Türkiyeli 75 ekoloji, hayvan ve insan hakları örgütü bileşenli İklim Adaleti Koalisyonu, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) görüşülmesi planlanan ve taslağı belli olan İklim Kanunu'na dair yayımladığı açıklamada, kanunun “doğayı ve emeği sömürerek edinilen kirli kazançları meşrulaştırmaya çalıştığını” söyledi.
Kanunun amaçları olarak açıklanan ‘yeşil kalkınma vizyonu’ ve ‘net sıfır emisyon hedefleri’ni göz boyama olarak değerlendiren koalisyonun açıklaması özetle şöyle:
“Geçtiğimiz ağustos ayında Sanayi Odalarının internette yayımlaması ile gündeme gelen ‘İklim Kanunu’, Türkiye’nin Ekim 2021’de Paris Anlaşması’na taraf olmasıyla birlikte üç yıla yakındır hazırlıkları yapılan bir kanun taslağı.
“2021’den bugüne, Dünya Bankası’nın Karbon Piyasalarına Hazırlık Ortaklığı (PMR) projesi kapsamında gündemleştirilen, 2022’nin Şubat ayında İklim şurası ile zemini hazırlanan, 2023’ün Ağustos ayından bu yana ise kapalı kapılar ardında ‘üzerinde çalışıyoruz, çalışmalarımızı sonuçlandırıyoruz” denilerek Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Komisyonu’nun gündemine getirilmesini beklediğimiz bir kanun tasarısı.
İklim Kanunu Meclis’e geliyor
“Sermaye lehine"
“İklim kanunu, doğayı ve emeği sömürerek edinilen kirli kazançları, kirletici ticareti yoluyla sağlama almaya, sermayeye zımni olarak verilen kirletme hakkını karbon piyasası yoluyla meşrulaştırmaya çalışmaktadır. Karbon ticareti ile hava ticarileştirilmekte ve böylelikle sermayeye yeni alan açılmaktadır. Kanunun kimi taslaklarında görüldüğü üzere normlar hiyerarşisi bozulacak ve bu alan için her türlü hukuksal altyapıyı da yapmaya çalışacaklardır.
“Hiçbir ticari hukuk normu, doğal varlıklarımızın, tarihi ve kültürel zenginliklerimizin korunmasına dair yasalardan üstün tutulamaz. Anayasal ve yasal kurumların görev ve yetkilerini ortadan kaldıracak şekilde bağımsız ve denetimsiz, üstün yetkilerle donatılmış bir idari yapılanma, her türlü hukuki güvenliği yurttaşlar aleyhine ortadan kaldıracaktır.
"Ekoloji örgütlerini ve halkın katılımını gözetmeyen resmi kurum ve sektör temsilcileri tarafından kapalı kapılar ardında bir iklim kanunu yapılamaz. Türkiye'de mevcut yetersiz doğa koruma ve çevre mevzuatını dahi sermaye lehine işlevsiz bırakacak düzenlemeleri kabul etmiyoruz. Sömürünün olmadığı, ekolojik bir yaşamın inşası için herkesi dayanışmaya ve bu kanunun iptali için seslerini yükseltmeye çağırıyoruz.”
Açıklamanın tamamını okumak için tıklayın. (TY)