Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, 20 Temmuz'da yurt sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte barınma kriziyle tekrar karşı karşıya geldi.
Okul tarafından yurt hakkını belirleyen kriterlerde değişikliğe gidileceği konusunda bir açıklama yapılmış olsa da yeni kriterlerin ne olduğu açık değil. Öğrenciler hangi sebeplerle yurt haklarının ellerinden alındığını bilmiyor.
Yurt hakkından faydalanamayanlar arasında depremzede öğrenciler ve normal şartlarda yurtta kalmaya devam etmesi gereken üst sınıf öğrenciler de bulunuyor ve barınma krizi sebebiyle kayıt dondurmayı düşünen çok sayıda öğrenci mevcut. Yurt sonuçlarının açıklanmasından bir gün sonra (21 Temmuz) Boğaziçi Üniversitesi Öğrenci Temsilciliği Kurulu, “Boğaziçi barınamıyor” diyerek bir basın açıklaması düzenledi.
TIKLAYIN-"KYK yurtları kimse için nitelikli barınma alanları değil"
Mevcut okul yurtlarının depreme karşı güçlendirilmek üzere boşaltılması, hazırlık öğrencilerinin yurt bulunmayan bir kampüse taşınması ve çevredeki kiraların pahalılığı Boğaziçi’ndeki barınma krizinin temelini oluşturuyor. Okulun kısa vadeli planları arasında oda kapasitelerinin artırılması, öğrenci kulüplerinin odalarının yurt odalarına dönüştürülmesi, Anadolu Hisarı KYK Kız Öğrenci Yurdu’nun alınması ve daha önce depremzedelere açılan 3. Kilyos Yurdu’nun tekrar öğrencilere açılması mevcut.
Öğrenciler tarafından dile getirilen bir diğer iddia ise üst sınıf öğrencilerin elenmesindeki sebebin yeni öğrencilere yer açarak başarılı öğrencilerin Boğaziçi’nde okumayı tercih etmesinin bir reklam fırsatı olarak kullanılmaya devam edilebilmesini sağlamak olduğu yönünde.
İki binin üstünde öğrenci açıkta kalacak
Boğaziçi Üniversitesi Öğrenci Temsilciliği Kurulu (ÖTK) Yurtlar Çalışma Komsiyonu krizi bianet’e şöyle değerlendirdi:
“Biz ÖTK Yurtlar Çalışma Komisyonu olarak mart ayının sonlarından beri yurt koşullarının iyileşmesi için çeşitli çalışmalar yürütüyoruz. İlk başta odağımız halihazırda barınma hizmeti veren yurtların fiziksel koşullarının iyileşmesiydi ancak okulla görüşmelerimiz sırasında depreme dayanıklı olmayan yurtların güçlendirilmesi veya yıkılması sonucunda 2000’in üstünde öğrencinin açıkta kalacağını öğrenince odak noktamızı öğrencileri bu krizle ilgili bilgilendirmek ve okul yönetimine çözüm önerileri sunmak olarak değiştirdik.
Bu süreçte öğrencileri bilgilendirmek için sosyal medya ve Whatsapp grupları üzerinden farklı duyurular yaptık, bilgilendirici bültenler hazırladık ve açık çağrı toplantılar aldık. Ancak yurt krizinden haberdar olmamızla patlaması arasındaki yaklaşık iki aylık süreçte bizi en çok etkileyen şey okulun çözüm önerilerimize karşı vurdumduymazlığıydı.”
Alternatif önerileri reddedildi, kulüp odaları çözüm olarak görüldü
“Okula sunduğumuz Uçaksavar Lojmanlarının depreme dayanıklı D Bloğunun kriz süresince öğrencilere açılması, Superdorm karşısındaki otopark arazisine kriz süresince geçici konteyner yurtlar konulması, Superdorm yurdunun güçlendirilmesinin bir yıllığına ertelenmesi önerilerimizin hepsi "oraların bütçesi zaten çıktı, kullanmamız lazım" diyerek reddedildi. Mesela Superdorm yurdunun güçlendirilmesinin gerçekten acil olup olmadığı öğrenmek adına depreme dayanıklılık raporunu talep eden bir dilekçe gönderdik ve okul bu talebimizi reddetti.
Bunun dışında depreme dayanıklı olduğunu bildiğimiz Rektörlük, Öğrenci İşleri Dairesi Binası ve Kuzey Kampüs'teki bazı idari binaların kriz süresince yurda dönüştürülmesini önerdik ancak bu önerilerimiz değerlendirilmedi bile, hiçbir sebep verilmeden reddedildiler. Ancak okul işine geldi mi kulüp odalarından, 1. Erkek Yurdu’nun altındaki odalardan çıkın demeyi çok iyi biliyor. Kulüpler barınma krizi için feda edilebiliyor yani ama okulun proje bütçeleri veya diğer binaları edilemiyor.”
Süreç şeffaf değil, okuldan açıklama yok
“En sonunda geldiğimiz noktada kriz patladı ve yüzlerce öğrenci yurtsuz kaldı. Dün açtığımız geri bildirim anketine şimdiden 411 yanıt geldi ve bu öğrencilerden 359'una yurt çıkmamış. Yurt çıkmayan öğrencilerdense yalnızca 28 tanesi özel yurt veya eve çıkacak maddi durumu olduğunu belirtiyor ki bunlar yalnızca bizim kendi imkanlarımızla elde ettiğimiz veriler, çünkü okul şeffaf bir şekilde yurt başvurularıyla ilgili tüm verileri paylaşmayı reddediyor.
"Yurt çıkmayan bir öğrenci şu anda ne sebeple yurt çıkmadığını, kaçıncı sırada yurt olanağını kaçırdığını, sosyoekonomik puanın neye göre hesaplandığını bile bilmiyor. Okul bizim sunduğumuz tüm çözüm önerilerini elinin tersiyle iterken alternatif çözüm önerisi de sunmuyor. Yurtsuz kalan öğrenciler Boğaziçi Üniversitesi tarafından sokağa terk edilmiş durumda şu anda ve okul tamamen suskun, krizle ilgili hiçbir açıklama yok!”
Ne olmuştu?
Barınma krizi, özellikle pandemiden sonra ekonomik krizle beraber öğrenciler için büyük bir sorun haline geldi. Öğrenciler KYK ve üniversite yurtlarındaki sorunları ve artan kiraları Barınamıyoruz Hareketi altında toplanarak gündeme getirdi. Barınamayanlar, krize dikkat çekmek için ilk nöbetlerini 20 Eylül 2021’de gerçekleştirmişti.
Boğaziçi Üniversitesi’ndeki krizin sebepleri arasında ise 2003-2004 eğitim yılından beri hazırlık öğrencilerinin kaldığı ve öğrenim gördüğü Kilyos Kampüsü’nün taşınması ve okulun halihazırdaki yurtlarının depreme karşı yıkılmak ya da güçlendirilmek üzere boşaltılması mevcut.
18 Şubat 2022 tarihli Cumhurbaşkanlığı kararıyla Marmara Üniversitesi’ne ait olan Anadolu Hisarı Kampüsü’nün Boğaziçi Üniversitesi’ne verilmiş ve böylece öğrencilerin yurt imkanları kesinleştirilmeden Kilyos Kampüsü boşaltılmaya başlanmıştı. Öğrencilerden gelen tepki, hazırlık sınıflarının bir kısmının online eğitime geçerken diğer öğrencilerin okulun özel yurdu olan Superdorm’un ortak alanlarına konulan ranzalara yerleştirilmesiyle sonuçlandı.
Depreme karşı güçlendirileceği için boşaltılacak olan 1.Kilyos, 1.Kuzey, 2.Kuzey ve Superdorm Yurtları ile Kilyos Oteli, geçtiğimiz sene 4300 olan barınma kapasitesinin yaklaşık olarak 2500 kişilik kısmını oluşturuyor. 1. ve 2. Kuzey yurtlarının tamamen yıkımı, diğer yurtlardaysa güçlendirme çalışmaları yapılması bekleniyor.
(NK/AY)