Fotoğraf: Anadolu Ajansı
* HES’ler orman tahribatları, dere yataklarının betonlaştırılması ekolojik dengeyi tamamen bozdu ve iklim krizini kaçınılmaz kıldı.
* Yaşanan facia nedeniyle, bölgede çok fazla ölen kişi var fakat rakamlar doğru açıklanmıyor.
* Kapitalist sistemin oluşturduğu tahribat hızı ile doğanın kendini yenileme hızı asla aynı değildir.
Batı Karadeniz’de yaşanan sel felaketinin nedenlerine dair saptamalar, ekolojist Prof. Dr. Beyza Üstün'den.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), bugün (18 Ağustos 2021, Çarşamba) itibarıyla, Batı Karadeniz'deki sele ilişkin yaptığı açıklamada, Kastamonu'da 62, Sinop'ta 15, Bartın'da 1 kişinin hayatını kaybettiği, 2 kişinin tedavilerine de hastanelerde devam edildiğini duyurdu.
Hemen her yaz bölgenin batı ve doğusunda gerçekleşen bu sel felaketleri, bu yıl yüksek yağışın da etkisiyle çok daha fazla can kaybına neden oldu.
“İklim krizi de etkiledi”
Prof. Dr. Üstün, “Bölgedeki HES’ler, selin tek sorumlusu değildir. HES’ler yapılırken, bölgede yapılan orman tahribatları, doğal dere yataklarının bozulmasıyla birlikte yaşanan ilkim krizidir” diyor.
bianet’e konuşan Prof. Dr. Üstün, sel felaketinin nedenlerine şu sözlerle dikkat çekiyor:
“Bölgede yapılan tahribatlar iklim krizi yarattı, ekoloji tamamen bozuldu, HES’ler kontrol altına alınamaz oldu. Bu durum da sel ve afet değil, katliam ve faciayı beraberinde getirdi.
“HES’ler, orman tahribatları, dere yataklarının betonlaştırması ekolojik dengeyi tamamen bozdu ve iklim krizini kaçınılmaz kıldı.
“Bölgedeki HES akan suyu kısıtlı bir alanda depoladığı için suyun metalaşmasına sebep oluyor, biriken enerjinin kendini boşaltması gerekiyor ve santrallerin kapaklarının patlamasına davetiye çıkarıyor. Seller ve felaketlerde kaçınılmaz oluyor.
“2013'te su kullanım anlaşması ile bölgenin tüm doğal su kaynakları,2018'de onaylanarak şirketlere devredildi. Taş ocakları için bölgede yapılan ağaç kesimleri ve orman tahribatları, selde büyük rol oynuyor. Doğal dengesini tamamen mahvediyor. Ormanlar eko sistemin rezervidir.
“Yaşanan facia nedeniyle, bölgede çok fazla ölen kişi var fakat rakamlar doğru açıklanmıyor. Kapitalist sistemin oluşturduğu tahribat hızı ile doğanın kendini yenileme hızı asla aynı değildir. Doğanın dokusu bozuldu, iklim bozuldu. Karabük, Bartın bölgelerinde çok fazla zarar var. Birbirlerine yakın olan Kumluca ve Zafer Köyü büyük zarar gördü ve can kabı çok fazla ancak bu bölgelerden hiç bahsedilmiyor.
'Bölgede yıllar önce bunlar için direndik'
Yıllar önce yapılacak olan hidroelektrik santrallerinin yapılmaması için polise ve jandarmaya bölge halkı ile direndik ancak, felaket ve katliam ile sonuçlandı. Hidroelektrik santralleri bölgede iptal edilmez ise yeni bir felaket daha kaçınılmaz olacaktır.”
(MÜ/EMK)