Yedikule Sur-içi Bostanları’na İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) park yapıyor. Bugün, tarihçiler Aleksander Sopov ve Cemal Kafadar ile park forumlarından insanlar basın açıklaması için bostandaydı. Bostan sahipleri, Yedikule halkı ve Fatih Belediye Başkanı da.
Harvard Üniversitesi Orta Doğu Araştırma Enstitüsü’nden Osmanlı Tarihçisi Cemal Kafadar, şehir ve tarımın iç içe geçtiği alanların önemini belirterek hangi proje olursa olsun bostanın korunması gerektiğini vurguladı.
Bostan sahipleri, mağduriyetlerinin karşılanmasını istediklerini dile getirdi. Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, bölgenin güvenlik sorununa dikkat çekerek, park yapılacağını söylerken Yedikule halkı “Park istiyoruz” diyerek Bostan’ın korunması için gelenlere tepki gösterdi.
“Başka iş yapamayız, çok mağdur kaldık”
Açıklamadan önce bostanları işletenlerle konuşuyoruz. Önceden vakıfa ödedikleri 1200 TL ile 1300 TL 'lik kirayı son iki yıldır da aylık olarak Fatih Belediyesi’ne ödediklerini, belediyenin Ocak ayından itibaren kiraları almadıklarını söylüyorlar.
Fatih Belediyesi Zabıta Müdürlüğü’nden 22 Haziran’da gelen tebligatla yedi gün içinde bostanları boşaltmaları istedi. 27 Haziran’da Fatih Belediye Başkanlığı’na verdikleri dilekçelerle ekilmiş mahsulleri olduğunu belirterek Aralık 2012’ye dek süre, aksi halde de mahsullerin bedelinin ödenmesini istediler.
Mahsullerini toplayan kadın "Adımı Bahçıvan Abla” yaz diyor:
“Bizden önceki 28 sene kalmış, biz beş aydır buradayız. 15 milyar borcumuz var. Yıkılacağını bilmiyorduk, başka iş yapamayız, çok mağdur kaldık.”
Eşi, Recep Erarslan kendilerine iki bin lira teklif edildiğini ancak mağduriyetlerini gidermeye yetmeyeceğini söyleyerek kabul etmediklerini anlatıyor. Alandaki İBB yetkilileri bostan sahiplerine para ödendiğini söylemesine ise hiç para almadıklarını vurgulayarak tepki gösterirken Ramazan ayı sonuna dek bostanda kalmak istediklerini ekliyor.
“Hiç olmazsa emeğimizi versinler”
İsmail Şıvgın ise otuz yıldır bölgede tarımla uğraşıyor. “Zaten başladı yıkım, devlete karşı gelecek halimiz yok. Ben bostan dursun diye ısrar etmiyorum, 70 yaşımdayım, borcum var, mağduriyetim giderilsin."
28 senedir bostancılık yapan ve mahsüllerini alamadan bostanı molozlarla doldurulan Hasan Bey herhangi bir maddi karşılık almamış: “Hiç olmazsa emeğimizi versinler. Veririz dediler ama bilmiyorum.”
“Bostanların tarihi Osmanlı öncesine gidiyor”
bianet'e konuşan Kafadar bostanların tarihinin Osmanlı öncesine gittiğini söylüyor, bölgenin İstanbul’un organik bütünlüğünü çok iyi anlattığına işaret ediyor:
“Aleksander’ın son çalışması ile öğrendik ki Sur çevresi tarım alanlarının gelirleri Süleymaniye Vakfı’na gidiyordu. Şehirdeki tarımın geliri şehrim kamusal kurumlarını yaşatıyordu. Süleymaniye ile Topkapı arasındaki silueti yok etmekte olduğumuz günlerde buranın da yok edilmekte oluşu çok talihsiz.”
Kafadar, şehirle tarımın içişe geçtiği bu tip örneklerin önemine işaret ediyor:
“Ağaç dikmek, dekoratif çiçek programları da güzel ama tarım ile biyolojik çeşitlilik ile aynı şey değil. Tarım ve biyolojik çeşitliliği şehirle birlikte yaşatabilmek maharet.
“Şehir ve çeperinde tarım yapılması birçok yerde endüstriyel devrim sırasında kayboldu. Burada çok az örneği kalmış. Burayı gözümüz gibi korumamız lazım. Hangi proje yapılırsa yapılsın bostanların korunması gerekiyor.”
Sur kenarındaki su kaynakları ile verimli olan bu alanda tarihe geçmiş. Buradaki bostanların İstanbul folklorüne, hafızalara yerleşmiş mahsulleri var: Yedikule marulu, Langa hıyarı bunlardan ikisi.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın çevre dersleri konulması kararına da değinen Kafadar, “Burası çevre, kültür, tarihi miras, şehir ve tarımın iç içe geçtiği şahane bir örnek. Çocuklar için de bir laboratuar olabilir” diyerek Bakan Nabi Avcı’yı bostana davet etti.
Demir: Burası kriminal bir bölge
Kafadaroğlu’nun basın açıklamasının ardından Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir proje fotoğraflarıyla Bostana geldi, projeyi anlattı.
“Buradaki bostanlar 2006’da kamulaştırıldı, hala işgal var. Biz proje yapılana dek bir şey demedik, birilerinin sahip çıkması lazımdı. Bostan sahiplerine teşekkür ediyoruz, burayı ekip biçiyor, yeşil tutuyor, güvenliği sağlıyorlar. Proje anıtlar kurulunca onaylandı ve şimdi başladı.”
“Burası kriminal bir bölge. Biz buraya değer katacak, güvenli hale getirecek ve yeşili koruyacak bir proje yapıyoruz. Yeni bina yapmıyoruz.”
Açıklamanın ardından ayrılan Demir daha sonra çevrede yaşayanlarla tekrar geldi. Bostan çevresinde yaşayanlar bostana sahip çıkmak için gelenlere “Siz burada yaşamıyor, burayı bilmiyorsunuz. Biz park istiyoruz, gidin buradan. ” sözleriyle tepki gösterdi. Bunun üzerine bostandan ayrılmalar başladı. (BK)