Türk Tabipleri Birliği ve Türkiye Psikiyatri Derneği, 8 Mart Kadınlar günü için yaptıkları açıklamalarda rakamlarla Türkiye'de ve dünyada kadına şiddetin artığına vurgu yaptı, çözüm önerilerinde bulundu.
Türk Tabipleri Birliği Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu, kapitalizm, erkek egemenliği, sosyal devletin çökertilmesiyle oluşan sosyal güvencesizlik, devletin kadını korumaması ve medyanın tüm bunlara duyarsız kalmasının Türkiye'de kadına şiddeti artırdığını belirtti, şunlara değindi:
"Orta çağın cadı avlarından beri mücadelelerini yükseltmek ve dayanışmalarını güçlendirmek dışında değişen çok az şey var kadınlar için. Bütün dünyada göç ve yoksulluk kadınlaşıyor. Erkekler kadınların emeğine, kimliğine, bedenine el koyuyor ve denetliyorlar ve bu egemenlikten çok somut, maddi çıkarlar sağlıyorlar."
"İstatistikler, ülkemizde kadın cinayetlerinin son yedi yılda yüzde bin 400 artığını gösteriyor. Her gün en az beş kadın erkekler tarafından namus, iffet, ahlak gibi gerekçelerle öldürülüyor. Bu 8 Mart'ta bir kez daha emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz ve özgürlüğümüz için alanlarda olacağız."
Türkiye Psikiyatri Derneği adına Prof. Dr. Şahika Yüksel ve Doç. Dr. Ayşe Devrim Başterzi, Adalet Bakanlığı verilerine göre 2002'de 66 olan kadın cinayetinin, 2007'de 1077'ye, resmi olmayan rakamlara göre 2009'de 1126'ya yükseldiğini ifade etti, şu öneri ve taleplerde bulundu:
* Kadınların yaşam haklarını garanti altına almak üzere ciddi ve kapsamlı bir eylem planı hazırlanmalı, gerekli tüm adımlar atılmalı ve fiili olarak yaşama geçirilmelidir.
* Kadına yönelik şiddetle mücadele bir halk sağlığı sorunu olduğu için bununla mücadele etmek için, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına ilişkin politikalar üretilmeli ve kadına yönelik sosyal destek arttırılmalıdır
* Kadına yönelik şiddet davalarında uygulanan "haksız tahrik indirimleri" kaldırılmalı, 5237 sayılı TCK'nın 29. Maddesi uygulanmamalıdır.
* Şiddet gören, ölümle tehdit edilen kadınlar tüm yasal haklarını kullanmaları sağlanmalıdır.
* Sağlık çalışanları ve kolluk kuvvetlerine yönelik kadına yönelik şiddet konusunda meslek içi eğitim programları düzenlenmeli ve bunlara katılım teşvik edilmelidir.
* Kadın ve erkeklerde cinsiyet rollerinin ruhsal hastalıkların sıklığı ve oluşturduğu sorunlar üzerine etkilerine dair geniş çaplı epidemiyolojik çalışmalarla desteklenmelidir.
* Medya, kadına yönelik şiddet ve tecavüz haberlerini kamuoyuna aktarırken, haber dilini doğru kullanmalı, etik değerlere uymalı, tecavüzün içerdiği şiddeti arka plana itmemeli ve tecavüzü erotize edici tutumlardan uzak durmalıdır.
* Kadınlara yönelik her tür düzenleme kadınların ve kadın örgütlerinin görüşleri alınarak yapılmalıdır. Sivil Toplum Kuruluşlarının talepleri karşılanmalı, çalışmalarına destek verilmelidir. (EG/EÖ)