Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi, avukat Zeycan Balcı’ya tekme atarak belini kıran polis M.A.’nın yargılandığı davanın 10. duruşması bugün İstanbul 22. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
TIKLAYIN - Polis, Adliye Önünde Kadın Avukatın Belini Kırdı
Duruşmaya, Balcı ve avukatlarının yanında Türkiye Barolar Birliği (TBB), İstanbul, Bursa, Antalya, Ankara barolarından temsilciler, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Eş Genel Başkanı İlknur Alcan, çok sayıda ÖHD üyesi avukat ile Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği temsilcileri katıldı.
TIKLAYIN - Polislerden ifade: Görmedik, duymadık, bilmiyoruz
“Polisin tekme attığı görüntüsü var”
MA’nın haberine göre, duruşmada ilk olarak söz alan avukat İbrahim Ergün, taleplerini dile getirdi, polisin kimliğinin tespit edilmiş olmasına rağmen mahkemenin ara kararında dosyayı tekrar bilirkişiye göndermeye karar vermesine tepki gösterdi:
“Dosyayı ‘Fotoğrafta farklı tespitler var’ deyip tekrardan bilirkişiye göndermek istiyorsunuz. Hangi farklı tespitler var? Ortada bir çelişki yok. Üç farklı bilirkişi raporu var. Adli Tıp Kurumu de tespit etmiş. Bilirkişide çelişki var diyorsanız kararı da bilirkişi versin. Sanki çelişki varmış gibi zorlayıcı bir durum var. Bu yanlıştır.
“Eğer bilirkişiye gönderecekseniz sorular sormanız gerekir. Ara karar hukuka uygun değil ve yanlıştır. Polisin tekme attığı görüntüsü var. Diğer tekmelerin görüntüsünü çekmiş olsa dava değişecek mi? Attığı tekmeler yetmiyor mu? Dört tane tekme ile Zeycan hanımın beli kırılmış olamaz mı?
“İki yıldır CD arıyoruz”
“Sanık tarafı orada burada ‘görüntü var’ deyip getirilmesini istiyor. Başka bir görüntü yok. CD’lerin hepsi gelmiş. Emniyet de ‘başka kayıt yok’ diyor. Basından da görüntüler gelmiş. Emniyet nasıl ki disiplin soruşturmasını kaldırdıysa lehinde bir görüntü olsaydı onu da gönderirdi.
“İki yıldır CD arıyoruz. Mesleğimiz hakkında daha önce var olan davalar öne sürülüyor. Kapılarda adalet yazan bu yerlerde işkence olaylarının zaman aşımına uğradığını çok yaşadık. Buna aracı olmayın. Türkiye’de en çok zaman aşımına uğrayan durumlardan bir tanesi işkencedir. Buna aracı olmayın.”
“Üst üste vurulunca bu işkenceye giriyor”
Daha sonra söz alan Bursa Baro Başkanı Metin Öztosun da polisin Balcı’nın sırtını tekmeleyerek kırdığını belirterek, “Bu durum görüntülerde de var. Bir kere vurulsa kasten sayılır. Ancak üst üste vurulunca bu artık işkenceye giriyor. Canavarca hisle işkence yapmaya giriyor. İşkenceyi gözleri geçtim, kulaklar dahi görmüştür. Tekrardan bilirkişi raporu istenmesinin dosyanın zaman aşımına götürülmesini akıllara getiriyor” dedi.
Avukatlara gözdağı verildiğini dile getiren Öztosun: “Avukatlar toplumun nefes borusudur. Dosyada başka bir şey toplanmasına gerek yok. Dosyanın karara çıkarılması gerekiyor. Hukuk üstünlüğü ile savunma ile mükellefiz. Bu nedenle katılma talebinde bulunuyoruz.”
TBB: Cezasızlık şiddetin artmasına neden olur
Türkiye Barolar Birliği (TBB) temsilcisi avukat Gökhan Bozkurt, davanın yıllardır sürdüğünü anımsattı. Bu davanın bu kadar süreceğini beklemediklerini dile getiren Bozkurt şunları söyledi:
“Buralar bizim evimiz. Kendi evimizin önünde, üzerimizde cüppemizle görevimizi yaptığımızda saldırıya uğradık. Bu tekme sadece bir meslektaşımıza atılmadı. Bu tekme savunma hakkına atıldı. Şiddete uğrayan avukatların davaları sürekli cezasızlık ile sonuçlanırsa bu şiddetin daha da artmasına neden olur. Bir polis ya da polisler avukatlara, ‘uslu durmazsanız belinizi de kırarız’ diyorlar. Bu saldırı savunma hakkına yapıldığı için davaya katılma talebinde bulunuyoruz. Sanık mahkum edilmelidir.”
“Hiç zahmet edip o görüntüleri izlediniz mi?”
Belinin kırılmasının üzerinden 6 yıl geçtiğini paylaşan avukat Zeycan Balcı, bu süre zarfında çocuklarına dahi bakmakta zorlandığını kaydetti.
Yoğun bir travma ile yaşamlarını sürdürdüklerini dile getiren Balcı, 6 yıldır bir arpa yol alınmadığını dile getirdi:
“Dosya zaman aşımına götürülmek isteniyor. Sürekli bilirkişi istiyorsunuz. Hiç zahmet edip o görüntüleri izlediniz mi? Bir kere olsun izlediniz mi? Bir kadının, bir insanın hayatı bir adamın tekmesinde. Daha fazla mı olmalıydı. Sakat mı olmalı mıydım? Tekerlekli sandalye ile mi gelmeli miydim?”
Dosya hakkında daha önce keşif kararı çıkarıldığı bilgisin paylaşan Balcı, “Ne yapacaksınız, polisi getirip sırtıma nasıl vurduğunu mu soracaktınız?” diye sordu. Bu esnada mahkeme başkanı keşif kararı vermediklerini, kaleminin hatası nedeniyle keşif tebliği olduğunu ancak fark edip geri çektiklerini dile getirdi.
Dosyanın sona ermesini isteyen Balcı, “Benim öfkem devletin talimatına. Yargının bu haline” dedi.
Polisin avukatı: Saldırıyı yapan müvekkilim değil
Sanık polisin avukatı Muhammet Emin Çelik, Balcı’ya vuran kişinin müvekkili M.A. olmadığını söyledi. Balcı’ya yönelik saldırının olduğunu ancak bunu yapan müvekkili olmadığını, bu esnada müvekkilinin başka yerde olduğunu ve kameralara da yansıdığını ileri süren Çelik, adliyenin kamaralarının dosyaya konulmasını istedi.
Çelik, “C Kapısı’nın görüntülerini istiyoruz. Eğer o görüntüler verilirse gerçek görülecek. Eğer müvekkilim olduğu ortaya çıkarsa cezalandırılsın. Bu görüntüleri istememizin nedeni yargılamayı uzatmaya dönük değildir. Biz de gerçeğin ortaya çıkmasını istiyoruz. O kamera geldiği zaman olay ortaya çıkacaktır” iddiasında bulundu.
Savcı “bilirkişiye gerek yok” dedi
Savunmaların ardından savcı, alınacak ek bilirkişi raporunun esasa katkı sağlamayacağını belirterek, vazgeçilmesini talep etti.
Ara kararını açıklayan mahkeme, Ankara, İstanbul, Bursa, Antalya ve Tekirdağ barolarının katılma taleplerini daha önce reddedilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirmeye gerek olmadığına karar verdi. Mahkeme, Türkiye Barolar Birliği (TBB) ile Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’nin suçtan doğrudan zarar görmediği gerekçesiyle reddetti.
Sanık polisin avukatının keşif, kamera kayıtlarının getirilmesi talebinin reddine karar veren mahkeme, ek bilirkişi raporunun ise getirilmesini istedi.
Bir sonraki duruşma 21 Eylül’de görülecek.
Ne olmuştu? |
Avukat Zeycan Balcı, 31 Mart 2016’da Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi, C Kapısı önünde yapılacak basın açıklaması için beklerken polis saldırısına maruz kaldı. Sırtını ve belini tekmeleyen polis, Balcı'nın bel bölgesindeki iki omur kemiğini kırdı. Avukat Balcı bianet’e yaptığı açıklamada, yaşananları şöyle anlatmıştı: “Duruşma hakkında bilgilendirme yapmak için duruşma çıkışı basın açıklaması yapacağımızı duyurduk. Adliyenin C kapısı önüne çıktık, merdivenlere oturduk. Ben merdivenlerin en üstünde oturuyordum. Daha biz oturur oturmaz Çevik Kuvvet polisleri, hiçbir uyarı yapmadan, müzakereye bile yanaşmadan müdahale etti, kalkanlarla itmeye başladı. Merdivende oturanları tek tek çekerek, kalkanlarla vurarak kaldırdı. Merdivenlerin en üstünde avukat arkadaşım Ezgi Gökten ile birlikte kaldık. Bizi de arkamızdan kalkanlarla ittiler. Öndeki polislerden biri de Ezgi’nin saçını şiddetli şekilde çekti, ben de Ezgi’yi tuttum. Tam o sırada arkamdaki polis kalkanını çekti ve sırtıma doğru 8-10 kez postalıyla vurdu. Büyük bir acı duydum. Ben bağırmaya başlayınca polis de durdu. Sonrasında hareket edemedim, ambulans geldi Okmeydanı Hastanesine gittik. Ancak polis biz yoldayken ambulansa Şişli Etfal Hastanesine gitmeleri gerektiğini söylemiş. Ambulansın kapısını kilitlediler. Ben aşağı inmedim, hasta olarak doktor ve hastane seçme hakkım olduğunu söyledim, Okmeydanı’na gitmemize izin verdiler.” Balcı, bu saldırı sonucu yüzde 24 engelli kaldı. Adli Tıp Raporu’na göre Balcı’nın kırıklarının yaşam fonksiyonlarına etkisinin orta derecede olduğu belirtildi. Polis memuru M.A.’ya olaydan üç yıl sonra, 7 yıl hapis cezası istemiyle dava açıldı. Üç kez mahkeme heyeti değişti, dava halen sürüyor. |
(AS)