Burhan Sönmez’in romanı “İstanbul İstanbul”, Almanca okurlarıyla da buluştu. Saygın yayınevlerinden “btb-Verlag” tarafından aynı başlık altında yayınlanan eser, ilk kez iki hafta önce Berlin Edebiyat Festivali’nde yazarın da katıldığı bir toplantıyla tanıtılmıştı. Sönmez, kitabıyla önümüzdeki günlerde Uluslararası Frankfurt Kitap Fuarı ve Essen’de düzenlenen gerçekleştirilecek toplantılara da konuk olarak katılacak.
Çeşitli etkinlikler vesilesiyle Almanya’yı sık sık ziyaret eden ve bu ülkeyi yakından tanıyan Burhan Sönmez, Alman edebiyat çevreleri için de bir bilinmeyen yazar değil. Almanca’ya çevrilmiş öyküleri, yazıları ve kendisiyle yapılan söyleşiler üzerinden tanınıyor. Bu tanışıklık, “İstanbul İstanbul” aracılığıyla daha da derinleşecek. Almanca’daki okurlarıyla romanı aracılığıyla kuracağı diyaloğa büyük önem veren Sönmez de, “Böylece dilimin Almanca’da nasıl ses verdiğini de öğrenmiş olacağım” diyor.
Romanları şimdiye kadar İngiltere’den Makedonya’ya 21 dilde yayınlanan Sönmez, son olarak da ABD’de verilen “Vaclav Havel Ödülü”nü almıştı. Yazarın üçüncü romanı “İstanbul İstanbul”, şimdiye kadar Türkiye’den çok sayıda eseri ve yazarı Almanca’ya kazandıran Sabine Adatepe tarafından çevrildi.
“İstanbul İstanbul”, iki ayrı İstanbul’u anlatan bir roman. Biri yerin altında, diğeri de üstünde olan iki İstanbul... Yer altındaki İstanbul, ağır işkenceli sorgulardan geçirilen insanların tıkıştırıldığı bir nezarethane.. Diğer İstanbul ise kahramanların öyküleriyle yaşadıkları bir şehir... Biri şiddet ve baskının, ölümün egemen olduğu, diğeri hayallerdeki güzel bir kent. Romanın kahramanları, ilk kez burada tanışan dört kişi birbirlerine anlattıkları öyküleriyle, sohbetleriyle, her an yeniden işkenceye götürülmenin tedirginliğini, işkencenin bedensel tahribatını, yalnızlığı yeniyorlar, birbirlerinin direnme gücünün artmasını sağlıyorlar. Ve en ağır, en baskıcı koşullarda bile olsa insanın özgürlük duygusuna zincir vurulamayacağını gösteriyorlar
Berlin’den sonra Frankfurt ve Essen
Frankfurt Kitap Fuarı’na davetli yazarlar arasında yer alan Sönmez, 12 Ekim günü Kitap Fuarı Müdürü Jürgen Boos ve gazeteci-yazar Can Dündar’ın da katılacağı “sürgündeki yazarlar” konulu toplantının konuğu olacak.
Sönmez, aynı gün Frankfurt şehir yönetimine bağlı Kültür Dairesi’nin fuar boyunca kent içinde düzenlediği “Open Books Edebiyat Festivali”nin de konuğu olacak. Şehir merkezindeki “Evangelische Akademie”de “İstanbul İstanbul” başlığı altında gerçekleştirilecek okuma akşamının moderasyonu ve çevrisini Sabine Adatepe yapacak. Kitabın Almancası da yazar, oyuncu ve yönetmen Stephane Bittoun tarafından okunacak.
Sönmez, bir ay sonra da Almanya’da gerçekleştirilen geleneksel Türk-Alman edebiyat etkinliklerinin en önemlilerinden “Literatürk Kültür ve Edebiyat Festivali”nin konuğu olacak. 14 Kasım akşamı Essen’de gerçekleştirilecek okuma akşamı da, romanı Almanca’ya çevrilen Sabine Adatepe tarafından yönetilecek.
TIKLAYIN - "Hercümercin, Kaygıların İstanbul'unu Anlattım"
Almanca okuyanlarla yeni ve sahici bir bağ
Daha önce yazı, öykü ve kendisiyle yapılan söyleşiler aracılığıyla Almanca konuşulan dünyayla tanışan Sönmez, romanı aracılığıyla gerçekleşen yeniden buluşmayı şöyle değerlendiriyor:
Almanya çok sık geldiğim ve pek çok etkinliğe katıldığım bir ülke. Burada gazete ve dergilerde yazı ve söyleşilerim çıktı, ama romanım yayımlanmamıştı. Sanırım şimdi yeni ve sahici bir bağ oluşmaya başlayacak. Romanım okunacak ve ben doğrudan roman üzerinden insanlarla diyalog kurabileceğim. Kitabımı İngilizcesinden veya Türkçesinden okuyan Almanyalı okurlarla diyaloglarım olmuştu. Şimdi ben kendi dilimin Almanca‘da nasıl bir ses verdiğini de öğrenmiş olacağım. Her dil, yeni bir roman olduğundan, ben şimdi Alman okurların yorumlarını dinleyip öğreneceğim.“
Sönmez’in romanı Almanya'yla Türkiye arasındaki siyasal ilişkilerin çokça gerilediği, Türkiye’ye olan ilginin de arttığı bir dönemde yayınlanıyor. İşkence ve şiddete geniş yer veren bu romanın, Türkçe’den Almanca’ya çevrilen diğer eserlerden daha farklı bir ilgiyle okunması ve tartışılması kaçınılmaz. Kendisi de Türkiye’deki insan hakları ve özgürlükler mücadelesinin ön saflarında yer alan Sönmez, romanın sadece bir edebi eser olarak görülmeyeceğini biliyor. Şöyle diyor:
“Türkiye'nin bu aralar pek çok ülkeyle gerilimli bir süreç yaşadığını biliyoruz. Biz burada hükümetimizin kendi halkıyla ve aydınlarıyla girdiği gerilimli ilişkiyi takip ediyoruz. Bu hepimizi ve geleceğimizi etkiliyor. Türkiye'nin yurtdışında da yeni bir ilgi odağı oluşturduğunu görüyoruz. Ben yurtdışında verdiğim röportajlarda bunu hemen fark ediyorum. Edebiyat ve romanla ilgili ilk birkaç sorunun ardından konunun iç siyasete gelmesinden anlıyorum. Bundan rahatsızlık duymuyorum. Yalnız bazen kendi romanımın ve diğer yazarların romanlarının, birer edebiyat eseri olarak değil de, siyaset veya gazetecilik başvuru kitabı gibi yorumlanması zorlama oluyor. O zaman kendimi ve romanımı yeniden açıklama ihtiyacı hissediyorum."
Burhan Sönmez kimdir?Burhan Sönmez Haymana'da doğdu (1965). İlk ve orta eğitimini Polatlı'da tamamladı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdikten sonra bir süre avukatlık yaptı. TAKSAV'ın (Toplumsal Araştırmalar, Kültür ve Sanat için Vakıf) kurucuları arasında yer aldı. Birgün ve Birikim gibi çeşitli gazete ve dergilerde kültür ve siyaset üzerine yazılar yazdı. Uzun yıllar İngiltere'de kaldı. İlk romanı "Kuzey", 2009 yılında yayınlandı. Onu "Masumlar" (2011) ve "İstanbul İstanbul" (2015) takip etti. Masumlar, 2011 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü'ne layık görüldü ve aynı yıl İzmir St. Joseph En İyi Roman Ödülü'nü aldı. Sönmez, 2016 yılından beri Uluslararası-PEN yönetim kurulunda yer alıyor. ODTÜ'de roman üzerine ders veren ve Ayrıntı Yayınları'nda editör olarak çalışan Sönmez, İstanbul ve Cambridge'de yaşıyor. |
(GK/HK)