TBMM’de dün akşam müftülere resmi nikah yetkisi verilmesinin; doğum kaydını yazılı belge yerine sözlü beyanla yapılmasının önünü açan ve yabancılarla evlilikte "genel ahlak" kriteri getiren Nüfus Kanunu’nda değişiklik tasarısı, İçişleri Komisyonu’nda görüşüldükten sonra alt komisyona gönderildi.
Ayrıca Boşanma Komisyonu’nun tepki toplayan raporu Meclis Genel Kurulu’nda görüşüldü.
Soylu: Sadece nikahı kıyacak devlet memurlarına ilave yaptık
Kamuoyunda tepki toplayan Nüfus Hizmetleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı hakkında konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Yapılan işlem, mevcut resmi nikah işleminin, kanunda belirtildiği şekil ve usulde, hatta nikah kıyacak memurun giydiği cübbeye varıncaya kadar mevcut durumla aynı olacak şekilde il ve ilçe müftülüklerine genişletilmesinden ibarettir" diye konuştu.
“2017 yılı başından bugüne kadar 426 bin 258 nikah işlemi belediyelerimizdeki nikah memurlarımız, 3 bin 212 nikah işlemi nüfus müdürlüklerimiz, 16 bin 543 nikah işlemi muhtarlarımız, 19 bin 979 nikah işlemi de dış temsilciliklerimizde ve gemi kaptanı, pilot gibi yetkilendirilmiş kişiler tarafından gerçekleştirilmiştir.
“Ülkemizde resmi olarak tek bir nikah kıyma şekli vardır ve bunun da kuralları Medeni· Kanunumuzda ve Evlendirme Yönetmeliğinde açıkça belirlenmektedir. Medeni Kanunumuz gereğince; evlenme iradesinin bizzat evlenecek kişiler tarafından, yetkili resmi memurun önünde açıklanmasıyla gerçekleşecek olan medeni evlenme, Türkiye'de yapılabilecek tek evlenme şeklidir.
“Yani nikahın şekli ile ilgili bir düzenleme yoktur, sadece nikahı kıyacak devlet memurlarına bir ilave söz konusudur."
Boşandıktan sonra mahkeme kararı ile kocasının soyadını kullanan kadınların yeni düzenlemeyle sadece nüfus müdürlüğüne vereceği· dilekçe ile mahkeme kararına gerek olmadan, evlenmeden önceki soyadlarını yeniden alabileceklerini ifade etti.
Soylu, doğum kaydını yazılı belge yerine sözlü beyanla yapılmasının önünün açılmasıyla ilgili ise, “doğumlarda sözlü beyanın araştırılması görevinin, mülki idare amirinin talimatıyla aile hekimlerine verildiğini, böylece her sözlü doğum beyanının gerçek olup olmadığının araştırılacağını ve sağlık kurumları dışında gerçekleşen doğum olaylarının da aile hekimleri tarafından kayıt altına alınacağını” söyledi.
TIKLAYIN - Sadece Müftüye Evlendirme Yetkisi Değil, Vatandaşlık İçin "Genel Ahlak" Kriteri
"Ailenin güçlendirilmesi memleket için gelecek meselesi"
Meclis Genel Kurulu’nda ise 14 Ocak 2016’da kurulan “Aile Bütünlüğünü Olumsuz Etkileyen Unsurlar İle Boşanma Olaylarının Araştırılması Ve Aile Kurumunun Güçlendirilmesi İçin Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu”nun hazırladığı rapor görüşüldü.
Görüşmelerde CHP Milletvekili Fatma Hürriyet Kaplan, HDP Milletvekili Meral Danış Beştaş, MHP Aydın Milletvekili Deniz Depboylu, HDP Şırnak Milletvekili Aycan İrmez, CHP Milletvekili Candan Yüceer söz alarak raporla ilgili itirazları dile getirdi.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, AKP milletvekili Ayşe Keşir, AKP Burdur Milletvekili Bayram Özçelik de “Aile kurumunun güçlendirilmesinin memleket için bir gelecek meselesi olduğu”, “boşanmak isteyenlere arabuluculuk getiren Mağdur Hakları Yasası’nda yapılan değişikliklerin mutluluk verici olduğu” gibi konuşmalar yaptı.
TIKLAYIN - Boşanma Komisyonu Raporunda Neler Var?
Muhalefetin itirazları
CHP, HDP ve MHP’li kadın vekillerin, sözkonusu raporla ilgili itiraz ve eleştirilerinden satırbaşları şöyle:
* Raporun bir yerinde kadınların haklarını öğrenmeleri boşanmaları arttırıyor deniyor. (CHP’li Kaplan)
* Komisyonda görüşler özgürce ifade edilmedi. Komisyona davet edilen avukat Hülya Gülbahar hükümeti eleştirdiği gerekçesiyle şiddet yüklü dile maruz bırakıldı, toplantıdan kovuldu. (CHP’li Kaplan)
* “Belediyelere kayyum atandı, kadın merkezleri kapatıldı, kadın belediye başkanları tutuklandı, sığınaklar kapatıldı. Bugün kadına yönelik şiddeti meşrulaştıran rapor konuşulurken, bir kadın vekilimizin vekilliği düşürüldü. Bu, kadınlar şiddet görmeye devam etsinler demektir. (HDP’li Danış Beştaş)
* Amaç boşanmaları tamamen engellemek değildi. Önlem ve yardım mekanizmalarının geliştirilmelerini sağlamaktı. Arabuluculuk yerine boşanma danışmanlığı yapılandırılmalıdır. (MHP’li Depboylu)
* Şiddet uygulayanlara ve istismar suçu işleyenlere o ya da bu sebeple ceza indirimine gidilmemelidir. Şiddet suçlularının tamamına tedavi ve rehabilitasyon şartı getirilmelidir. (MHP'li Depboylu)
* Bu rapor aile kurumunun kuru kuruya yüceltilmesinin bir belgesi niteliğindedir. Boşanma oranlarının yüksek olduğu iddiası doğru değildir. İlgili araştırmalar da bu iddiayı çürütüyor. Boşanmak da evlenmek kadar bireyin insan hakkıdır. Şiddet içeren bir evliliğin çocukların yararı adına sürdürülmesinin teşvik edilmesi Çocuk Hakları Sözleşmesine aykırıdır. (HDP’li İrmez)
* Boşanmak isteyen kadınlar sosyal ve ekonomik güvenceden yoksul kalacakları için de boşanmaktan alıkonulabiliyorlar. Kadınlar kendi yaşamlarını idame ettirecek olanaklara sahip değildir. Devlet ve özel işyerleri yaygın, ücretsiz, nitelikli çocuk bakım hizmeti sunmadığı için kadınlar kazandıklarıyla çocuklarının bakımını bile sağlayamıyor. (HDP'li İrmez)
* Türkiye'de eşi vefat eden kadınlarla boşanmış kadınlar aynı zorluklarla baş etmeye çalışırken boşanmış kadınlar eşi vefat eden kadınların sosyal destek olanaklarından yararlanamıyorlar. Aile kurumu adeta ulus devlet sisteminin mikro bir prototipi haline getiriliyor. Yapılması gereken kadınların aile içindeki siyasal, sosyal, tüm açılardan güçlendirilmesidir. (HDP'li İrmez)
* Boşanma bir travmadır, kişinin ruhsal yapısını, yaşamını etkiler, kimse huzursuz mutsuz olmak için evlenmez. Boşanmaların en önemli nedenlerinden biri de aile içi şiddettir. Kendi görüşü sorulmadan ailesinin kararıyla evlenen kadın oranı yüzde 15. Boşanmanın kökleri evliliğin kurulmasının temellerinde yatıyor. (CHP’li Yüceer)
* Aile elbette önemli bir kurum. Ama toplumsal bir kuruma aşırı bir kutsiyet atfedilirse diğer sorunları ıskalamış olursunuz. Kafalar kuma görülüyor, diziler, medya suçlanıyor. Kadını yok sayan zihniyetle yüzleşmek zorundayız. Bu raporda olmayan budur. (CHP’li Yüceer)
* Farkındalık diyip duruyorsunuz, bu ‘kadınlar kahkaha atmasın’, ‘hamileyken sokağa çıkmasın’, ‘kadın evin süsüdür’, ‘anne olmayan kadın yarımdır’ farkındalığı mı? Müfredatta küçük yaşta evlilikler örf gereği diyorsunuz, kadın kocaya itaat etsin diyorsunuz. Bununla nasıl zihniyet değişikliği sağlayacaksınız? Bunlar sadece laiklik ilkesine aykırı olduğu için değil, imzamızın olduğu uluslararası sözleşmelere de aykırı. (CHP’li Yüceer)
(ÇT)
* Bu haberde Ekmek ve Gül ile MeclisHaber'den yararlandık.