*Fotoğraf: Umut gazetesi
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2 Ocak’ta Boğaziçi Üniversitesi’ne atadığı rektör Melih Bulu’nun istifası için akademisyen ve öğrencilerin yaptığı eylemler 39. gününe girdi.
39 gün süren direnişte 10 öğrenci tutuklandı, 25 öğrenciye ev hapsi verildi, yüzlerce öğrenci ise gözaltına alındı.
Tam bu süreçte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 6 Şubat Cumartesi gecesi Boğaziçi Üniversitesi’ne Hukuk Fakültesi ve İletişim Fakültesi açılması kararı aldı.
Melih Bulu’nun istifası beklenirken, iki fakültenin açılması kararı ise tepkileri daha da arttırdı.
Fakültelerin bir ihtiyaçtan öte Melih Bulu'nun çalışabileceği kadroların oluşturulması için açılmak istendiği fikri de sıklıkla ifade edildi.
Peki, İletişim Fakültesi açılması kararı tesadüf müydü? Binlerce İletişim Fakültesi mezunun işsiz olduğu Türkiye’de, Boğaziçi Üniversitesi’ne İletişim Fakültesi açılmasındaki amaç nedir?
TIKLAYIN-Boğaziçi'nde hukuk ve iletişim fakülteleri açılıyor
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bildiriyi imzaladığı gerekçesiyle ihraç edilen Prof. Dr. Ülkü Doğanay, Boğaziçi’ne İletişim Fakültesi açılması kararını bianet'e yorumladı.
Prof. Dr. Doğanay, iktidarın İletişim Fakültesi açma fikrini oldukça "garipsediğini" söyledi.
AKP'nin iletişim kavramından sadece propangandayı anladığını ifade eden Prof. Dr. Doğanay, "'Kültürel iktidar olamadık' diye sıklıkla tekrarlıyor. Hatta Fahrettin Altun, son zamanlarda 'kültürel hegemonyamızı kuracağız' demişti. Galiba tam da bu nedenle iletişime önem veriyorlar. Ama iletişimden anladıkları sadece propaganda.
Propaganda yapmak için de bir fakülte açmaya gerek yok. 'Kültürel bir sermaye oluşturalım' diye düşünüyorlarsa, kültürel sermayenin temelinde de eleştirel düşünce yatıyor. Eleştirel düşünceye sahip olmayanların kültürel sermaye oluşturması mümkün değil" dedi.
TIKLAYIN-"Bulu o koltukta oturabilir ama Boğaziçi'ni yönetemez"
"Bulu'nun yanında olacak kadro gerekiyor"
Prof. Dr. Doğanay da fakültelerin Melih Bulu'nun ihtiyaç duyduğu kadroları oluşturmak için açılmak istendiğini söyledi: "Fakültelerin açılması kararı üniversitenin kurullarında görüşülmesi gerekiyor.
"Bir ihtiyaç olduğuna dair karar çıkması gerekiyor. Niyet çok belli, Melih Bulu'nun yanında olacak kadroya ihtiyacı var. Kısa sürede atayacakları akademisyenlerle, kurullarda destek verecek kadro oluşturulacak."
TIKLAYIN-"Yeni fakültelerle Boğaziçi'nin yapısını bozmak istiyorlar"
"Kimsenin gazetecilik yapması istenmiyor"
AKP'nin eleştirel bakış açısına tahammül edemediğine dikkat çeken Prof. Dr. Doğanay, İletişim Fakültelerinin önemine değindi: "Gazeteciler tekniği zaten meslekte öğreniyor, biz okulda bunu öğretme iddiasında değiliz. Biz eleştirel, mesafeli, sorgulayarak bakabilmeyi öğretmeye çalışıyorduk. Bu hiç istemedikleri bir durum çünkü kimsenin gazetecilik yapması istenmiyor.
"Mesela Ankara üniversitesi İletişim Fakültesi en eski okullardan biri ve bir ekoldü. Yeni açılan iletişim fakültelerine yönetici kadrosu verdi, ders programı oluşturulurken İLEF'in programlarına bakılırdı. Bunu tarumar ettiler.
"60 kişilik kadronun 27'sini KHK ile attılar. Nitelikli eğitim veren, eleştirel kadronun önemli bir kadrosunu üniversitenin dışına attılar. Bunu yapan bir anlayışın şimdi bir İletişim Fakültesi açmaktaki niyeti gazeteciler yetiştirmek olamaz."
TIKLAYIN-"Liyakatin olmadığı yerde eğitim kalitesi düşüyor"
"Gazetecilik yapılacak yer kalmadı"
"Boğaziçi'nde açılacak bir İletişim Fakültesi'nin Türkiye'ye nasıl bir faydası olur bilemiyorum" diyen Prof. Dr. Doğanay, son olarak meslekte yaşanan sorunlara dikkat çekti:
"Gazetecilerin, muhalif bir kaç basın dışında gazetecilik yapabilecekleri yer kalmadı, ana akım da hiç yok. Boğaziçi'nde uluslararası nitelikte eğitim verilecek ve iletişim erbapları yetişecek. Peki bunlar nerede çalışacak?
"İktidarın propaganda aygıtlarına gazete diyemeyiz, orada çalışmak için nitelikli eğitime ihtiyaç yok, en önemlisi gazeteci olmaya gerek yok. Çünkü iletişimden anladıkları sosyal medyadaki trol ordusundan öteye gitmiyor.
"Troller ne deniyorsa ertesi gün gazete manşetlerinde aynı şeyi görüyoruz. Bunun için gazeteci olmaya da gazeteci yetiştirmeye gerek yok. Belli ki kendi kadrolarına Boğaziçi'nde yer vermek gibi bir amaçları var, oradaki yapıyı değiştirmeyi amaçlıyorlar."
66 iletişim fakültesi, binlerce işsizYükseköğretim Kurumu'nun 2021 yılı istatiklerine göre; Türkiye'de 66 İletişim Fakültesi bulunuyor. 66 üniversiteden 6'sı şu an pasif görünüyor. Pasif görünen üniversiteler arasında 6 Şubat günü listeye eklenen Boğaziçi Üniversitesi de yer alıyor. 66 İletişim Fakültesi'nde toplam 2102 akademisyen görev yapıyor. 2102 akademisyenin 330'u profesör, bu sayısının 169'u kadın, 161'i ise erkek. İletişim fakültesindeki toplam öğrenci kontejan sayısı ise 10 bini aşıyor. |
Ne olmuştu?Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2 Ocak'ta, 2015'te AKP'den milletvekili aday adayı olan Prof. Dr. Melih Bulu'yu Boğaziçi Üniversitesi'ne kararname ile rektör olarak atadı. 2002'de Sarıyer AKP İlçe Örgütü'nün kuruluşunda yer alan Bulu'nun Boğaziçi Üniversitesi'ne atanmasına öğrenciler ve akademisyenler tepki gösterdi. İlk defa üniversite dışından bir rektör atanmasına da karşı çıkan ve Bulu'nun "kayyım" olduğunu söyleyen öğrenciler, 4 Ocak'ta Boğaziçi Üniversitesi'nde eylem düzenledi. Polis, öğrencilere biber gazı ve plastik mermiyle müdahale etti. Üniversite kapısına kelepçe vuruldu. Bulu'yu protesto eden Boğaziçi Üniversitesi'nden akademisyenler de rektör devir-teslim törenine tepki göstererek Rektörlük binasına sırt dönme eylemi başlattı. Polis, gösterilere katılan öğrencilerin evlerini bastı. Çok sayıda öğrenci gözaltına alındı. 4 Ocak'tan beri farklı yerlerde ve şekillerde devam eden eylemlere polis her seferinde müdahale etti. Soylu ve Erdoğan'ın üniversitedeki resim sergisi nedeniyle LGBTİ+'ları ve öğrencileri hedef göstermesinden sonraki eylemlerde polis üniversiteye de girdi. Boğaziçi öğrencilerine İzmir, Ankara, Samsun gibi birçok şehirden ve üniversiteden de destek geldi. 7 Şubat tarihi itibarıyla Boğaziçi Dayanışması en az 500'ün üzerinde öğrencinin gözaltına alındığını, 25'ine ev hapsi cezası verildiğini, 10'unun ise tutuklandığını açıkladı. Öğrenciler, TCK'nin 216. ve 265. maddeleri yani "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" ve "görevi yaptırmamak için direnme" suçlamalarıyla tutuklu. "Kayyım rektör istemiyoruz", "Melih Bulu istifa" diyen öğrenciler, mezunlar, çalışanlar ve akademisyenler protestolarını 4 Ocak'tan bu yana sürdürüyor. |
(RT)