecek hapis cezalarına rağmen yakın ve orta gelecekte yapılacak bir Bursaspor - Beşiktaş maçına rakip takım seyircisinin alınması durumunda yine büyük olayların çıkabileceğini söylemek için biraz sosyoloji bilgisi yeterli. İki takım taraftarı arasındaki gerilim şahsına münhasır bir özellik gösteriyor. Bursaspor taraftarları - özellikle örgütlü taraftar grubu Teksas- Ertuğrul Sağlam'ın takımın başına geçmesinden sonra fair play yolunda son derece önemli adımlar atıyordu.
Statta küfür neredeyse kaldırılmış, kendi takımını destekleyen tezahüratlara ve görsel şovlara ağırlık verilmişti. Bursaspor şampiyonluğu fair play liginde de şampiyon olarak kazanmıştı ki bu durum ligimizde çok ender karşılanabilecek bir durumu yansıtmaktadır. Benzer olumlu sözleri son yıllarda sosyal duyarlılıklarıyla da gündeme gelen Çarşı grubu için de söyleyebiliriz.
Bursa - Beşiktaş gerilimi iki taraftar grubu için de özel bir duruma karşılık geliyor ve taraftarların deplasmana alınma kararları verilirken çok daha dikkatli olunması gerekiyor..
Bundan sonra iki takım arasındaki ilişkinin gidişatı hakkında ne düşünüyorsunuz ? Bu sorun nasıl çözülebilir ?
Cumhuriyet tarihinde çok fazla olayda örneğini gördüğümüz şekliyle toplumsal olaylar, yukarıdan aşağı alınan kararlarla, polisiye tedbirlerle çözülemez. Alınan polisiye tedbirlerin etkisiyle bir maç olaylar ertelense bile, sonraki süreçte taraftarların karşı karşıya geleceği ilk anda büyük olaylar yaşanıyor.
Bursaspor - Beşiktaş arasındakine benzer olayların çok daha şiddetlisi geçmişte Bursaspor ve Eskişehirspor arasında da yaşandı. Vali ve belediye başkanlarının müdahalesi sonrasında iki takımın şehir sınırlarında karşılandığı, şehirlerin iki takımın forma renkleriyle donatıldığı, stada birbirlerinin bayraklarıyla çıkıldığı maçlarda dostluk gösterileri yapıldı.
Ama bir maç sonrasında iki takım taraftarlarının büyük kavgalarına şahit olundu. Bursa- Beşiktaş taraftarları arasındaki ilişki açısından değerlendirdiğimizde gerilim azalana kadar iki taraftar grubunun doğrudan karşı karşıya geleceği ortamlardan uzak tutulması gerekiyor.
Sorunun yakın dönemde çözülmesi mümkün gözükmüyor. Bu bağlamda işi biraz zamana bırakmak ve bu süreçte yukarıdan baskıcı, zorlama kararlardan kaçınmak gerekiyor. (NV/HK)