Prof. Dr. Erol Taymaz, Gürcistan yönetimlerinin Sovyetler Birliği'nin çözülmesinden bu yana Osetya ve Abhazya'yla ilgili güttüğü milliyetçi politikaların sonucu yaşanan çatışmaların bölgedeki bütün halkların kaybı olduğunu söylüyor.
"1990'lardaki çatışmalarda 100 bin Abhaz'ın 10 bini öldü. Son çatışmada Güney Osetya'daki 70 bin insanın 2 bini öldü. Bunların çoğu sivil. Türkiye nüfusuna oranlarsanız 2 milyon insanın kaybı demek.
"Binlerce insan yerlerinden oldu. Yaklaşık 20 yıldır bu bölgedeki insanlar bir ambargo altında yaşadı. Gençler bu koşullarda büyüdü. Yaşananların insani maliyeti çok büyük."
"Halklar arası ayrımlar savaşlarla keskinleşiyor"
Taymaz'ın dikkat çektiği en önemli sorunsa halklar arasında daha önceden varolmayan ayrımın bu son çatışmalardan sonra keskinleşme olasılığı.
"Sovyetler Birliği döneminde bu halklar arasında arklılıklar vardı ama sorun yoktu. Sonuçta ortak bir Kafkasyalılık bilincinden söz edilebilir. 90-91 Osetya ve 92-93 Abhazya savaşları çok şeyi değiştirdi. Geçen yıl Abhazya'da insanlar 'Gürcistan'a bağlanmaktansa ölürüz' diyordu. Bu son savaşın uzun dönemde ayrımları keskinleştiren bir etkisi var. Katliamlar daha da keskinleştiriyor. Milliyetçilikler birbirini güçlendiriyor."
Ekonomik varlık
Taymaz, Abhazya ve Osetya'daki ekonomik, "stratejik önem" denen varlığın, savaşların neden olduğu insani maliyetten çok daha düşük olduğunu vurguluyor.
"Osetya'nın 'stratejik önemi' yok. Bağımsız cumhuriyet olması sorun olmaz. Yoksul, dağlık bir bölgedir. Doğal kaynağı yoktur. Abhazya'nın tarımı zengin. Kısmen madenleri var. Ama bu sorunun toplam maliyeti iki bölgenin toplam ekonomik varlığının çok çok üzerinde. Sonuçta bu politika Gürcistan, Abhazya, Osetya halklarının tamamının aleyhine. Ama milliyetçiliğin rasyonalitesi yok."
Taymaz burada Andre Saharov'un HGürcistan için söylediği "küçük emperyalist ülke" sözünü anımsatıyor.
"Gürcistan bunu beklemiyordu"
Gürcistan Başkanı Mihail Saakaşvili'nin son dönemde sürekli tansiyonu yükselttiğini söyleyen Taymaz, Gürcistan'ın Rusya'nın askeri yanıtının bu kadar kuvvetli olacağını beklemediği görüşünde. "Gürcistan'ın beklentisi büyük olasılıkla Güney Osetya başkenti Şinvali'yi bir hafta kadar elinde tutup bu arada Güney Osetya sorununu fiilen çözmüş olmayı bekliyordu. Acaristan'a askeri müdahaleyle yaptığı gibi. Belki de sonra Abhazya için beklentisi de buydu. Ama Rusya'nın böyle bir yanıt vermesini beklemiyordu."
"ABD Kafkaslarda entegrasyonu tamamlamak niyetinde"
Gürcistan yönetimlerinin Edvard Şevardnadze'den beri ABD yanlısı olduğunu anımsatan Taymaz Saakaşvili yönetiminin doğrudan ABD tarafından finanse edildiğini söylüyor. "İlk Saakaşvili kabinesinin başta maaşları bile ABD tarafından ödeniyordu. ABD'ye bağımlı politikaya halkı ikna edebilmek için AB perspektifi de kondu. Gürcistan ABD'yle ilgili pozisyonunu güçlendirebilmek için Irak'a ve Afganistan'a da asker gönderdi. ABD'den teçhizat, eğitim ve askeri destek aldı."
Taymaz ABD'nin bölgeyle ilgili politikasınınsa, Sovyetler'in çözülüşünden sonraki "entegrasyon"un Kafkaslarla tamamlanması olduğunu düşünüyor.
"Doğu Avrupa ülkelerinde tamamlanan entegrasyon, eski SSCB ülkeleri Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan için de tamamlanmak isteniyor. Bu ABD'nin Orta Asya'ya açılması açısından da önemli."
"Gürcistan'da muhalefet bölük pörçük"
Taymaz, Gürcistan'daki milliyetçi ve ABD yanlısı yönelimi dönüştürebilecek bir muhalefetin yokluğuna da dikkat çekiyor. "Birçok muhalif grup var. Zaten Saakaşvili de geçen yıl olduğu gibi üzerlerinde baskı uyguluyor, eritmeye çalışıyor. Ama bu muhalefet bölük pörçük, üstelik bir bölümü de milliyetçi." (TK/EZÖ)