Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, boşanma oranlarını azaltmak için boşanma davalarında zorunlu “aile danışmanı" dönemi başlayacağını açıkladı. Dört seans terapiye gitmeyen boşanamayacak.
Konuyu bianet’e değerlendiren psikiyatri profesörü Şahika Yüksel, “Zorunlu bir danışmanlık, akli dengesi yerinde ve kendi iradesine sahip kişilere uygulanabilecek bir yöntem değildir” dedi. Bu zorunluluğun hem insan haklarının hem medeni hakların ihlali olduğunu söyledi.
Yüksel, boşanmaya karşı aile danışmanlığı yerine, boşanmanın ardından hayatını kendi imkanlarıyla sürdürme şansı olmayan kadınların donanımlarının geliştirilmesiyle ilgili danışmanlık verilmesi gerektiğini belirtti.
“Evlilik ortak verilen bir karardır. Evlenme töreni sırasında da kişilere ‘hiçbir baskı altında kalmadan bu evliliği isteyip istemediği’ sorulur. Dolayısıyla boşanma sırasında da kişinin kendi onayıyla ve bir baskı altında olmadan bunu gerçekleştirmesi önemlidir.
“Toplumsal, geleneksel değerlere göre evlilik bir zorunluluk durumunda. Evlendikten sonra boşanmak ise sanki kadına ait bir ayıpmış gibi görülüyor. Oysaki ilişki zarar verici bir hal almışsa, ilişkinin sonlanması gerek çiftin gerek çocuklarının ruh sağlığı için daha uygun bir çözüm olabilir.”
“Zorunlu birliktelik çözüm değil ölüm getirir”
Prof. Dr. Yüksel, aile danışmanı uygulamasının, buna ihtiyacı olan çiftler açısından yararlı bir hizmet olabileceğini söylerken, diğer taraftan onarılamayacak ilişkilerin sonlandırılmasının daha uygun olduğunun altını çizdi:
“Boşanma aynı evlilik gibi sosyal, duygusal ve hukuki boyutları olan bir durumdur. Bazı kişiler aslında düzeltilebilecek ilişkiler sırasında pek çaba sarfetmeden hızla boşanmaya karar verebilirler. Ne yapacaklarına ve hayatlarına nasıl yol vereceklerine ilişkin bilgileri ve becerileri sınırlı olabilir, kafaları karışık olabilir. Bu durumda bu kişilerin danışabileceği, beraberliklerini daha olumlu götürebilecekleri yöntemleri tanıtabilecek bir uzmanla görüşülmesi faydalı ve yerindedir.
“Ancak onarılması mümkün olmayan, taraflardan birinin diğerine zarar verdiği ve vermeye devam edeceği açık olan ilişkiler vardır. Bu durumda hızla o ilişkiden kurtulmak en uygun çözümdür.
“Boşanmayı suçluluk duygusu haline getirmek ve bununla ilgili zorluklar çıkarmak devletin görevleri arasına girmez.
“Bu tür talepleri olanlara değerlendirme şansının verilmesi güzel olabilir. Ama bunun zorunlu olması zarar gören evliliklerin sonlanmasını zorlaştırıcı, uygunsuz bir nitelik taşıyabilir. Biliyoruz ki ağır şiddet geçmişi olan çiftlerin zorunlu olarak biraraya getirilme durumları çözüm değil, ölüm getirmektir.”
“Danışmanlığı iki taraf da istemeli”
Yüksel, verilecek danışmanlığın zorunlu olmasının bir karşılığı olmadığını, danışmanlık ve psikoterapinin sadece kişinin isteğiyle başarıya ulaşacağını da belirtti. Zorunluluk kriteri bir yana, aile danışmanlığının için her iki tarafın da ortak isteği olması gerektiğinin altını çizdi.
Yüksel, danışmanlığı kimin vereceğinin de açıklığa kavuşturulması gerektiğini ifade etti. Bakanlığın açıklamasında, danışmanlığın sosyolog ve psikologlar tarafından verileceğinin söylendiğini hatırlatan Yüksel, “Sosyologlar, aileyi toplumsal olarak değerlendirirler, bireylere hizmet vermezler. Herhalde bunu sosyal hizmet uzmanı anlamında kullanılmış diye düşünmeliyiz” diye konuştu.
Tasarıda ne var?
Milliyet’ten Abdullah Karakuş ve Sabah’tan Burcu Çalık’ın haberlerine göre, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı’nın yapacağı mevzuat değişikliğiyle Aile Mahkemeleri çiftleri boşamadan önce aile danışmanlarına yönlendirme yetkisine sahip olacak.
* Boşanmak isteyen çift, dört kez psikologla görüşecek. Seanslar 90 dakika sürecek.
* Danışmanlık hizmetleri boşanma öncesi, dava sırasında ve boşanma sonrasında devam edecek.
* Bu merkezler aile mahkemesi ile ortak çalışacak. Hakim, boşanmak isteyen çifti bu merkezlere yönlendirme yetkisine sahip olacak.
* Mahkemeler, çiftlerin boşanmasının doğru olup olmadığına da aile danışmanlarının kişiler hakkında hazırlayacağı rapor doğrultusunda karar verebilecek.
* Bir uzman günde en az üç çift görecek. Yani yılda 172 çift görmesi planlanıyor. (ÇT)