"Türkiye’nin boyalı erk sahibi medyası" gene yapacağını yapmış. Gökten üç elma düşmüş. Biri çalıntı habere, ikincisi çarpıtılan habere, üçüncüsüüüüü... Türkiye’nin erkekleri "Hani banaaa hani banaaa" demiş
Hemen hemen herkes bilir, artık köylerdeki nüfus azalıyor, şehirlerde ise artıyor. Köylerden kentlere göçenler ise özellikle gençler. Hem bilirsiniz, yaşlı insanlar köylerini bırakmamaya daha meyillidirler. Şimdi kolay bir tahmin sorusu. Dünyanın herhangi bir ülkesinin herhangi bir köyünde yaş dağılımının nasıl olacağını beklersiniz? İtiraf: Epeyce kolay bir soru oldu. Köy ahalisinin yaşlı insanlardan oluştuğunu tahmin etmek hiç zor olmasa gerek, Türkiye’deki birçok köyde olduğu gibi.
Cinsiyetçi bakış...
Şimdi kolay bir matematik sorusu. Dünyanın herhangi bir ülkesinin herhangi bir köyünde toplam nüfus dört kişi kalmış ise, bu köyün erkek-kadın dağılımının olasılığı kaç şekilde olabilir?
4 erkek - 0 kadın, 3 erkek - 1 kadın, 2 erkek - 2 kadın, 1 erkek - 3 kadın, 0 erkek - 4 kadın.
Bu ihtimallerden birinin geçerli olduğu bir köye dair bir haber okusanız, şaşırır mısınız yahut kalkıp o köye gitmeyi düşünür müsünüz? Niye şaşıracaksınız, belki hüzünlenirsiniz. Eh belki bu hüzünden orayı ziyaret etmeyi ve onların bir acı kahvesini içip sohbetine ortak olmayı düşünebilirsiniz.
Peki böyle bir habere internet üstünden iki günde 200’den fazla cinsiyetçi yorum yapılır mı? Üstelik ayrı ayrı web sayfalarından? Üstelik bu yorumcu-okuyucular neden Rusya’nın bir köyünde zorluklar içindeki yaşamak için direnen dört yaşlı kadının yanına gitmeye can atarlar? İnsanlıklarından olmadığı yorumlarından anlaşılıyor. Biz pek anlam veremedik dersek yalan olur. Bu erkekleri "aldatan" haberi çarpıtarak veren medyanın "başarı"sı inanılmaz ve işte yine ne sahada ne sokakta ne evde görmek istemediğimiz "Türk erkekliği" manzaraları.
Şimdi de yılların eskitemediği zor bir soru. Yumurta mı tavuktan çıkar, tavuk mu yumurtadan?
Doğu bloğunun çöküşünün ardından, tüm dünyaya parmak ısırtacak sayıda dolar milyarderi çıkartan Rusya’da, otuz milyondan fazla emekli sefalet içinde yaşıyor, buz gibi sokaklarda mal satmaya çalışarak hayatta kalma mücadelesi veriyor.
Bu ülkenin köyleri Türkiye’dekileri geride bırakacak bir göç dalgası sonucunda boşalmaya başlamış, 15-20 sene kadar önce. Sonuç: 12 bin tamamen boş, on veya 34 bin nüfusu on veya altında olan köy.
Slozy habere konu olan Rusya’da dört kişinin yaşadığı bir köyün adı. Köydekilerin hepsinin yaşları 75'in üzerinde. Haftada bir uğrayan sosyal yardım görevlisi ve temel ihtiyaç maddelerini getiren otobüs de olmasa, dünyada tamamen soyutlanmışlar. Adeta köydeki bu dört insan kalan birkaç hayvanıyla birlikte, 34 binin 33 bin 999'a düşmesini, 12 binin 12 bin bire çıkmasını bekliyorlar.
Bir The Guardian'a bak...
Bu köyü haber yapan iki gazetecilik anlayışını birlikte düşünelim gelin. Bunlardan birincisi çıkıp gidiyor Slozy'ye. Bu kadınların hikayelerini hem bütün hüznüyle dünyaya aktarıyor hem de haberini izleyen ve okuyan insanlara bu durumu yaratan toplumsal ve ekonomik bağlamı anlatmayı ihmal etmiyor. Slozy ve Slozy benzeri diğer köyleri dolaşıyor, akademisyenlerle görüşüyor, bize o civarlarda yaşananları hissettirirken “gazeteci nesnelliğine” uygun davranmaya özen gösteriyor. Bu birinci medya anlayışının aktörleri önce haberi hazırlayıp kaleme alan Luke Harding, ardından çalıştığı gazete The Guardian.
"Erkeksiz köy!"
İkinci gazetecilik anlayışı biraz farklı. Burada gazeteci, Luke Harding'in haberini muhtemelen internetten okuyor. Herhalde kendisinin de içlerine dahil olduğu ne sahada ne sokakta ne evde görmek istemedeğimiz "Türk erkekleri" aklına geliyor. Önce asıl metindeki sayı ve bilgileri değiştiriyor. İngilizcesinin yetersizliğinden olduğunu sanmıyoruz, aklında başka bir "aldatma" isteği olduğu neredeyse açık çünkü. Sonra kaynağını göstermeden, ki "hırsızlık" buradan geliyor, haberi çarpıtarak kaynağıyla bağlantısı kalmayacak bir hale sokuyor. Sonuçta çalıştığı gazetenin internet baskısına şöyle geçiyor haberi:
“Bu köy erkeksiz kaldı"
Rusya'da erkek sayısı azalıyor. Slydzi köyü "tamamen erkeksiz" ilk köy oldu. Köyde sadece 100 kadın yaşıyor.
İkinci Dünya Savaşı’nın bitişi ve SSCB’nin çöküşünden bu yana Rusya’da erkeklerin yaş ortalaması hızla iniyor. Yaş ortalamasının 59’a düştüğü Rusya’da birçok köy de erkeksiz kalmış durumda.
Slydzi bu köylerden biri. Son erkeğini geçen yıl kaybeden köyde, 100 kadın yaşıyor. Slydzi bundan 50 yıl önce ülkenin batısında kadın, erkek ve çocukların yaşadığı, kalabalık bir nüfusa sahip normal bir köydü.“
The Guardian'ın haberi 11 Şubat 2008 tarihli. Ertesi gün artık hangisin önce davrandığını kestiremediğimiz Hürriyet, Akşam ve Habertürk yeni bir virüs yarattılar. Nitekim ardından bu virüs haberi çılgınca yayılmış "Türk boyalı erk sahibi" medyada. Hatta Hürriyet bu münasebetsizliğe pek bir yaraşır şekilde bir de fotoğraf bulmuş habere. Fotoğrafta bizim nereli olduğunu bilmediğimiz üç genç kadın ellerinde ikram edilecek birşeyler ile objektife doğru bakmışlar.
"Türk boyalı erk sahibi medya" gururla sunmuş böyle bir fantazi köyünü.. Adı da Slydzi. Bu kelimeyi internetten aratın, biz en son baktığımızda 500’e yaklaşmıştı google hiti. Biz hala gülüyoruz ağlanacak halimize ve isyan etmeye devam ediyoruz. Yumurta mı tavuktan çıkar, tavuk mu yumurtadan? (US/AA/NZ)