Diyarbakır’da “saldırı şüphelilerini arama” gerekçesiyle dün akşam Dicle Haber Ajansı (DİHA) ve Azadiya Welat gazetesi, Aram Yayınları’na düzenlenen polis baskını, son yıllarda “Kürt açılımı”nın etkisiyle ara verse de, uzun yıllardır Kürt medyasının sık aralıklarla yaşadığı bir gerçek oldu.
Özgür Gündem Serüveni |
Özgür Gündem gazetesi ilk olarak, haftalık çıkan Yeni Ülke gazetesinin devamında, 30 Mayıs 1992’de günlük gazete olarak yayın hayatına başladı. 10 Aralık 1993’te İnsan Hakları Günü'nde polis tarafından basıldı, çalışanları gözaltına alındı. Özgür Gündem yönetiminin fiilen dağıtılması üzerine, Özgür Ülke 28 Nisan 1994'te yayına başladı. Gazetenin üç bürosu 4 Aralık 1994 günü aynı anda bombalandı. Bunun üzerine 13 Nisan 1995'te Yeni Politika yayına başladı. Gazete daha ilk sayısında sansürle karşılaştı, dört ay sonra 16 Ağustos 1995’te Özgür Ülke’nin devamı olduğu gerekçesiyle kapatıldı. 12 Aralık 1996’da yayına başlayan günlük Demokrasi gazetesi, Mahkeme kararıyla kapatıldığı 3 Mayıs 1997’ye dek yaşayabildi. Ardından 7 Temmuz 1997'de Ülkede Gündem yayına başladı. Gazete yayın yaptığı süre içinde 57 muhabir ile 40 dağıtıcısı tehdit edildi, gözaltına alındı ve işkence gördü. Olağanüstü Hal Bölgesi’ne girişi yasaklanan gazeteye DGM’lerde toplam 278 dava açıldı. 302 gün kapatma kararı verildi. 125 haber, 63 köşe yazısı, dokuz fotoğraf ve 14 ilan sansürlendi. İstanbul DGM gazeteyi 23 Ekim 1998’de kapattı. 18 Nisan 1999'da yayına başlayan Özgür Bakış gazetesi de 371 gün yayımlanmasına karşın 390 gün kapatma cezasıyla karşılaştı. Özgür Gündem gazetesinin kimi zaman günlük, kimi zaman haftalık ya da aylık periyotlarla Güncel, Yaşamda Gündem, Haftaya Bakış, Öteki Bakış, Yeni Bakış, Alternatif, Gelecek, Özgür Ülke, Gerçek, Günlük gibi değişen adlarla yayınını sürdüren ardılları benzer nedenlerle kapanma, toplatma, dağıtım engelleri ile karşılaştılar. Nihayetinde 4 Nisan 2011’de yayına başladığından beri Özgür Gündem gazetesi yayın hayatına devam ediyor. Gazeteye en son Mart 2012’de örgüt propagandası yaptığı gerekçesiyle bir aylık yayın durdurma cezası verildi. Karar basın özgürlüğüne aykırı bulunarak kaldırıldı. |
Azadiya Welat Serüveni |
Azadiya Welat gazetesi yayın hayatına Şubat 1996’da İstanbul’da başladı. Gazetenin yayınladığı haberlerden dolayı yazı işleri müdürleri hakkında davalar açıldı ve cezalar verildi. Açılan çok sayıda davanın yanı sıra gazete 1996, 1997 ve 2002 yıllarında üç defa kapatıldı. OHAL bölgesine gazetenin girişi yasak olduğu ve sürekli kapatıldığı için her hafta farklı bir isimle çıkarılıp bölge illerine gizli bir şekilde gönderildi. Bunun sonucunda çok sayıda gazete dağıtımcısı saldırıya uğradı, gözaltına alındı, tutuklandı ve öldürüldü. Gazete, 23 Mart 2007'de 20 gün, 7 Ekim 2008'de 30 gün, 27 Kasım 2008'da 30, 11 Nisan 2009'da 30 gün, 27 Mart 2010'da 30 gün 28 Mart 2010'da 30 gün olmak üzere toplam 170 gün yayın durdurma cezası aldı. 2006’dan bu yana sekiz imtiyaz sahibi ve yazı işleri müdürü değiştirdi. 2003’te Diyarbakır'a taşınan Azadiya Welat, 15 Ağustos 2006’tan itibaren Türkiye'deki Kürtlerin yaşadığı coğrafyada yayınlanan ilk Kürtçe günlük gazete unvanıyla yayını sürdürüyor. Gazetenin yazı işleri müdürleri sık sık değişmek durumunda kaldı. Çünkü yazı işleri müdürleri davalık olmuyor, tutuklanıyor. Örneğin Vedat Kurşun “örgüt propagandası yapmak" suçundan 525 yıl hapis cezası istemiyle yargılandığı dava sonucunda 2009’da 166 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Daha sonra cezası 10 yıl 6 aya indirilen gazeteci üçüncü yargı paketi kapsamında Temmuz 2012’de tahliye edildi. Yayın yönetmenlerinden 22 Temmuz 2010’da tutuklanan Ozan Kılınç Ağustos 2012’de 3. Yargı Paketi kapsamında tahliye oldu. Kılınç 22 Temmuz 2010’da gazetede yayınlanan haberlerde "örgüt propagandası yapmak" ve "örgüt adına suç işlemek" iddiasıyla Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nce altı yıl dokuz ay hapse mahkum edilmişti. Kılınç’ın yedi yıla kadar değişen hapis istemleriyle yargılandığı yaklaşık altı-yedi dava dosyası Yargıtay'da bekliyor. Taynak: İfade Özgürlüğü'nün On Yılı, IPS İletişim Vakfı Yayınları, 2012 |
DİHA Ajansı sorumlu müdürü Dicle Müftüoğlu, idare sorumlusu Kadri Kaya, editörler Serhat Yaruk, Ömer Çelik, Mehmet Alî Ertaş, Bilgi İşlem Çalışanı Nazemin Çap, Ertuş Bozkurt, muhabirler Devran Toptaş, Meltem Oktay, Mahmut Ruvanas, Aziz Oruç, Diyar Balkaş, Esra Aydın, Alaattin Zuğurli, Müjdat Can, Çekuvara Saklı, Vedat Dağ, kameraman Mazlum Dolan; Azadiya Welat gazetesinden sorumlu müdür Ramazan Ölçen, editörler Zeynel Abidin Bulut, Ferit Köylüoğlu, sayfa sekreterleri Ferah Kılıç ve Zafer Tüzün, düzeltmen Besalet Yaray 29 Eylül sabahı, saat 1 sularında serbest bırakılmış oldu.
Gözaltılar, özellikle 23 Temmuz 2015 tarihinde hükümetin Kandil’e hava saldırıları düzenleyerek ateşkese son vermesiyle ez zamanlı olarak özellikle İnternet medyasına da sansür uygulandığı bir dönemde geldi.
2009’la birlikte tutuklamalar
Aralık 2009’da ateşkes ve barış sürecinin sonlandırıldığı sinyali de Van ve Adana, Diyarbakır’da gazeteci, siyasetçi, yerel idareci ve akademisyen tutuklamalarıyla verilmişti.
Örneğin, Adana Radyo Dünya yayın yönetmeni Kenan Karavil ve Azadiya Welat Adana temsilcisi Seyithan Akyüz, Diyarbakır Gün TV eski genel yayın koordinatörü Ahmet Birsin,DİHA muhabiri Hamdiye Çiftçi,Elazığ'dan DİHA muhabiri Serkan DemirelveAzadiya Welat temsilcisiAli Konar bu dönemde tutuklandı.
İstanbul’da 49 gözaltı, 36 tutuklama
20 Aralık 2011 tarihinde ise, Özgür Gündem ve Dicle Haber Ajansı (DİHA) büroları ve evler basılarak 49 kişi gözaltına alındı. 36 kişi, Kürdistan Topluluklar Birliği’ne (KCK) bağlı Medya Komitesi’ne bağlı oldukları iddiasıyla 24 Aralık 2011 tarihinde tutuklandı.
Tutuklanan 35 gazeteci: BirGün muhabiri Zeynep Kuray, Vatan muhabiri Çağdaş Ulus ve Etik Ajans müdürü Davut Uçar, Azadiya Welat yayın yönetmeni Mehmet Emin Yıldırım; Özgür Gündem'den Ziya Çiçekçi (imtiyaz sahibi ve sorumlu yazı işleri müdürü), Nurettin Fırat (yazar), Yüksel Genç (yazarı), Nevin Erdemir (editör), Ayşe Oyman (editör), Hüseyin Deniz (eski çalışan), Dilek Demiral (eski çalışanı), Sibel Güler (eski editörü); DİHA'dan Zuhal Tekiner (imtiyaz sahibi), Fatma Koçak (yazı işleri müdürü), Ramazan Pekgöz (editör/ Diyarbakır), Mazlum Özdemir (muhabir/Diyarbakır), Kenan Kırkaya (Ankara Temsilcisi), Sadık Topaloğlu (muhabir/ Urfa), Semiha Alankuş (editör/ Diyarbakır), Çağdaş Kaplan (muhabir/İstanbul), İsmail Yıldız (eski çalışan- İstanbul, Dersim gazetesi yazı işleri müdürü), Ömer Çelik (muhabir/İstanbul), Nilgün Yıldız (muhabir/Mardin), Pervin Yerlikaya (İstanbul), Oktay Candemir (eski çalışan); Özgür Halk ve Demokratik Modernite Dergisi'nden Ömer Çiftçi (imtiyaz sahibi), Nahide Ermiş (yayın kurulu üyesi), Saffet Orman (Van çalışanı), Selahattin Aslan (çalışan), Cihat Ablay (çalışan); Fırat Dağıtım'dan Ertuş Bozkurt, Çiğdem Aslan, Haydar Tekin (eski çalışanı), İrfan Bilgiç (eski çalışan), Şeyhmus Fidan (İstanbul çalışanı).
2012: Van’da bürolara baskın
26 Kasım 2012’de polis, Van'da DİHA ve Azadiya Welat gazetesi bürolarının olduğu pek çok adrese "KCK” operasyonları düzenledi. İki kurumdaki hard disklere, fotoğraf makinesi hafıza kartlarına, flaş belleklere, CD ve kamera kasetlerine ve arşiv dergilerine el koydu.
2007’de baskın ve tutuklama
Temsilcileri bugüne kadar çok sayıda soruşturma, dava ve mahkumiyetle karşılaşan Kürt medya organlarına yönelik büro baskınları 2007 yılında da yaşanmıştı.
Özgür Halk ve Genç Bakış dergilerinin İstanbul'daki bürolarına 13 Eylül'de yapılan baskında gözaltına alınan Genç Bakış"dergisi İmtiyaz Sahibi Suat Kolca ile Özgür Halk ve Genç Bakış dergi çalışanları Yaşar Duman, Selahaddin Sumeli ve Mahmut Bozdağ,13 Eylül 2007’de çıkarıldıkları İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'nce tutuklandı.
2004: 25 gözaltı
2004 yılında polis, “KONGRA-GEL ile bağlantı” şüphesiyle DİHA, Ülkede Özgür Gündem ve Özgür Halk bürolarında arama yaptıktan sonra 25 çalışanı gözaltına aldı. 90'lı yıllar Kürt Sorunu'nu merkezine alan medya organları, polis düzenli olarak operasyon düzenlediği yerler oldu.
10 Aralık 1993’te Özgür Gündem gazetesinin Kadırga’daki binasına gelen polisler, çalışanları gözaltına aldı; yönetim belgelerine, arşivlerine ve kütüphanesine el koydu. Bundan bir yıl sonra, Özgür Ülke gazetesinin yine Kardırga’daki binası ve Ankara bürosu 3 Aralık 1994’te eş zamanlı olarak bombalanacak, Ulaştırma görevlisi Ersin Yıldız hayatını kaybedecek, 23 gazete çalışanı da yaralanacaktı.
Olaydan sonra, eski Başbakan Tansu Çiller’in gazeteyle ilgili etkili önlem alınmasını istediği bir belge Tempo Dergisi’nde yayınlanacaktı.
Baskın, infaz, yasak, dava, hapis
Büro baskınları, Güneydoğu ve İstanbul’da 20’yi aşkın çalışanın infaz edilmesi, OHAL Bölgesi ve ülke çapında yasaklanması, gazeteci ve köşe yazarlarının yıllar boyunca yargılanması ve tutuklanması, son dönemde İnternet sitelerinin sansür edilmesine kadar izleyecekti (EÖ).
TIKLAYIN - DİYARBAKIR DİHA'YA BASKIN, 32 GAZETECİ GÖZALTINDA