Anlaşmazlıkların şiddetsiz yollardan çözülmesi, barış ve insan hakları kültürünün yaygınlaşması amacıyla kurulan Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Barış Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi açıldı.
Merkezin gerçekleştirmeyi hedefledikleri arasında; akademisyenler, araştırmacılar, sanatçılar ve öğrencilerin işbirliğiyle eğitimin her düzeyi için müfredat ve eğitim malzemesi hazırlamak, öğrenciler, eğitmenler ve sivil toplum örgütleri için barış eğitimleri düzenlemek, barış gazeteciliği seminerleri vermek ve çeşitli araştırma ve yayınlar hazırlamak var.
Rektör Soysal: Diyalog öğrenilebilen bir şeydir
Dün (18 Aralık) üniversitedeki açılış töreninde konuşan BÜ Rektörü Prof. Dr. Ayşe Soysal şunları söyledi: “Birey, grup ve kültürler arasındaki farklılıkları sağlıklı bir biçimde algılamak ancak diyalogla mümkün. Diyalog ise öğrenilebilen bir şey. Barış eğitimi gençlere sorunlarını şiddetsiz bir şekilde diyalog ile çözmeyi öğretmeyi amaçlıyor.” Soysal, merkezin amaçladıklarından birinin de üniversiteyle dış dünya arasında bir ara yüz teşkil etmek olduğunu belirtti.
Erkman: Barış için medyaya büyük rol düşüyor
Merkezin müdürlüğünü yürüten BÜ Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Fatoş Erkman sorunların şiddetsiz çözülebileceği anlayışının yaygınlaştırılmasının yaşamsal önem taşıdığına, örgün ve yaygın eğitimle birlikte medyaya büyük rol düştüğüne dikkat çekti. Erkman barış eğitimini, “bireyin kendi kendisiyle barışık olmasından başlayıp; çatışma ve anlaşmazlıkları çözmek için bilgi, beceri ve yöntem geliştiren eğitim” olarak tanımladı. 2000–2010 arasının Birleşmiş Milletler tarafından Barış Eğitimi Yılı ilan edildiğini belirten Erkman, merkezin çalışmalarının diğer üniversitelere ve topluma öncülük etmesini umduklarını söyledi.
"Barış eğitimi koruyucu tıbba benzer"
Barış Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi üyeleri Nur Bekata Mardin ve Jennifer Sertel de konuşmalarında merkezin kuruluşunu ve amaçlarını aktardılar. Mardin, barış eğitiminin, "koruyucu tıbba" benzetilebileceğini şöyle açıkladı: “Bugüne kadar silahlanmaya, savaşa harcanan para insanlara barış kültürünü öğretmek için harcansaydı, bugün her alanda yaygın olan şiddet yerine sorunlara çok daha insancıl, sağlıklı, kalıcı ve ekonomik çözümler yaratmak mümkün olacaktı.”
Türkiyeli ve Yunanistanlı kadınların girişimiyle oluşan, iki kültür arasında barışın yaygınlaşması için çalışan WINPEACE derneği üyeleri Mardin ve Sertel, çeşitli barış eğitimlerine katılan gençlerde gerçekleşen tutum değişikliklerinden de örnekler vererek Merkez’in barış eğitimi adına yapacaklarını da anlattı:
“Gençler korkularını tanıyacak, önyargılarıyla yüzleşecek, öfkeleriyle baş etmeyi öğrenecek, özsaygı, eleştirel bakış açısı ve empati kazanacak, böylece insan hakları ve sosyal adalet farkındalığına sahip olacaklar. Bazı beceriler öğrenilebilir, öğretilebilir.”
Banias: Savaşın tek seçenek olmadığını öğrenmek gerek
"İnsan Onuru Bağlamında Barış" konulu konuşmasında BÜ Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Yrd. Doç Dr. Irene Banias barışın ancak insan onuruna saygılı, herkesin sosyal adalet ve özgürlüklerden tam olarak faydalandığı bir dünyada mümkün olacağının altını çizdi. Banias, sürdürülebilir barış inşa etmede barış araştırmaları ve barış eğitiminin ilk koşul olduğuna dikkat çekerken “İnsanların savaşın tek seçene olmadığını öğrenmek için barışın öyküsünü öğrenmeleri gerek” dedi.
Alankuş: Barış gazeteciliği ve hak haberciliğinde bianet iyi örnek
Doğu Akdeniz Üniversitesi'nden Doç. Dr. Sevda Alankuş davetlileri barış haberciliği ve etkileri hakkında bilgilendirdi. Alankuş, geleneksel gazeteciliğin savaşa ve çatışmaya odaklanan, kazanan ve kaybeden yaratan, anlaşmazlıkların nedenlerine inmekten ve çözüm yolları yaratmaktan uzak olması nedeniyle, aslında "savaş gazeteciliği" olduğunu ifade etti.
Buna karşılık barış gazeteciliğinin barış çabalarını ve uzlaşma arayışlarını yansıtan, anlaşmazlığın nedenlerine odaklanan, bütün tarafların sesini duyurmaya çalışırken bu tarafları insanlaştıran ve silahları olumsuzlaştıran, haber için şiddetin gerçekleşmesini beklemek yerine şiddeti önlemeye çalışıp, çözüm için yaratıcılık gösteren bir yaklaşım olduğuna dikkat çekti. Bu bağlamda haber değeri, objektiflik ve tarafsızlık gibi kavramların yeniden düşünülmesi gerektiğini söyleyen Alankuş, bu ölçütlerle, bianet’in hak haberciliği ve barış gazeteciliği alanında Türkiye’de "iyi örnek" olduğunu da vurguladı. (KÇ/TK)