Fotoğraf: Sosyal Haklar Derneği
Çorlu'da 8 Temmuz 2018'de yedi çocuk 25 kişinin hayatını kaybettiği, 340 kişinin yaralandığı tren katliamının dördüncü duruşmasının görülmesine Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı.
Duruşma öncesinde faciada yakınlarını kaybeden aileler Çorlu Santral Parkı’nda buluşarak buradan duruşmanın yapılacağı Çorlu Halk Eğitim Merkezi’ne kadar yürüdü ve aileler “Kaza değil cinayet” sloganıyla adalet beklentilerini yeniledi.
Faciada kızı Bihter Bilgin, kız kardeşleri Emel Duman ve Derya Kurtuluş'u kaybeden Zehra Bilgin duruşmanın görüleceği binanın önünde aileler adına yaptığı basın açıklamasında "Bugün 520 gün oldu. 520 gündür adalet bekliyoruz. Kimse korunmasın. Eğer bu ihmal zincirlerinde, en alt düzeyden en üst düzeye kadar kim varsa... Bir bakan da sorumluysa bakan da yargılansın müdür de yargılansın en alt düzeydeki eleman da yargılansın. Tek istediğimiz adalet" dedi.
Katliamda yaşamını yitiren Arda Sel'in annesi Mısra Öz ise dönemin TCDD Genel Müdürü İsa Apaydın'ın yargılanması isteğini tekrar ederek "Bilirkişilerle alakalı olarak henüz maalesef bir gelişme yok. Savcılık üniversitelere yazı gönderdi fakat üniversitelere henüz gelen bir cevap söz konusu değil. Bu nedenle biz istiyoruz ki artık hızlı bir şekilde objektif bir şekilde işini iyi yapan, birilerini saklamak değil de gerçekleri ortaya çıkarmaya çalışan bilirkişiler bu dosyaya atansın. Gerçek sorumlular bu kazada, bu katliamda ihmali olan her şey ortaya çıksın istiyoruz" diye konuştu.
Aileler adalet arayışını duruşma öncesinde konuşmalarla, sloganlarla tekrar tekrar dile getiriyorlar. Az sonra #CorluTrenKatliamı Davası başlıyor. Gelişmeleri @sosyalhukuk hesabımızdan takip edebilirsiniz @TrenKatliami pic.twitter.com/sFdzzN6FW2
— Sosyal Hukuk (@sosyalhukuk) December 10, 2019
Gazetecilere kısıtlama
Duruşma öncesinde mahkeme başkanı gazetecilerin mahkeme salonuna bilgisayarla girmesini yasaklandı. Avukatların duruşmanın açık yapılması nedeniyle bu kararın hukuka aykırı olduğuna dair itirazı mahkeme tarafından reddedildi.
Çorlu davasına bilgisayar ile girmemiz, haber yazmamız mahkeme kararıyla yasaklanmış. Polise "eşyaları nereye bırakacağım" diye soruyorum. "O bizi ilgilendirmez. Onu da siz düşünün" diyor.
— Rıfat Doğan (@RifatDogann) December 10, 2019
Onca yol geliyoruz, haber yapmayalım diye ellerinden geleni yapıyorlar.
Bilirkişi istenmesine yönelik üniversitelerden ses yok
Kimlik tespitinin ardından duruşmaya geçildi. Söz alan Avukat Can Atalay ücüncü duruşamda bilirkişi tespiti açısından üniversitelerden bilirkişi vasfına sahip öğretim üyelerinin isim listelerinin istenmesi kararına yönelik olarak "İTÜ, ulaştırma alanında bilirkişi olarak görevlendirecek kimsenin olmadığı yönünde yanıt vermiştir. Bu şekilde kamu görevinden kaçınılması kabul edilemez. Yıldız Teknik ise, müzekkereye yanıt dahi vermemiştir" dedi.
Kurt: Mühendisler menfezi yazmayı gerekli görmemiş
Atalay'ın beyanından sonra TCDD Halkalı 14'üncü Demiryolu Bakım Müdürlüğü'nde Demiryolu Bakım Müdürü olarak görev yapan sanık Turgut Kurt'un ifadesine geçildi. Mahkeme Başkanının "Menfezlerin zorunlu bakım programlarının sorumluluğu kimdedir?" şeklindeki sorusunu "Bölge müdürlüğündedir" şeklinde cevap verdi.
Kurt Mahkeme Başkanının "Mahal yeri listesinde bütün menfezler var ancak kazanın olduğu menfez neden yok?" sorusunu ise "Mühendislerimiz yazmayı gerekli görmemiş" diyerek cevaplandırdı.
Kurt, "Mühendislik işlerinde, bize bağlı mühendisler hasar tespit çalışması yapar. Ona göre eksik ve kusurlu yerlere müdahale yapılır. Olayın gerçekleştirdiği yerde de mühendisler balast tutucuya gerek görmemişler" dedi.
Sanık Özkan Polat ise "Mahal listeleri hazırlanırken keşiflere katıldınız mı" sorusuna "evet" cevabını vererek menfez ve köprülerin kontrolüne katıldığını kabul etti. Polat, bakım müdürlüğüne bağlı mühendislerin keşif sonrası gerek gördüğü yerlere müdahale edildiğini söyledi.
Sanık Celalettin Çabuk ise yapılan işlemlerin kendisini aştığını ve keşif çalışmalarında yer almadığını öne sürdü.
Ceyhan Kahveci: Suçlulardan şikayetçiyim
Duruşmada daha sonra müştekilerin beyanlarına geçildi. Müştekiler davaya müdahil olma taleplerini yeniledi. Faciada yaralanan Ceyhan Kahveci "Hava hafif yağışlıydı. Kaza anında bir basketbol topu zeminde nasıl zıplarsa, ben de trenin içinde o şekilde zıplayıp tavana çarptığımı hatırlıyorum. Davaya katılmak istiyorum. Suçlulardan şikayetçiyim" dedi.
Emine Kurt: Tedavim hala sürüyor
Faciadan yaralı kurtulan Emine Kurt ise "Olay günü uzun köprüden trene bindik. Üçüncü vagondaydım. Sarılar'a doğru gelirken tren bizi üç kere zıplattı ve sonra devrildi. Kızımı aradım bulamadım başka bir kadın üzerine düşmüş. Kadını kaldırıp kızımı aldım. Eşimin ayağı trenin altında kalmıştı. Gençlerden yardım istedim. Eşimi oradan çıkaralım dedim. Tren çok kalabalıktı, çok ses vardı. Benim kürek kemiğim kırılıdı. Hala tedavim sürüyor. Katılma talep ediyorum, tüm sorumlulardan şikayetçiyim" dedi.
Rıza: Yandık dört canın acısıyla
Daha sonra söz alan Ahmet Rıza ise "Dört evladımı kaybettim.İki kızım, iki torunum...Yandık dört canın acısıyla. Ben ne anlatayım. Toprağın altına koyduk hepsini. Biz de canlı mıyız, ölü müyüz bilmiyorum. Şikayetçiyim" diye konuştu.
Remziye Sel: Acımız çok büyük hakim bey. İki cenazemiz var. Kabullenemiyorum. Bakanından müteahhitine hepsinden şikayetçiyim. Böyle dört kişiyle (sanık) bu iş olmaz. Asıl suçlular da gelsin. Bunun hesabını siz sorun hakim bey.
Gölgen Gürsün Erbil: Babam beni köye bıraktı. Dönerken işe gidecekti.Beni de götür dedim, götürmedi. Yolda kaza olmuş. Benim bir sorum var: 25 insanı kim öldürdü? Sizin bu yaşta babanız öldü mü? Ölmedi. Benim babamı kim öldürdü?
Zeliha Bilgin: Hakim Bey, ben evladımı, iki kız kardeşimi, 6 aylık yeğenimi kaybettim. Şu an bu salonda o 4 yaşındaki çocuk kendini nasıl ifade edemiyorsa, benim 22 yaşındaki oğlum da, 65 yaşındaki babam da kendini ifade edemiyor. Çünkü canları yanıyor."
Sena Köse: Bu davanın suçlularının 4 kişiyle sınırlanmasını asla kabul etmiyorum. Ulaştırma bakanlığının da, makinistlerin de gelip burada ifade vermesini istiyorum. Ben anneyim, bu benim hakkım. Mahkemenin de bu konuda gerekeni yapmasını talep ediyorum.
Savcı mütalaasını verdi
Müşteki beyanlarının ardından duruşmaya bir saat ara verildi. Aranın ardından mütalaasını veren savcı mağdur ve müştekilerin katılma taliplerinin kabulünü, baroların katılma talebinin reddini, geçen duruşma müzekkere yazılan teknik üniversitelere yeniden müzekkere yazılarak bilirkişilik vasıflarına haiz akademik personel listesinin gönderilmesinin istenilmesini, tanıkların mahkeme huzurunda beyanlarının alınmasına yönelik taleplerin reddini, tanık Mümin Karasu için yazılan talimatın dönüşünün beklenilmesini, atılı suçun katalog suçlardan olmayışı sanıkların duruşmayı takip etmeleri, kaçma şüpheleri bulunmaması nedeniyle sanıkların tutuklanmaları yönündeki talebin reddini, adli kontrol tedbirlerinin aynen devamı ve bilirkişi heyetinin kesinleşmesinin ardından olay mahallinde bilirkişilerce keşif yapılmasını talep etti.
Sanıkların adli kontrolünün devamına karar veren mahkeme duruşmayı 21 Nisan'a bıraktı.
Kimler yargılanıyor?Kazaya ilişkin Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede TCDD Halkalı 14'üncü Demiryolu Bakım Müdürlüğü'nde Demiryolu Bakım Müdürü olarak görev yapan Turgut Kurt, Çerkezköy Yol Bakım Şefliği'nde Yol Bakım ve Onarım Şefi olan Özkan Polat, Yol Bakım Şefliği'nde Hat Bakım ve Onarım Memuru olarak görevli Celaleddin Çabuk ile kazanın hemen öncesindeki yıllık umumi muayene raporunda imzası bulunan Köprüler Şefi Çetin Yıldırım hakkında 'taksirli ölüme ve yaralanmaya neden olmak suçundan 2'şer yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası isteniyor. |
Üçüncü duruşmada ne olmuştu?
12 Eylül’de görülen davanın üçüncü duruşmasında mahkeme TCDD A.Ş ve Tekirdağ Baro Başkanlığının davaya müdahil olma taleplerinin reddine, bilirkişi tespiti açısından üniversitelerden bilirkişi vasfına sahip öğretim üyelerinin isim listelerinin istenmesine, TCDD görevlileri Mümin Karasu, Tevfik Baran ve Levent Kaytan'ın tanık olarak dinlenmesine, suç duyurusunun deliller toplanmasından sonra değerlendirilmesine, talep edilen delillerin toplanması için usul ve işlemlerin yapılmasına hükmetmişti.
Mahkeme ayrıca sanık Turgut Kurt'un adli kontrol altına alınmasına, sanıklar Özkan Polat ve Çetin Yıldırım hakkında uygulanan adli kontrol tedbirlerinin devamına, sanık Celalettin Çabuk hakkındaki adli kontrol tedbirinin kaldırılmasına karar vermişti. (HA)