Performansa dayalı ücret sistemini de öngören tasarının sendikal mücadele için bir tehdit oluşturduğunu söyleyen çalışanlar, hükümetin İMF ve Dünya Bankasına değil, kamu çalışanlarına kulak vermesini istedi.
Sabah saatlerinden itibaren Hipodromda biraraya gelen kamu emekçilerini taşıyan iki bine yakın otobüs, polisler tarafından sıkı bir aramadan geçirildikten sonra, eylemcilerin Sıhhiye Meydanına doğru yürüyüşe geçmesine izin verildi.
Sermayenin imamı, kaça sattın vatanı, işçi-memur el ele, genel greve, Hükümet yasanı al başına çal, Meclisi basalım, tasarıyı yakalım sloganları ve hükümeti protesto eden döviz ve pankartlarla meydana doğru yürüyüşe geçen emekçiler, ABDnin Irak saldırısı öncesi 1 Martta aynı meydanda bir araya gelen yüzbinlerce savaş karşıtının mitingini hatırlattı.
Yol İş ve Eğitim-Senin yüksek katılım sağladığı mitinge DEHAP, ÖDP, İP, CHP, SHP ve çok sayıda sivil toplum örgütü de destek verdi. Yoğun kar yağışı altında süren mitig, KESK Genel Başkanı Sami Evrenin konuşmasıyla başlarken, biz de kamu çalışanlarına kulak kesildik.
Başbakan geçinemiyorsa, biz nasıl geçinelim
* Mitinge Urfadan katılan Köy Hizmetleri çalışanı Halil Özdemir , tasarının yasalaşması halinde işsiz kalacağını söylüyor. Tasarıyı engellemek için Urfadan geldiğini söyleyen Özdemir; bu tasarı yalnız bizi değil, bir çok teşkilatı yok edecek. Benim dört çocuğum var, benimle birlikte gelen arkadaşımın altı çocuğu var. Başbakan milyarlarca maaş alıyor da geçinemiyor. Ee, biz nasıl geçinelim. Bize, sana bu da fazla, git evinde otur, senin paranı İMFye verelim diyorlar. Bu müslümanlığa sığar mı diyor. Akşam geri dönmek üzere geldiklerini söylüyor Özdemir ve ekliyor; Biz sadece Urfadan altı otobüs çıkarttık . Her birinde kırk kişi olsa, milletvekili sayısını geçeriz. Şu an bu alanda yüz binlerce milletvekili kadar insan var. Ama bunların hepsi meclis kadar para yemiyor.
* Kırıkkaleden gelen Mahir Tüzün ise Hafız takımı için demokrasi araç da, yol bitmeden uyan ey satılık medya yazılı dövizi yolda gelirken hazırlamış. Tüzün, ben kamu çalışanı değilim, işçi de değilim. Ben demokrasi istiyorum sadece. İstanbulda esnaftım ama bu hükümetlerin krizleri beni de vurdu. Şimdi memleketime dönmek zorunda kaldım. Artık evde işsiz güçsüz oturup şiir yazıyorum diyor. Mecliste görüşülmeye devam eden tasarının kişisel olarak kendisini etkilemediğini söyleyen Tüzün; Benim derdim sadece bu tasarı değil. Hükümetin vatandaşlarla ve rejimle ilgili tasarısı. Ben her yerde mücadele ediyorum. Mesela Kırıkkalede de böyle bir miting yapmayı tasarladık ama bu kadar adam toplayacağımızı aklımız kesmedi....
Korkumuz performans maddesi
* Eğitim-Sen üyesi Zeynep Özkan ın ise tasarıyla ilgili görüşü şöyle; Ben tasarıyı tam olarak bilmiyorum ama işsiz kalacağımı biliyorum. Sanırım tasarı gerçekleştikten sonra 600 bin kişi uzman veya kadrolu öğretmen olacak. Diğerleri de sözleşmeli olacak. Yani tam olarak bilmiyorum ama korkuyorum bu tasarıdan. Bu kalabalığı görmüyor musun, herkes korkuyor, işsiz kalacak diye. Tasarı kesinlikle yasa olmasın. Adam gibi bir tasarı değil ki. Adam gibi bir reform olsa, biz de destekleriz. Ama bunlar kapitalizmi getirmek istiyorlar. Bir de biz müslümanız diye, içki içmiyorlar toplantılarda. Bence artık içki de içsinler...
Sendikaların kavgası
Özkanla konuşurken, kara aldırış etmeyen onbinlerce eylemci arasında arbede yaşandığını görüyoruz. DİSKe bağlı Nakliyat-İş ve Türk-İşe bağlı TÜMTİS üyeleri arasında kavga çıkıyor. Üç dört işçi hafif yaralanırken, gerginliğin tırmanması yine diğer sendikalara bağlı çalışanlarca engelleniyor.
* Eğitim-Sen üyesi Dudu Güven emekçilerin kavga etmesini de hükümete bağlıyor; bu insanlar sence niye kavga ediyorlar. Çünkü insanları birbirine düşürüyor bu hükümet...
Güven, hükümete beddualar etmekten başka çarelerinin olmadığını söylüyor; İnşallah onlar da MHP gibi dibi boylarlar. Bu ülkenin başına kim geliyorsa, ilk önce gelip bizimle uğraşıyorlar. Eğer biz olmasak bu ülke yüz yıl geriye gider. Ama zaten bunların istediği şey de geriye gitmek. Gerçi bu günkü eylemimizi gördükten sonra kolay kolay birşey yapamazlar ama, bizim de her gün alanlarda olmamız gerekiyor...
Güven, tasarı hakkında da şunları dile getiriyor: Bir defa bu tasarı ülkedeki tüm kamu çalışanlarını işsiz bırakma tasarısıdır. Eğer özele devredilirse, patron istediği zaman seni işten atabilecek. Bir de maddelerinde performans maddesi var. Benim asıl korkum bu performans maddesi. Bu madde dengesizlik getirecek. Bu sefer de kamu çalışanlarını birbirine düşürecekler. Bu bir reform değil aslında, bu, devletin kendi memuruna vereceği parayı, sermayeye aktarma yasasıdır.
* Yol-İş üyesi Sedat Erdemir e kendi sendikalarının yüksek katılımını sorunca; Bizim sendika böyle işte. Biz tek başımıza bir hükümet ederiz... Şaka bir yana, bizim sendikanın bu kadar yüksek katılım göstermesi çok normal. Çünkü bu yasayla asıl kazığı biz yiyeceğiz diyor. Sanatçı Suavinin sahneye çıktığını görünce de aceleyle, abi başka bir eylemde konuşsak olur mu, nasıl olsa biz 28 Marta kadar hep alanlarda oluruz diyor ve elindeki Bu yol açlık yoludur, yazılı dövizi arkadaşına teslim ederek sahneye doğru koşuyor... (İA/EK)