Diaz'ın konuşmasından önce burada yasayan Bolivyalılar konsolosluk önünde protesto gösterisi yaptılar. Devrim, askeri darbe, ulusal bütünlüğün parçalanması, reform arasında sıkışan ülke çok uzakta ama Diaz, Bolivya'yı yakından tanımamıza vesile oldu.
"Bolivya'da birçok sorun var ama bunları anlamak için yoksulluk ve etnik kültür hakkında temel şeyleri bilmek gerekir" diyerek konuşmasına başladı Diaz.
Bolivya aslında zengin bir ülke; yüzlerce yıl İspanyol sömürgeciler tarafından taşınan fosfat, çok uluslu şirketlerin yağmaladığı doğal gaz yataklarına rağmen rezervleri hala çok güçlü ama halkın yüzde 40'ı günlük 1.5 dolarla geçinmek durumunda.
Halkın yüzde 95'i Aymara ve Quechua yerlisi ama onların kültürel hakları tanınmıyor, Mestizolarin sunduğu etnisite-ötesi kültür hükümetlerin temel ideolojisi haline gelmiş durumda.
Özellikle Sucre, Santa Cruz gibi nispeten gelişmiş bölgelerde yasayan genç kuşağın kendi kuturune duyduğu nefret bugün neredeyse Bolivya'da araştırma konusu haline gelmiş durumda.
Darbe muhalefeti terbiye ediyor
Diaz "Bolivya'daki aktüel durumu anlamak için bugün çatışmanın içinde yer alan grupların da yakından tanınması gerektiğini" belirtiyor.
Carlos Mesa hükümeti 2003 Eylül ayındaki ayaklanmanın ardından geçici bir anlaşmayla yönetime gelmiş, başlangıçta Hidrokarbon Yasası'nın yenilenmesi, anayasal kurumların oluşturulması konusunda vaatlerde bulunmuştu ama aradan gecen süreçte Mesa hükümeti yalnızca kendisini destekleyen ülkelerden (Brezilya ve Arjantin) aldığı destekle gazın daha iyi pazarlanması işine yoğunlaştı.
Bugün ise ordunun desteğini arkasında daha güçlü hisseden Parlamento Başkanı Hormando Vaca Diez'le iktidarı paylaşmak durumunda kaldı.
Liderliğini Evo Morales'in yaptığı MAS (Movimiento Al Socialismo- Sosyalizme Doğru Hareketi) 2003'de sendikalarla birlikte radikal talepler içeren bir deklarasyon yayınlamıştı ama gelinen noktada Morales, anayasal kurumların oluşturulması ve yabancı şirketlere uygulanan gaz vergisinin arttırılması taleplerine yoğunlaştı, 16 Mayıs'tan bugüne geçen süreçte ise gazın ulusallaştırılması yeniden gündeme geldi.
Bu durum aynı zamanda gazın ulusallaştırılması hatta Campesino hükümetinin kurulmasını öne suren MAS içerisindeki radikal gruplarla Evo Morales arasında tartışmalara neden oldu.
2003'e göre çatışmaların yeni aktörü olarak Santa Cruz kentinin temsilcileri ön plana geçiyor.
Ayaklanma başladığı zaman Santa Cruz ve Tarija -zengin batı bölgeleri- otonomi talep etmiş; German Antes ve işadamı Samuel Dario Medina -ABD'nin açıktan destek verdiği liberal milletvekili- önderliğindeki gruplar Santa Cruz'dan La Paz'a doğru yürüyüşe gecen Campesinolara saldırırken, ülke tarihine ilk defa "sivil faşist saldırı" kavramı girmişti.
Dahası, 2003'deki çatışmaların adı "gaz savaşları" olarak geçerken bu kavram yerini bugün "sivil savaş"a bırakmış durumda.
Başta Morales olmak üzere parlamentodaki milletvekillerinin çoğu Santa Cruz'un otonomisinin tehlikeli bir süreci başlatacağını, ordunun bu soruna el koyması gerektiğini" söylerken, Diaz'da Mesa hükümetinin mümkün olduğu kadar orduyu devreye sokmadan sivil arayışlar peşinde olduğunu vurguluyor.
Carlos Mesa 12 Ağustos'ta parlamentoda krize neden olan sorunların tartışılması için taraflara çağrı yaptı, kilise ve yeni Papa, sakin bir şekilde, ulusal bütünlüğü gözeterek bir çıkış yolu bulunması gerektiğini vurgularken, başlangıçta yüzde 82 olan popülaritesini hızla yitiren Mesa hükümeti zamanının dolacağı 2007'den önce de seçim olabileceğini belirtti.
Bugün ayaklanmanın 22. günü. La Paz'in yoksul Alto bölgesinden başkente giden yollar tutulmuş durumda, ülkenin sınırlarından iç bölgeler kadar Campesinolarin yol kesme eylemleri devam ediyor, Bolivya içinde yolculuk yapmak da Bolivya'ya girmek de sorun, Buenos Aires'in nispeten rahat ortamında ise, Bolivya'ya ilişkin başka sesler yükseliyor.
Bolivya konsolosluğuna doğru uzun bir yürüyüş yapan göçmenler gazın ulusallaştırılması taleplerini üç dilden (Quechua, Aymara ve İspanyolca) haykırırken, salonda konuşma yapan gazeteci Diaz ise "çıkış yolunun zor olduğunu, askeri darbe korkusunun muhalefeti terbiye ettiğini" vurguluyor.
Alto bölgesinin kuşatılması ve Santa Cruz temsilcilerinin talepleri konusundaki hassasiyetlerin belirtilmesi ve de iki alt düzey subayın "çıkış yolu bulun" çağrısı dışında Bolivya ordusu şimdilik sessiz.
Ama neredeyse her yıla bir askeri darbenin düştüğü ülkede ordunun da devreye gireceği konusunda kimsenin şüphesi yok.(NK/EÜ)
Notlar
16 Mayıs- 6 Haziran eylem günlüğü
16 Mayıs'ta Başkan Mesa'nin açıkladığı yeni gaz yasası. Evo Morales tarafından Sánchez Losada hükümeti kararlarının devamı olduğu gerekçesiyle eleştirildi. Cochabamba'da Campesinolar yürüyüşe geçti.
17 Mayıs El Alto'da yol kesme eylemi ve genel grev kararı
18 Mayıs Federasyon Tupak Katari ve Kadın Örgütü (Bartolina Sisa) beş günlük açlık grevine başladı ve yayınladıkları deklarasyonda gazin ulusallastirilmasi ve anayasal kurumların hayata geçirilmesini dile getirdiler.
19-23 Mayıs Liderliğini Felipe Quispe'nin yaptığı CSUTCB (Birleşik İsçiler Sendikası) Merkez İsçiler Sendikası COB La Paz'a doğru yürüyüşe geçti.
24 Mayıs FEJUVE (Alto Taşımacılar Federasyonu) Meclisi abluka altına aldı.
31 Mayıs Campesinolar La PAL'a ulaştı Alto'daki çatışmada iki kişi yaralandı.
2 Haziran Hükümetten çıkış yolu arayışı, Santa Cruz'un otonomisini isteyen sivil faşistlerin Campesinolara saldırısı.
3Haziran Parlamento Başkanı Diez'den askerlere çağrı,
6 Haziran -Başkent La Paz'in meydanında gösteri ve göstericilerden halk hükümeti kurulması çağrısı.