Raporun öngördüğü senaryoya göre,
* 1.200 Gigavat rüzgar gücünün kurulması,
* 2 milyon kişiye iş sağlanması,
* Gezegenin 10 milyar 700 milyon ton karbondioksit salımından kurtarılması mümkün.
Rüzgar Gücü 12, Greenpeace ve Avrupa Rüzgar Enerjisi Derneği'nin (European Wind Energy Association / EWEA), ortaklaşa hazırladığı bir rapor.
Greenpeace Yenilenebilir Enerji Kaynakları Direktörü Sven Teske ve EWEA Başkanı Corin Millais'nin sunumunu yaptıkları raporun Türkçesi, bugün kamuoyuna tanıtıldı.
Avrupa Birliği Komisyonu'nun 1997 tarihli Yenilenebilir Enerji Kaynakları Beyaz Bildirisi, 2010 yılına kadar, birlik içindeki enerji üretiminin yüzde 12'sinin yenilenebilir enerji kaynaklarından gelmesini, hedef olarak belirliyor. Bunun yanı sıra, AB, 16 Şubat'ta uluslararası yürürlük kazanan Kyoto protokolüne göre, mevcut sera gazı salım oranlarını 2008-2012 yılları arasında yüzde 8 oranında azaltmayı kabul etmiş durumda.
İhtiyacın iki katına yetecek rüzgar var
Rapor, 2020 yılında dünyanın ihtiyaç duyacağı elektrik enerjisi miktarını, rüzgardan elde edilebilecek olan enerji miktarını, rüzgar enerjisi pazarının büyüme potansiyelini, maliyet profilini hesaplayarak oluşturuldu.
Bu bakış açısıyla elde edilen kimi sonuçlar şöyle:
* Piyasa büyüdükçe rüzgar enerjisinde çarpıcı bir maliyet düşüşü yaşanıyor. Üretim maliyetleri 15 yılda yüzde 50'ye varan oranlarda azaldı.
* Dünyanın rüzgar kaynakları neredeyse tüm bölgelere ve ülkelere yayılmış durumda.
* Teknik olarak yararlanılabilecek toplam rüzgar kaynağı, yılda 53 bin terawatt saat. Bu rakam, dünyanın 2020 yılında gereksinim duyacağı elektrik enerjisinin iki katı.
* Rapordaki senaryoya göre, 2020 yılında ihtiyacın yüzde 12'sinden fazlasına, 3 bin terawatt saat değerinde enerjiye erişilebilir.
* Bu hedef için gerekli yıllık yatırım, 2004 yılında 8.2 milyar avro, 2019 yılındaysa 82.7 milyar avro.
Politikasız mümkün değil
Rapor, bir yandan yenilenebilir enerjinin yaygın kullanımı için ortam yaratılması, bir yandan kirletici enerjilerden uzaklaşılması gerektiğini söylerken, bütün bunların ekonomik bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için ulusal ve uluslararası ortak politikaların benimsenmesi gerektiğini söylüyor. Önerilen çerçeve şöyle:
Ulusal Politikalar
* Yenilenebilir enerji için yasal bağlayıcılığı olan hedeflerin konulması.
* Yatırımcılar için tanımlanmış ve dengeli bir geri dönüşün
sağlanması.
* Yenilenebilir enerjilerin önündeki elektrik sektörü engellerinin ve piyasadaki çarpıklıkların ortadan kaldırılması gibi elektrik piyasası reformlarının yapılması;
* Fosil yakıtlara ve nükleer enerjiye verilen sübvansiyonlardan vazgeçilmesi.
* Kirletici enerjinin toplumsal ve çevresel maliyetlerinin
maliyet analizlerinde hesaba katılması.
Uluslararası Politikalar
* Kyoto Protokolü'nün ülke meclislerince onaylanması.
* İhracat Kredi Ajansları, Çoktaraflı Kalkınma Bankaları ve
Uluslararası Finans Kurumları'nın reformu.
* Toplam enerji sektörü kredilerinin, tanımlanmış ve artan
bir yüzdesinin yenilenebilir enerji projelerine yönlendirilmesi.
* Geleneksel, kirletici enerji projelerine verilen destekten
hızla vazgeçilmesi.
Gürbüz: Türkiye bu fırsatı kaçırmasın
Greenpeace Akdeniz Enerji Kampanyası Sorumlusu Özgür Gürbüz, TBMM'de Yenilenebilir Enerji Yasa Tasarısı üzerine tartışmalar hâlâ devam ederken, Rüzgar Gücü 12'nin, Türkiye'nin kaçırmakta olduğu rüzgar enerjisine dayalı fırsatların bir özetini sunduğunu söyledi:
"88 bin Megavatlık teknik potansiyelimizle, rüzgar enerjisi, Türkiye'nin gelecekteki enerji gereksinimini rahatlıkla karşılayabilir; ayrıca diğer enerji kaynaklarından çok daha fazla iş olanağı sağlar. Rüzgar enerjisi, yeni Yatağanlar olmasını engellemenin de en iyi yolu. Dürüst olan ve hesabı kitabı iyi olan herkes, 21. yüzyılda rüzgar, güneş, biyokütle gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmemiz gerektiğini görecektir."
Greenpeace Yenilenebilir Enerji Kampanya Sorumlusu Sven Teske, Türkiye'nin yenilenebilir enerjiyi teşvik etmesi için kullanabileceği yöntemlerden birinin de sabit fiyat sistemi olduğunu söyledi:
"Bir yenilenebilir enerji yasası ile birlikte yürürlüğe konacak sabit fiyat sistemi, iklim değişimini engellemeye yönelik gelecek yatırımlar için bir temel oluşturacaktır. Temiz enerjiye harcanan her kuruş, ithal petrole ve dünya pazar fiyatlarına bağımlılıktan kurtulmaya yönelik atılmış bir adımdır." (TK)