Ramazanda davulculuk yaparak evin geçimine katkı sağlamayı dört gözle bekleyen müzisyenler, İçişleri Bakanlığınca 81 il valiliğine gönderilen 'Koronavirüs ile Mücadelede Ramazan Ayı Tedbirleri Genelgesi'nin uygulamada nasıl olacağını merak ediyor.
Müzisyenler, kazandıkları parayla ev geçindiremedikleri için tarım işçiliği, kâğıt toplayıcılığı, hurdacılık da yapıyor. Salgından sonra tüm geçim kaynaklarının kuruduğunu anlatan davulcular, destek almak için gittikleri kapılardan eli boş dönüyor. Yardım alabilmek için, engelli, yetim, dul olmak gibi şartları taşımadıklarını söyleyenler, "Bu yardımları alabilmek için boşanmaya kalkanlar var. Evimize ekmek götüremediğimiz için çocuklarımızın yüzüne bakamaz olduk. Aile birliğimiz temelden sarsılıyor" diyor.
"Ekmek alamazken kirayı nasıl verelim?"
Davulcu Ali Kuru, yıl boyunca kâğıt toplayarak geçim sağlayan müzisyenlerden sadece biri. Yıllarca sanatını icra ederek para kazanmış ancak düğün salonlarının yaygınlaşmasıyla bir kazanç kapısı kapanmış. Ailece kâğıt toplamaya başlamışlar. Kâğıdın kilogramı 30 kuruş, günde 50 kilo kâğıt toplamayı kâr sayıyorlar. Kiraydı, faturaydı derken hayat mücadelesi verdiklerini anlatan Kuru, salgından sonra eve kapandıklarını, bu kapanmayla birlikte yoksulluğun şiddetini derinden hissettiklerini söylüyor.
"Nasılsa ramazanda öderiz diye eş dosttan borç aldık. Onları ödeyemiyoruz. Kirayı ödeyemediğimiz için ev sahibiyle yaka paça olduk. Ekmek alamazken kirayı nasıl ödeyelim?" diye soruyor.
Kâğıt toplamanın yasak olduğunu hatırlatan Kuru, çocuklarının kaçak göçek iki gün kâğıt topladığını, kazandıkları 60 lirayla iki günü kurtardıklarını ekliyor. "Çöp almak hırsızlıkmış gibi davranılıyor. İki günü böyle kurtardık, 4 günlük yasakta ne yapacağımızı bilmiyoruz" diyor.
"Hurda toplamak yasaklanınca Ramazana bel bağladık"
Antep'teki Barak Ovası'nın "en iyi müzisyeni" olarak bilinen Niyazi Buluter, davulcuların Ramazan ayını dört gözle beklediğini söylüyor. Buluter'in ifadesiyle, müzisyenler sadece düğünlerden elde ettiği gelirle evin geçimini sağlamakta zorlanıyor. Ayrıca hurdacılık yapıyor. Hem düğünler hem de hurda toplamak yasaklandığı için son günlerde sıfırı tüketmiş durumdalar. Ramazanda kazanacakları bahşişin kendilerini kısmen rahatlatacağını umuyorlardı, bugün itibariyle genelgenin kendilerine nasıl yansıyacağını düşünüyorlar.
Buluter, "Her ailede 4-5 kişi olduğunu düşünün. Bir ailenin sadece mutfak gideri ne kadar eder, hesap edin. Davulcular ev ev dolaşıp 3 lira, 5 lira derken ramazanda en fazla bin 500, iki bin lira kazanıyor. Bu parayla sadece mutfak masrafları ve diğer ihtiyaçları karşılamakla kalmıyor, bayramda da bununla idare ediyorlar. Hurda yasaklanınca Ramazana bel bağladık, nasıl olacak merak ediyoruz" diyor.
"Dul aylığı almak için boşanmaya kalkan var"
Buluter, geçim derdinin aile birliğini de sarstığını belirtiyor. Yardım alabilmek için dul veya sakat olmak gibi şartlar taşınmasının gerektiğini anlatan Buluter, ailelerin boşanma yoluna gittiğini söylüyor:
"Hayatta kalmak için her türlü stratejiye başvuruyorlar. Dul aylığı bir evin geçimine ciddi katkı sağlıyor. Boşanan kaç kişi var bilmiyorum, sayı veremem. Ama bu da bir yöntem olarak deneniyor."
Buluter, salgın başladığından beri yoksulluğun daha da derinleştiğini, ailelerin konu komşuyla dayanışma halinde günü kurtardıklarını ifade ediyor. Ailelerin Ramazanda bir nebze rahatlayacağını aktaran Buluter, davulcuların sokakta tek başına davul çalıp, paraların pencerelerden atılacağını, hastalığı yayma ihtimallerinin düşük olduğunu, herkesin kişisel tedbir alacağını düşünüyor.
"Sıra gecelerinin bitmesi müzisyenleri çok etkiledi"
Urfa'da sıra gecelerine ve düğünlere giden müzisyen Aziz Arslan, salgından sonra geçim kaynaklarının sıfırlandığını söylüyor. Normalde de sadece müzisyenlikten kazanılan paranın yetmediğini, mevsimlik tarım işçisi olarak şeker pancarı toplamaya gittiklerini anlatan Arslan, onlarca ailenin yoksulluğunun arttığını belirtiyor.
Davulculuk yaparak topladıkları bahşişlerle Ramazanda sofralarına üç beş bir şey koyabildiklerini, çocuklara bayramlık aldıklarını dile getiren Arslan, yetkililerden henüz bir destek görmediklerini söylüyor.
Arslan, "Oğlum belediyeye başvuruda bulundu. Eve gelip incelemede bulunacaklarını, buzdolabı gibi eşyalar varsa yardım yapamayacaklarını, sakat veya dul olunması durumunda maddi destek vereceklerini söylemişler. Ben eşimi mi boşayayım, ne yapayım?" şeklinde konuşuyor.
"İş güç olduktan sonra devletimize yine yük olmayız..."
Bu zamana kadar onurlarıyla canla başla çalışarak geçimlerini sağladıklarını, devlete yük olmadıklarını, herhangi bir yardım almadıklarını belirten Arslan, "En fazla maske aldık. İş güç olduktan sonra devletimize yine yük olmayız ama şu salgın dönemi geçene kadar ülkenin dört bir tarafındaki davulcular olarak destek bekliyoruz" diyor.
Salgından sonra gerekli izinleri almak için ekstra seferber olduklarını, tüm resmî kurumlara başvuruda bulunduklarını kaydeden Arslan, genelgenin uygulamada nasıl olacağını merak ediyor. (HD/AÖ)