Boğaziçi Üniversitesi’nde geçtiğimiz hafta Türkiye Gençlik STK’ları Platformu (TGSP) adlı bir kuruluş, Gençlik Liderliği Eğitim Programı adıyla bir etkinlik düzenledi.
Etkinliğe, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Boğaziçi'ne rektör olarak atadığı Naci İnci’nin Yönetim Kurulu'nda yer aldığı Turkcell ile Gençlik ve Spor Bakanlığı sponsor oldu.
26-31 Ağustos tarihlerinde yapılan etkinliğe katılmak için ise TGSP’ye üye STK’lar ve paydaş kurumlar tarafından önerilme şartı konuldu.
Amacı “gençlerin liderlik, organizasyon ve pedagojik becerilerini geliştirmeye yönelik, milli ve manevi değerleri merkeze alarak gençlik çalışmalarında liderlik yapabilecek nitelikte gençler yetiştirmek” olarak belirtilen etkinlik için Güney Kampüs’e çok sayıda üniversite öğrencisi olmayan katılımcı girdi.
Erdoğan’ın oğlu ve platforma üye bazı STK’ların yönetiminde bulunan Bilal Erdoğan, Kültür ve Turizm eski Bakanı Mahir Ünal ve Turkcell Genel Müdürü Ali Taha Koç gibi isimler etkinlikte yer aldı.
“Naci İnci, okulda tarikatlara ve cemaatlere alan açıyor”
Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğrencisi ve aynı zamanda bölümünün Öğrenci Temsilciliği Kurulu (ÖTK) temsilcisi Burak Siperli, okulda etkinliğin duyurusunun yapılmadığını söyledi.
Gazeteci arkadaşı Mehmet Baran Kılıç’tan etkinliği öğrendiğini belirten Siperli, Kılıç olmasa etkinliği öğrenmesinin mümkün olmadığını belirtti.
Okulda kulüplerin ve öğrencilerin düzenlemek istedikleri etkinliklerinin ‘manevi değerler’ gerekçe gösterilerek iptal edilmesini hatırlatan Siperli, Naci İnci’nin Boğaziçi Üniversitesi’nin kamu kaynağını iktidara yakın kurumlar için kullanmasına tepki gösterdi:
“Naci İnci, okulda tarikatlara ve cemaatlere alan açıyor. Daha geçen haftalarda adı onlarca çocuğun cinsel istismarına karışmış Ensar Vakfı'nın eski mütevelli heyeti üyesi Vahap Doğan, mevzuat yok sayılarak genel sekreter yardımcısı olarak atandı.
O nedenle bu etkinlik de Türkiye’de laikliğe karşı görüşlerin bir ürünü. Hal böyleyken üniversitenin güvenli alan olmasından kim bahsedebilir?”
“AKP Boğaziçi’nde ‘kültürel hegemonyayı’ yenmesinin şovunu yapıyor”
Tarih bölümünden Pelin G. ise etkinliği sosyal medyadan öğrendiğini ve üniversitenin resmi kanallarından etkinliğe dair herhangi bir bilgi verilmediğini anlattı.
Kampüse girişlerde güvenlik görevlilerinin sorun çıkardığını, üniversitenin geleneksel şenliği Taşoda döneminde X-Ray’den geçmek zorunda bırakıldıklarını söyleyen Pelin G., TGSP’nin etkinliği için gelenlere her türlü kolaylığın sağlandığını ifade etti.
Etkinlikte açık bir şekilde AKP propagandası yapıldığını belirtip yaşananların okula olan aidiyet duygusunu sarstığından bahsetti:
“Boğaziçi birçok açıdan ülkede lider görülen bir üniversite. Anadolu'da devlet kaynakları akıtılarak fonlanan cemaat etkinlikleri çoğu kimse için sıradanlaşmışken Boğaziçi'nde ‘yerli ve milli’ olanın eski ‘kültürel hegemonyayı’ nasıl yendiğinin bir şovu yapılıyor.”
"Özgürlüğün olmadığı bir ortamda gençlik etkinliği düzenlemek trajikomik"
Boğaziçi’nde tarikat ve cemaat bağlantılı bir etkinlik yapılmasına akademisyenler de tepkili.
Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Tuna Tuğcu, Temmuz ayında CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, milletvekilleri Ali Gökçek, Yüksel Taşkın, Türkan Elçi, Kayıhan Pala, Aylin Yaman, Onur Konuralp, Semra Dinçer, Tahsin Ocaklı ve EMEP Milletvekili İskender Bayhan’ın okula alınmamasını hatırlattı.
İktidar partisinden olmayan milletvekillerinin kampüse girişinin engellendiğini anlatıp, AKP’ye yakın siyasilerin okulda sürekli ağırlandığını ve bu görüntülerin sosyal medyada paylaşıldığını söyledi.
Naci İnci’nin makamını belirli bir siyasi görüş için kullandığını anlatıp bunun üniversitelerin varlığına ters düştüğünü ifade etti:
“Üniversitelerin birinci varlık nedeni, öğrencilere iyi bir eğitim ve sosyal yaşam ortamı sunmaktadır. Üniversite eğitimi sadece derslerden oluşmaz. Kampüslerde sosyal yaşam ve aktiviteleri de içerir. Buna karşın, üniversite yönetimi öğrencilerin sosyal ve kültürel faaliyetlerine izin vermiyor. Ancak kampüs yaşamını güvenlik kameralarıyla gözetim altında alıp, protesto haklarını engelliyor.
Bu hakkını kullanmak isteyenlere de disiplin soruşturması açıyor. Hal böyleyken kampüste gençlik liderliği konusunda aktivite düzenlemek; trajikomik, göstermelik ve siyasi bir göz kırpmadan ibaret.”
(ET/HA)