Heinrich Böll Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ralf Fücks, 10 yıldır Vakfın Türkiye temsilciliği görevini yürüten Fügen Uğur'a teşekkür konuşmasını " Vakıfla olan özdeşleşmesi ayrılığı her iki taraf için de çok zor kılıyor" sözleriyle bitiriyor.
17 Nisan Cumartesi günü, Taksim'de Larespark Otel'de Heinrich Böll Vakfı'nın düzenlediği "Avrupa Birliği'nin Geleceği ve Türkiye" sempozyumu Vakfın Türkiye'deki 10 yılının kutlaması, daha da önemlisi Uğur'un görevini Ulrike Dufner'e devri töreniydi.
Toplantıda, projelerini Heinrich Böll Vakfı'nın desteklediği çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisinin yanı sıra Yeşiller Fraksiyonu Avrupa Politikaları Sözcüsü Rainder Steenlock, Birlik 90/Yeşiller Partisi eş başkanı Anglika Beer, milletvekili Anna Lührmann, Almanya Federal Cumhuriyeti Türkiye Büyükelçisi Wolf-Ruthard Born, Adaet ve Kalkınma Partisi (AKP) İzmir Milletvekili Zekeriya Akçam da vardı.
Uğur: 10 yılın özeti
Fücks'den sonra konuşan Fügen Uğur on yılın kısa bir özetini yaptı: "Demokrasiyi ve insan haklarını savunanlarla kadın haklarının gerçekleştirilmesi ve kadınlara karşı ayrımcılığın ortadan kaldırılması için, çevrenin ve ekolojik dengelerin korunması için uğraşanlarla birlikte çalıştık."
"Bu on yıl bana çok şey kazandırdı, her şeyden önce daha iyi bir Türkiye ve daha iyi bir dünya için uğraşan pek çok dostum oldu."
Heinrich Böll Vakfı, amacını "Almanya ve içi ve dışındaki faaliyetleriyle demokrasinin, sivil toplumun ve uluslar arası diyalogun geliştirilmesi" olarak açıklıyor.
Merkezi Berlin'de bulunan Vakıf kadın hakları, ve cinsiyetler arası demokrasi, doğal çevrenin korunması ve dünya çapında insan hakları ve barışın geliştirilmesi için çalışan kişi ve kuruluşları ve onların bilim, araştırma, kalkınma işbirliği, sanat ve kültür projelerini destekliyor.
Vakfın, Almanya dışında, Bosna-Hersek, Brezilya, Çek Cumhuriyeti, El Salvador, Gürcistan, Filistin Özerk Bölgesi, Lübnan, Güney Afrika, İsrail, Kamboçya, Kenya, Nijerya, Pakistan, Polonya, Rusya, Tayland, ve Türkiye'de temsilcilikleri Brüksel ve Washington'da irtibat büroları bulunuyor.
Hep "ilk" destek
Uğur ve birlikte çalıştığı Zeynep Taşkın, Mürvet Öztürk ve Semahat Sevim'den oluşan Heinrich Böll Vakfı Türkiye Temsilciliği'nin 10. yıl broşüründe aralarında İstanbul Barosu, Tarih Vakfı, İnsan Hakları Vakfı, Diyarbakır Kadın Merkezi Ka-Mer, Mor Çatı Kadın Sığınağı vakfı bulunduğu sivil toplum kuruluşlarının kısa notları projelere ilk desteğin Vakıftan geldiğini gösteriyor.
Hacettepe Üniversitesi İnsan Hakları Merkezi'nden Prof. Dr. İoanna Kuçuradi de, İnsan Hakları ve Felsefesi Uygulama ve Araştırma Merkezi'nin ilk desteği Heinrich Böll Vakfı'ndan aldıklarını anlattı.
"Fügen hanımda ben en değerli gördüğüm özellik destek verme biçimiydi: yaptığı işin sorumluluğunu taşımasını bilen bir insan olarak, gerçekleştirmek istediklerimizi hiçbir şey empoze etmeden değerlendirdikten sonra, işi o zarif, sıcak doğallığıyla yürütmesi."
Uğur'un bıraktığı yerden
Helsinki Yurttaşlar Derneği'nden (HYD) Emel Kurma, teşekkür konuşmasında "Kadın Yurttaşın El Kitabı", "Çok kültürlülük alanında bir kitap", "Avrupa Birliği üyeliği Sürecinde Siyasi kriterler: Sivil Perspektif" projelerinden Vakfın desteğini aldıklarını belirtti.
IPS İletişim Vakfı'ndan Nadire Mater de Bağımsız İletişim Ağı'nın şekillenmesi yolundaki ilk desteği Heinrich Böll'den aldıklarını belirtti ve Fügen Uğur'un "hayalleri" paylaşmasının önemi üzerinde durdu.
Son sözü alan yeni temsilci Ulrike Dufner Heinrich Böll Vakfı'nın çalışmaların Uğur'un bıraktığı yerden zenginleştirerek sürdüreceklerini anlattı.
Kürsü, Fügen Uğur'a teşekkür çiçekleriyle doldu ve en son armağan Akdeniz Çevre Platformu Katılımcıları'ndan geldi: Fırtına Tanrıçası. (BA/YS)