Haberin İngilizcesi için tıklayın
Geçtiğimiz haftalarda Eskişehir'de LGBTİ+'ların öldürülmesi çağrısının yer aldığı, imzasız, "Livata olayının haramlığının ayet ve hadislerle açıklaması" broşürü dağıtıldı. Olayın üzerine broşürlerle ilgili suç duyurusunda bulunuldu.
TIKLAYIN - LGBTİ+ aktivistleri Eskişehir'deki katliam çağrısına suç duyurusu
Burç Parlak, suç duyurusu sürecini ve sonrasını bianet'e anlattı:
"Bu olayların yaşandığı dönemde 17 Mayıs Uluslararası Homofobi, Bifobi, Transfobi ve İnterfobi Karşıtı Günü etkinliklerimiz vardı. Bir parti organize ettik Eskişehir barlar sokağında. Parti sokağının köşesinde bekleyip içeriye girenleri izleyenler oldu. Broşürlerin dağıtılmasıyla da durum devam etti.
"Eskişehir Barosu Ayrımcılıkla Mücadele Komisyonu'ndan, Eskişehir Demokratik Kadın Platformu'ndan ve Türkiye İşçi Partisi'nden (TİP) avukatlar ile birlikte suç duyurusunda bulunduk."
TIKLAYIN - Türkiye LGBTİ+ haklarında yine sondan ikinci
"Broşürler internet üzerinden ve dükkânda satılmaya başlanmış"
"Biz bu suç duyurusunda bulunduktan sonra iki gelişme yaşandı. Yeni bir mahallede tekrar broşür dağıtımına başlandı. Broşür dağıtılan ilk mahalleler, dezavantajlı grupların olduğu yerlerdi. Suç duyurusundan sonra broşür dağıtılan mahallelerin ise sosyo-ekonomik olarak avantajlı grupların yaşadığı yerler olduğunu fark ettik.
"Biz dağıtımın fark edildiği andan itibaren gönüllülerle birlikte broşürleri toplamaya geçtik; ama bu broşürler kitapçık olarak da satışa sunulmuş. İnternetten ve dükkânda satışına devam ediliyor. Haliyle bu duruma müdahale edemiyoruz."
"Baskılar görünürlüğümüzü engelliyor"
Parlak, son dönemde artan baskı ortamını yineleyerek toplumun çeşitli grup ve kesimlerinden baskı gördüklerini söylüyor.
"Biz 2015'ten beri etkinlik, parti, eğitim ve panel düzenliyoruz ama son etkinliklerimizde doğrudan polis baskınına maruz kalıyoruz. Açık alanlarda, kamusal alanlarda yaptığımız etkinliklerde polisin gelip 'Burada toplu oturamazsınız', 'Ayrılın', 'Bayrağı çantanıza sokun' gibi söylemlere maruz kalıyoruz.
"Emniyetle ilişkimiz bir-iki yıl öncesine kadar iyiydi. 8 Mart, 1 Mayıs gibi etkinliklerde güvenlik talep ederdik, LGBTİ+'lar üst aramasına maruz kalmadan etkinlik alanına sadece çanta aramasıyla alınırdı. Fakat son bir yıldır sorunlar başladı. Bunu Eskişehir'de LGBTİ+ topluluğunun kamusal alanda var olmasına bağlıyorum. Alanda görünür bir topluluğuz. Ayrıca Eskişehir, LGBTİ+ göçü alan bir şehir."
"Gençlik festivalinde stant açamadık"
"Bu baskılar kamusal alandaki görünürlüğümüzü de olumsuz anlamda etkiliyor. Eskişehir'de 19 Mayıs'ta pek çok sivil toplum kuruluşunun katıldığı bir Gençlik Festivali oldu. Biz güvenlik sebebiyle stant açamadık.
"Daha önceden dayanışma içinde olduğumuz mekân sahipleri de bize mesafe almaya başladı. Etkinliklerimize yer verme konusunda endişeleri oluyor veya daha az görünür olmamıza dair önerileri oluyor. Önceden bayrak açıp yerimizi belli ederken şu an daha kısıtlı alanlara çekiliyoruz.
"LGBTİ+ mültecileri de unutmamamız gerekiyor. Onlar için bu tür uygulamalar, temel sosyal haklarına erişimde sorun yaratıyor. Mesela polis kontrolünde kimlikleri kontrol edilenler sadece mülteciler oluyor. Toplumdan izole edilmeye çalışılıyorlar. Bu da kazanım anlamında geriye gidiş döngüsü oluşturuyor."
"Broşürler evlerimizin önüne bırakılıyor"
LGBTİ+'ların son zamanlarda görünür olarak nefret ve şiddet döngüsüne sokulduğunu belirten Parlak, LGBTİ+'ların bayrak ve gökkuşağı üzerinden de kriminalize edildiğini söylüyor:
"Broşürler, LGBTİ+ aktivistlerin evine kadar takip edilip yaşam alanlarına bırakılıyor. Doğrudan tehdit ediliyorlar. 2018'de doğrudan kişilere yönelik bir tehdit yaşadık. Benzer bir cemaat 'Gençlerin ahlâkını bozacaklar, genç dimağları alıp zehirliyorlar' diye bizi hedef gösterdi. Fakat bugün net bir şekilde Artık net bir şekilde oldukça görünür olarak şiddet döngüsüne sokuyor.
"Eskişehir LGBTİ+ topluluğu içinde korku hakim"
"Eskişehir gibi bir yerelde LGBTİ+ toplulukları harmoni içinde yaşıyorlar. Olayın kriminalize etme boyutu bayrak ve gökkuşağı üzerinden yapılıyor. Baskılarla LGBTİ'lar evlere kapatılmaya ve onların sosyalizasyon süreçlerine ket vurulmaya çalışılıyor.
"Eskişehir topluluğu içinde korku hali hakim. Artık etkinliklerimizi paylaştığımızda 'Güvenli mi?', 'Sıkıntı olur mu?' gibi sorular almaya başladık. Gönüllüler de katılımcılar da saldırı ihtimalinden korkuyorlar.
"LGBTİ+'lar uzun süredir yasaklarla boğuşuyor. Yasaklarla ilk karşılaştığımızda tüm muhalif kuruluşlara şunu dedik: 'Bu yasaklar bugün bize geldi, yarın size gelecek'. O dönem çok az topluluk dayanışma çağrımıza katıldı. Şu an için bu yasaklar parkta yoga yapılmasına dek ulaşmış durumda."
(MD/TY)