Kadınların kampüs içinde ve dışında cinsel taciz ve şiddet gibi tehditlerden korunması eğitim hakları açısından kritik bir öneme sahip.
Bu nedenle birçok üniversite bünyesinde 2010’lardan beri Cinsel Tacizle Mücadele birimleri açtı. Günümüzde en az 22 üniversitede cinsel tacizi önleme, kurul, komisyon ve birimi bulunuyor. Bu birimler “Cinsel Saldırıya ve Tacize Karşı (CTS) İletişim Ağı” içerisinde koordineli bir şekilde çalışıyor.
2016 yılında Boğaziçi Üniversitesi akademisyen ve öğrencilerinin çalışmalarıyla kurulan Cinsel Tacizi Önleme Komisyonu (CİTÖK) ise 2021 senesinde kayyım rektör Bulu komisyonun tek ücretli çalışanı ve koordinatörü Cemre Baytok’u ücretsiz izine çıkararak CİTÖK’ü fiilen işlevsiz hale getirdi.
Kayyım yönetimce işlevsizleştirilmesinin ardından CİTÖK ilk defa üyelerinden Senem Yıldız’ın katılımıyla 24 Ekim 2023 ve 29 Şubat 2024’te sunum yaptı. Boğaziçi Üniversitesi’nde CİTÖK’ün varlığını tekrar hatırlatmaya başladığı bu dönemde, Senem Yıldız ile CİTÖK’ün işlevlerini konuştuk.
“Resmî mekanizmaların çalıştırılmasını sağlıyor”
Kadınların kampüs içinde ve dışında güvenliklerini sağlamak neden önemli ve CİTÖK’ün buradaki işlevi nedir?
Güvenli bir kampüs, tüm bireylerin eğitimlerini sağlıklı bir şekilde tamamlamalarına ve potansiyellerini gerçekleştirmelerine yardımcı olur. CİTÖK’ün bu konudaki önemini şöyle açıklayabiliriz: CİTÖK, kampüs içinde ve dışında cinsel tacizin önlenmesine yönelik politika ve stratejilerin geliştirilmesine öncülük eder ve kurumsal düzeyde cinsel tacizi ele almak ve önlemek amacıyla etkili politikaların oluşturulmasını sağlar.
Farkındalığı arttırıcı ve toplumsal desteği geliştirecek eğitimler verir. Üniversite mensupları arasında taciz mağduru olan kişilerin şikâyetlerini değerlendirir ve haklarının korunması için onları ilgili mekanizmalara yönlendirir. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin teşvik edilmesini sağlayacak değişimleri destekler.
Toplumsal cinsiyet temelli taciz nedir ve kendisini hangi alanlarda gösterir? CİTÖK’ün bununla baş etmedeki önemi nedir?
Toplumsal cinsiyet temelli taciz, bir kişinin veya bir grubun cinsiyet kimliği ve/veya cinsel yönelimine yönelik sözlü veya fiziksel saldırı ve ayrımcılıktır. Örnek olarak, bir kişiye cinsiyet kimliği nedeniyle farklı davranmak, kişiyi aşağılamak, tehdit etmek, cinsiyet kimliğini tanımamak veya toplumsal cinsiyet rolleri üzerinden belirli bir kalıpta hareket etmesi için baskı yapmak, kullanmadığı veya istemediği bir adla hitap etmek gibi davranışları sayabiliriz.
Bu tür taciz, genellikle cinsiyet eşitliği eksikliği ve toplumsal cinsiyetle ilgili ayrımcılığın bir sonucu olarak ortaya çıkar. Bu durum, elbette tacize uğrayan kişilerin güvenliği, özgüveni ve yaşam kalitesi üzerinde çok ciddi olumsuz etkilere sahip olabilir. CİTÖK, daha önce bahsettiğim şekilde toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik farkındalık çalışmaları yürütür, kurum bazında eğitim, politika ve eylem planları geliştirir, diğer üniversitelerle işbirliği yapar ve taciz mağdurlarının haklarını aramaları için resmî mekanizmaların çalıştırılmasını sağlar.
Kadın ve LGBTİ+’lar üniversiteden uzaklaşabiliyor
Kamusal alandaki şiddet ve baskı temasını cinsiyet boyutunda ele alabilir misiniz? CİTÖK’ün bununla mücadele etmedeki önemi nedir?
Kadınlar ve LGBTİ+’lar gibi toplumsal cinsiyet normlarına uymayan kişiler kamusal alanda, kendilerini sık sık baskı altında hissedebilirler. Örneğin, kadınlar giyim tercihleri veya davranışları nedeniyle dışlanabilir veya tacize uğrayabilirler. Benzer şekilde, LGBTİ+’lar da cinsel yönelimleri veya cinsiyet kimlikleri nedeniyle ayrımcılığa ve şiddete maruz kalabilirler.
Bu tarz bir şiddet ve baskı, kadınların ve LGBTİ+’lar psikolojik travma yaşamasına, arkadaşlık ilişkilerinin zayıflayıp sosyal çevrelerinden izole olmalarına yol açabilir. Ayrıca öğrenciler eğitimlerine odaklanmakta güçlük çekebilir ve bu da akademik başarılarında ciddi bir düşüşe hatta üniversiteden uzaklaşmalarına neden olabilir.
Bu tür durumlar üniversite kurumuna duyulan güveni de sarsar.
“CİTÖK faaliyetleri sekteye uğradı”
Flört şiddeti ve ısrarlı takip durumunda bir kadın ne yapmalı? CİTÖK’ün bu konuda kampüs içinde ve dışında yapabildikleri nelerdir?
Kadınlar karşılarındakilerin ilgisinden ve tavırlarından rahatsız oldukları ilk andan itibaren kişisel sınırlarını belirleme yönünde adım atmalı ve bu rahatsızlıklarını kararlı ve net bir dille belirtmeli. Flört şiddeti ve ısrarlı takibin yaşandığı durumlarda kadınlar ellerindeki kanıtları kesinlikle silmemeli. Konunun uzmanının CİTÖK olduğu ve bu tür görüşmeler için en uygun yer olduğu unutulmamalı.
CİTÖK bir karar merci değil ve bu danışmanlıklar sonucunda herhangi bir yaptırımı olmaz. Ancak mağdura, üniversite içindeki resmî süreçleri başlatacak yönlendirmelerde bulunur ve üniversite dışında mağdurun kolluk kuvvetlerine başvurması ve hukuki destek alması için de yol gösterilir. Mağdurun kampüs içinde ve dışında korunması için girişimlerde bulunur.
Kadınlar günü için gerçekleştirdiğimiz bu söyleşiyi Doç. Dr. Senem Yıldız’ın şu ekiyle kapatıyoruz:
“CİTÖK Koordinatörlüğünün artık olmaması ve CİTÖK Komisyonu üyelerinin sayısının da iyice daralması ile CİTÖK faaliyetleri üniversitemizde ciddi anlamda sekteye uğradı. Üniversitemizde hâlâ ne yazık ki kadrolu bir psikiyatr yok. Ancak ben ısrarla öğrencilerimize herhangi bir taciz veya şiddet olayı karşısında öncelikli olarak CİTÖK’e başvurmalarını ve haklarını resmî yollarla aramalarını öneriyorum.” (NK/DK/TY)