Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Yönetim Kurulu, Meclis'e gelen "Toplu İş İlişkileri Kanunu Tasarısı"nın 12 Eylül zihniyetiyle hazırlanan eski yasalardan bir farkı olmadığını söyledi.
"2821 Sendikalar Kanunu" ve "2822 Toplu Sözleşme, Grev Lokavt Kanunu"nu bir kanunda toplayan "Toplu İş İlişkileri Kanunu" 31 Ocak'ta Bakanlar Kurulu tarafından Meclis'e geldi.
Varolanlar ILO'ya aykırıydı, bu tasarı da öyle
DİSK yaptığı açıklamada, varolan yasaların Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) 87 ve 98 sayılı sözleşmeleri olmak üzere Türkiye'nin taraf olduğu sözleşmelere ve Anayasa'nın 90. maddesine aykırı olduğunu belirterek, tasarının da varolan bu yasalardan bir farkı olmadığını söyledi.
"Evrensel haklar, örgütlenme özgürlüğü, toplu sözleşme hakkı ve grev hakkı olmak üzere üç temel unsur üzerinde yükselmektedir."
Açıklamada, aşağıdaki nedenlerle tasarının bir reform olarak sunulamayacağı belirtildi.
* İşkolu, işletme ve işyeri barajlarını koruyan,
* Yasaklarla dolu mevcut toplu sözleşme düzeninin korunmasında direnen,
* Toplu sözleşme hakkını; tüm işçilerin kullanabileceği bir hak olarak tanımlamayan,
* Yıllarca süren yetki uyuşmazlıklarına çözüm getirmeyen,
* Genel grev, hak grevi dahil bütün grev engellerini ve yasaklarını, grev ertelemelerini ve zorunlu tahkimi koruyan,
* Sendikalara ve toplu sözleşme düzenine devlet müdahelesini ve baskısını ortadan kaldırmayan,
* Sendika üyeliğinin ve temsilciliğin güvencesini sağlamayan tasarı reform olamaz.
Yüzde 3 barajı illüzyon
Tasarıda yüzde 10 olan işkolu barajının yüzde 3'e düşürülmesinin reform gibi sunulduğunu belirten açıklamada, "Oysa, aynı kanun tasarısında kimi işkollarının birleştirilerek 28'den 18'e indirilmesi karşısında, yüzde 3'lük işkolu barajının kimi işkollarında bugünkü yüzde 10'dan daha büyük bir sayıya denk geldiği gözlerden kaçmamalı" dendi.
Bu durum bir örnekle açıklandı:
"En fazla işkolu birleşmesi, 14 numaralı ulaştırma ardiye ve depoculuk işkolundadır. Birleşen beş işkolunda çalışan işçi sayısı Ekim 2011 SGK verilerine göre 791 bindir.2009 verilerine göre ise yüzde 180 artış vardır.
"Yüzde 3 üzerinden hesap yaparsak, bu işkolunda barajı aşmak için 23 bin 730 üye gereklidir. Sendikaların birleşmediği ve üye sayılarını artırmadığı varsayılırsa, halen işkolu barajını aşmış 6 sendikadan yalnızca biri yüzde 3 barajını aşabilmektedir. 2009 istatistiğinde baraj aşmış beş sendika ise yetkisiz kalacaktır. İşte sembolik barajın, gerçek etkisi budur."
Tasarıdaki baraj uygulamasına beş yıllık geçiş süreci verilerek, tepkiyi azaltmaya çalışıldığı belirtildi.
Esnek çalışmaya zemin
Açıklamada üzerinde durulan bir diğer nokta ise Kıdem Tazminatı Fonu kurulması, Bölgesel Asgari Ücret Uygulanması ve Özel İstihdam Büroları eliyle "ucuz emek" yaratılarak güvencesiz çalışma koşullarına zemin yaratılacağıdır.
Bu tasarı tartışmaları çerçevesinde DİSK'in yetkisiz kalarak kapanacağı tehditlerine de tepki gösterilen açıklamada, "Sendikaların yetkisi örgütlü gücüdür. Örgütlü gücü barajlara sığmaz" dendi.
DİSK, Üçlü Danışma Kurulu'nda yer alan Türk-İş ve Hak-İş'i de bu tasarıya güçlü şekilde muhalefet etmeye çağırdı. (NV)