Boğaziçi Üniversitesi Kadın Araştırmaları Kulübü (BÜKAK) ile Kültür ve Siyasette Feminist Yaklaşımlar dergisi ortaklığında Boğaziçi Üniversitesi Demir Demirgil Salonunda Cinsel Şiddete Feminist Yaklaşımlar başlıklı bir panel düzenlendi.
Panelde Boğaziçi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Nükhet Sirman, İstanbul Feminist Kolektif'ten Avukat Deniz Tuna, İstanbul Tip Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı'ndan Doç Dr. Ufuk Sezgin ve BÜKAK'tan Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler öğrencisi İrem Az konuştu.
"Kadına şiddet uygulayan erkek değildir"
Prof. Dr. Nükhet Sirman feministlerin toplumsal cinsiyet rolünün yarattığı kadın ve erkek imgeleriyle mücadelesinin önemi üzerinde durdu.
"Bizde etnik, dinsel, kültürel kökenlerle ilgili her türlü ezme-ezilme ve güç ilişkisi kabul edilirken nedense toplumsal cinsiyetin yarattığı roller ve iktidar ilişkisi ayrımcı bir kavram olarak yönetişim biçimimizin bir yerinde geçemiyor.
"Oysaki her türlü sınıf, ırk, iktidar ilişkisi ile kadın ve erkek arasındaki ezme ve ezilme rolleri arasında çok da iç içe geçmiş bir ilişki vardır ve bu roller aralarında bağlantılar kurularak çözüme ulaştırılabilir."
Sirman daha sonra "Hürriyet'in Aile İçi Şiddete Son!" kampanyasının billboard afişlerini de eleştirdi.
"Kadına şiddet uygulayan erkek değildir, bizden değildir, erkek imgesini pekiştiriyor. Dahası bir erkek bir erkeğe; bir özne bir özneye hitap ediyor ve tüm sorunu 'aralarında' çözmeye davet ediyor. Kadın yine arada kalmış bir nesne ve işte bu tam da şiddetten kast ettiğimiz bu."
Avukat Tuna: Kadın cinayetleri politiktir
İstanbul Feminist Kolektif'ten avukat Deniz Tuna kadın cinayetlerini 'politik' olarak tanımladıktan sonra "Kadın intiharlarının da cinsel şiddet içerisinde değerlendirilmesi gerekir. Toplumsal yapı ve hukuki süreç kadına yönelik şiddeti açık bir şekilde beslemektedir" dedi.
"Haksız tahrik indirimi kadın cinayetlerinde haklı haksız her davada uygulanıyor ve bazı davalarda hakimler kadının kocasından izinsiz alışverişe çıkmış olması, kot pantolon giymesi, kahvaltıyı geç hazırlayı bile bu kapsamda değerlendiriyor. "
Tuna tüm kadınları şiddete karşı taraf olmaya davet etti:
"Bu tür suçların yaygınlaşması bütün kadınların sosyal yaşamını kısıtlar. Bizler kadın örgütleri olarak kadın cinayetleri davalarında müdahil olma talebimizi dile getiriyoruz ancak henüz taleplerimiz karşılanmış değil."
Ufuk Sezgin: Mağdur ya da saldırgan olma
Doç. Dr. Ufuk Sezgin "Kadına yönelik şiddetle mücadele için yaşamını ortaya koyan kadınlardan biriyim" diyerek başladığı ve "Mağdur ya da saldırgan olma" diyerek bitirdiği konuşmasına randevu/flört tecavüzü kavramına yaptığı vurgu ile devam etti.
İrem Az: Üniversite şiddetten kurtarılmış değil
Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi İrem Az ise feminist bir öğrencinin gözünden üniversite yerleşkelerinde tanık oldukları kadına yönelik şiddet içeren deneyimleri aktardı ve yerleşkelerin cinsel şiddetten kurtarılmış bölgeler olmadığını söyledi. (ELV/EÖ)