"27 Mayıs Darbesinin 50. Yıldönümü ve Türkiye Siyasetine Etkileri" başlıklı sempozyumun ikinci gününde darbenin rejim üzerindeki etkileri ve 1961 Anayasası tartışıldı. Konuşmacıların tamamı, bugünkü vesayet rejiminin temellerinin 61 Anayasasıyla atıldığına vurgu yaptılar.
Panelin moderatörlüğünü yapan Türkiye İnsan Hakları Vakfı Diyarbakır Temsilcisi Sezgin Tanrıkulu "Türkiye hem 27 Mayıs yükünü üzerinden atamadı, hem de bugüne kadar taşıyarak meşruluk kazandırdırdı" dedi.
Prof. Dr. Ergun Özbudun, "27 Mayıs'ta, 1876 Anayasasının bile yasakladığı olağanüstü bir yargı kurulmuştur. Yargılama süreci hukuksuzluklarla doludur. Bu hukuksuz yargılanma neticesinde verilen idam cezaları haksız bir hüküm olarak tarihe geçecektir. Geçtiğimiz günlerde yüksek yargıdan bir bayanın 'Türkiye'nin çoğu bu idamları coşkuyla karşıladı' şeklindeki insanlık dışı ifadesini de buradan kınıyorum" diye konuştu.
Özgürlükçü imajının altında 1961 Anayasası
Prof. Dr. Levent Köker, "61 Anayasası bir tarafıyla özgürlükçü olsa da bir gerilimi içinde barındırıyor" derken, "bunun cumhuriyet ve demokrasi arasındaki gerilim" olduğunu belirtti ve ekledi: "1950-60 arasındaki tecrübeden yola çıkarak, devletin güvenliği için kendi kontrol mekanizmalarını kuran yeni bir düzen oluşturulmaya çalışılıyor. Halkın kendisi için neyin iyi olacağına karar veremeyeceği düşünüldüğünden, buna bürokratlar karar veriyor. Bu gerilimi aşmak için çokkültürlü ve çok kimlikli bir siyasi mekanizmaya ihtiyacımız var."
Prof. Dr. Mithat Sancar da 61 Anayasasını ele aldı. "Ben özgürlükler sisteminin sanıldığı kadar özgürlükçü olmadığını iddia ediyorum. Bu sistem işlevsel olarak düşünülmüştür" diyen Sancar şöyle devam etti: "Öncelikle özgürlükler geri alınabilir ve kontrol edilebilir olduğu bir sistemle geldi. Bu özgürlükler derinleştirmeye müsaittir, ancak derinleşmeye başladığında bunları geri alabilen sistem işledi ve darbe oldu. Yassı Ada deneyimi ise yargı geleneğinin oluşumunda bir labaratuar işlevi gördü. Bu bilinçli bir şekilde olmasa da, orada yaşananlar kurumların hafızasıyla şimdiye kadar taşındı" diye konuşan Sancar, konuşmasını şöyle bitirdi: "Yargı bağımsızlığından kastedilenin tarafsızlık olmadığı, bağımsızlık ile tarafsızlığın farklı şeyler olduğu üzerine düşünmek o zaman aklımıza gelmemişti."(ÇT)